22 Temmuz'dan bu yana ne yaptı
AK Parti Hükümeti?
İkinci
kapatma davası da geliyor deniliyor ama AK Parti kılını kıpırdatmıyor.
İlk davada kıl payı kurtuldu ama bu defa skorun 11-0 olacağına dair sızıntılar haberlere yansıyor.
Ne yaptı AK Parti ciddi ciddi soralım.
Bir tek Cumhurbaşkanı seçti. Onda da
Abdullah Gül ismi son dakikada kesinleşti. Tabandan gelen yoğun
baskı olmasaydı o da olmayacaktı. Hatırlayın bazı gazeteler Vecdi
Gönül,
Nimet Çubukçu Cumhurbaşkanı manşetleri ile çıkmıştı.
Ergenekon meselesi mi?
Bu mesele ile AK Parti'nin ilgisi yok.
Ergenekon davası kendi bağımsız mecraında sürüyor.
Siyaseti iyi koklayanlar son zamanlarda meydana gelen birkaç olaya dikkat çekiyorlar.
Bunlardan birisi
Başbakan'ın 1.
Ordu Komutanı ile karşılıklı ziyaretleşmesi.
Anayasa değişikliği konusunun rafa kaldırılması...
Ve tabii ki
Suriye sınırındaki
mayınların temizlenmesi meselesi...
Bir Başbakan protokolde bir bakandan daha düşük yeri olan bir Ordu Komutanı'nı niye ziyaret eder ki?
Karşılıklı iki görüşme oldu. Acaba bu görüşmelerde neler oldu? Kim kime ne dedi, ne gösterdi?
Neden hükümete karşı bunca hazırlığın olduğu görmezden geliniyor?
AK Parti'yi
kapatma davasının eli kulağında olduğuna dair ciddi işaretler alınıyor.
Anayasa değişmedikçe,
parti kapatma konusu zorlaştırılmadıkça bunların elinde büyük kozlar olduğunu görmezden gelmek kime ne kazandırır?
AK Parti'yi kapattıktan sonra Cumhurbaşkanı'nı Köşk'ten indirmek artık çocuk oyuncağı haline gelir.
AK Parti hükümeti anayasayı değiştirmemekle sadece kendisini değil, Cumhurbaşkanlığını da tehlikeye atıyor.
AK Parti gerileme dönemine mi giriyor acaba?
Galiba plan şu:
Öncelikle AK Parti haricinde etkin olabilecek bütün
siyasi partiler devşirilecek. DSP-DP zaten belli. MHP'de dikkat ederseniz Koray Aydın'ın harekete geçtiğini görürsünüz.
CHP zaten Ergenekon'un avukatı.
Bütün partiler devşirildikten sonra AK Parti'yi kapatacaklar.
AK Parti kapatılırken de halkın onayını almak için AK Parti yanlış politikalara yönlendirilecek. Tıpkı "Suriye sınırındaki mayınlı
arazi" meselesinde olduğu gibi.
Yani bir nevi
Amerikan kovboy filmlerindeki o meşhur sekanslar gibi... Kurbana doğrulttuğu silahla kendi mezarını kazdıran kovboylar gibi...
AK Parti'ye 'mezarını kendin kaz' diyorlar.
Milleti "madem öyle kapansın" noktasına getirecekler.
AK Parti'siz bir ortamda da ondan artakalanların bir kısmı birleşmiş DP'ye, bir kısmı Abdüllatif'e gider. Böylece bütün partiler Ergenekoncu olur.
Bu aşamadan sonra sıra Abdullah Gül'ün indirilmesine gelir.
Bu anlamda Deniz
Baykal'ın hamleleri doğru.
Güneydoğu hamlesi gibi, mayın meselesindeki tutumu gibi...
Ne diyor Baykal dikkat etmek lazım: Sen milletin toprağını nasıl satarsın? Sen bunun kararını nasıl alıyorsun? Senin kaç günlük ömrün var daha belli değil."