20 ÖNERİ HAKKINDA-2

Bu yazıda aynı listedeki geriye kalan önerilere değiniyoruz.


Geçen hafta Taraf Gazetesi’nde yayınlanan “Kürt sorununun çözümü için 20 öneri”nin bir bölümünü dünkü yazımızda ele almıştık. Bu yazıda aynı listedeki geriye kalan önerilere değiniyoruz. *** * PKK’lıların cenazeleri ailelerine verilsin: Bilindiği kadarıyla bu konuda farklı uygulamalar oluyor. Bazı kamu görevlileri cenazelerin gösteriye dönüşmesini engellemek için fazla hassasiyet gösteriyor, bu da sıkıntıyı artırıyor. Sorun, İçişleri Bakanlığı’nın “esnek yaklaşma” talimatıyla daha ılımlı bir noktaya götürülebilir. Ama sorunun çözümü “artık hiçbir cenaze olmasın” üzerine kurulduğunda bu talep de eskide kalmış olacaktır. * Dağlardaki milliyetçi sloganlar silinsin: Bunlardan rahatsız olunmamalıdır. Dünyadaki askeri kurumların tümü belli bir “birlik ruhunu” canlı tutar. “Birlik ruhu”nun demokratik süreçlere engel olan yanı şu anda dağlarda ya da askeri arazilerde yazılı olan milliyetçi sloganlar değildir. Eğer aralarında “ölçüsü kaçmış” olanlar varsa ve yanlış anlaşılmalara neden oluyorsa, bunlar kolayca düzeltilir. * Bölgeye Kürtçe bilen memurlar gönderilsin: Aslında bir süredir böyle bir uygulama var. Memurlar sayıca yetersiz kalabilir, ancak bunun da farklı nedenleri vardır. Silahlar sustuğunda buna kimsenin bir itirazı olmayacaktır. * Mayınlı arazilerin temizlenmesine hız verilsin: Bu konuda, niyet olmasının ötesinde bazı somut maddi sorunlar olduğunu yetkililer söylüyor. Ancak yine de çözüm, kamu otoritesinin “silahların kesin olarak sustuğuna” inanmasından geçecektir. * Yasaklı ekim alanları açılsın: Konu aslında yukardaki öneriyle bağlıdır, çözümü de yine aynı yolla olacaktır. * 12 Eylül’de Diyarbakır Cezaevi’nde yapılanlar için devlet özür dilesin: 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından zulüm ve işkence sadece Diyarbakır Askeri Cezaevi’nde uygulanmadı. Bu talebi dile getirenler “Bütün Türkiye için demokrasi” fikrinden hareket etmek ve 12 Eylül’ün tüm uygulamalarıyla hesaplaşmak için çaba göstermek durumundadır. 12 Eylül’ün ana meselesi olarak sadece Diyarbakır Cezaevi’ni görenlerin “herkes için demokrasi” fikri yolunda kendilerini biraz daha eğitmeleri gerekiyor. 12 Eylül bütün ülkenin sorunudur, sadece Diyarbakır’ın değil, hesaplaşma bütün ülke üzerinden yapılırsa demokratik gelişmeye gerçek bir katkı sağlanabilir. * Zararların karşılanması için verilen süre uzatılsın: Terör ve terörle mücadeleden doğan zararların karşılanması konusunda bazı iyi niyetli çabaların faydaları biliniyor. Konuyla ilgili yasal düzenlemelerin tekrar elden geçirilmesi mümkündür, buna da kimsenin itirazı olamaz. * Öcalan’ın cezaevi koşulları düzeltilsin: Koşulların ne olduğu konusunda kamuoyu objektif bilgilere sahip değil, bazı iddialar var ancak bunların ne kadarının doğru olduğunu bilmek mümkün değil. Ama devlet bu şikâyetleri dikkate almak durumundadır, çünkü en ağır hükme çarptırılmış olsa da o kişi bu ülkenin vatandaşıdır ve devletin ilgisini istemek hakkına sahiptir. Sona bıraktığımız iki öneriyse, yukardaki taleplerin yerine getirilebilmesinin ya da -makul süreçlerin- yollarını açacak en başta gelen önerilerdir. 19. öneri: Operasyonlar dursun, PKK mayınlı tuzak ve saldırıları durdursun. Doğru olan, bu önerinin içindeki iki fikrin ters yüz edilmesidir: PKK mayınlı tuzak ve saldırıları durdursun, askeri yetkililer de bunu dikkate alsın. Bunun tersini, yani öneride formüle edilen şeklini hiçbir “devlet” kabul etmez. Ve 20. öneri: Hükümet DTP ile görüşsün. Bütün demokratik süreçlerin önünün sonuna kadar açılması ve silahların en kısa zamanda susması için başlangıç noktalarından birisi ve en önemlisi budur. Bu adımı atabilen siyasi iktidar Türkiye’nin en kara dönemini sona erdiren iktidar olarak tarihe geçecektir.
<< Önceki Haber 20 ÖNERİ HAKKINDA-2 Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER