Prof. Burhan Şenatalar ve DİSK Başkanı
Süleyman Çelebi’nin temsil ettiği hareket... Seçim sonuçlarına ilişkin y
emekli toplantılarına katıldım.
Kemal Derviş ekibinden eski
CHP milletvekili dostum Memduh Hocaoğlu beni görünce, “Senin burada ne işin var!” diye takılmasın mı?!
Bereket versin, Süleyman Çelebi imdadıma yetişti:
- Taha Bey solcu değil ama çağdaş bir sosyal demokrat hareket olduğumuz için yazılarıyla, TV programlarıyla bize
destek veriyor.
Masaya oturduğumuzda Meral Tamer’e şikâyet ettim:
- Bana ‘burada ne işin var! diyorlar!
Sevgili Meral ünlü kahkahasıyla salonu inletti tabii.
Masada Sevinç
İnönü Hanımefendi ile sohbet ediyorum. Merhum
Erdal Bey’in bütün kitap ve belgelerini, 1970’lerdeki o kritik rektörlük dönemine ilişkin notlarını ve çok emek verdiği “
Türkiye Bilimsel Yayınlar Bibliyografyası”nı yayına hazırladıklarını anlattı. Buna çok sevindim.
Sevinç Hanım’a kime oy verdiğini sordum; “Büyükşehir için Kemal (Kılıçdaroğlu) Bey’e” dedi ve durdu! Öbür sandıklarda kime, hangi partiye oy vermişti? Sevinç Hanım gülümsedi,
cevap vermedi.
Bloklara bölünmüş Türkiye!
Prof. Murat Güvenç grafiklere dayalı analizlerini anlatıyor:
- Türkiye’de her dönemde, hangi parti olursa olsun, iki eksen üzerinde oy bloklaşması var!
Coğrafi olarak da görülüyor bu bloklar tablosu.
Eksenlerden birinde Türk-
Kürt oy blokları yer alıyor. DTP türü partilerin yüzde 5 civarındaki oy bloku; ne öbür tarafa oy veriyor, ne öbür taraftan oy alıyor!
Öbür eksendeki bloklaşmayı Prof. Güvenç, “mütedeyyin-seküler farklılaşması” olarak tanımlıyor, suçlayıcı kavramlardan uzak duruyor.
CHP’in “seküler” bloka sıkıştığı görülüyor. Geniş “mütedeyyin” oylarla barışık olmadan oy alabilir mi? Memduh Hocaoğlu’nun cevabı:
- Ben CHP milletvekili iken, altı yıl önce Neşe Düzel’e bunu söyledim. Ama CHP ileri gelenleri ‘bu ne demek, nasıl böyle konuşursun!’ falan diye bana çıkıştılar. Şimdi çarşafa Altı Ok takıyorlar, inandırıcı da olamıyorlar tabii!
Şunu de ben belirteyim: Türkiye’nin blokları yumuşatacak, aralarında geçişkenlikler oluşturacak anlayışlara ve politikalara ihtiyacı var.
Politikada boşluk
KONDA’dan
Bekir Ağırdır’ın tebliği de öğretici derslerle dolu. Bir tek örnek vereceğim.
Türkiye’nin en büyük sorunu neyse onu kendi partisinin çözeceğine inanların oranı bütün partilerde azalma eğiliminde... Siyasete güvensizlik
alarmıdır bu!
Alarm CHP için daha büyük: “Benim partim çözer” diyenlerin oranı AKP’de 73, MHP’de 55 iken CHP’de yüzde 40’ta kalıyor!
Bekir Ağırdır, “
laiklik ekseni”nin altında duran tek partinin SP olduğunu belirtiyor, sosyal demokratların laiklik kavgasını bırakıp sosyal sorunlara bakması gerektiğini savunuyor. Genel seçmenlerin yüzde 23’ünün “sorun çözücü” yeni parti aradığını söylüyor.
Ve 10
Aralık Hareketi’nin sözcüsü Prof. Burhan Şenatalar’ın açış konuşmasında “sorun çözmeye odaklı çağdaş sosyal demokrat yeni bir parti” vurgusu bu noktada daha bir anlam kazanıyor.
10 Aralık Hareketi, “bloklar” sorununun bilincinde. Siyasal katılma ve sorunlara çözüm önerileriyle bloklar arası geçişkenlik sağlamayı hedefliyorlar. Bakalım başaracaklar mı?