Arnavutluk'ta Türk kolejlerinin yanında Şarkiyat
Okulları da açılmış. Bizim imam-hatip okullarına benzeyen bu eğitim yuvalarına Arnavut
halkı,
Osmanlılardan kalma bir alışkanlıkla medrese diyor.
Fen dersleri
İngilizce veriliyor. İslamî ilimler
Arapça...
Türkçe dersleri de
yabancı dil olarak veriliyor. Ziyaretlerimizde eğitim seviyelerinin çok iyi olduğunu gördük. Tiran'dakinin, kırk kişilik bir
korosu var... Çekirdek Koro, bize çok güzel ilahiler okudu. Bazı öğrenciler Yunus Emre'den, Arif Nihat Asya'dan şiirler okudular. Telaffuzları çok güzeldi. Zaten 2008 Türkçe Olimpiyatları'nda bir birinci çıkarmışlar.
Tiran'dakinin çevresine zaten
Medrese Pazar diyorlar. Binanın bir kısmı
mescit.
Cuma namazlarında cemaat dışarıya taşıyor. Önünde
Hafız İbrahim Dalliu'nun heykeli var. Tefsir kitabı olan İbrahim Efendi aynı zamanda vatansever bir edip olarak biliniyor. Bu okulları ayakta tutan Sema Vakfı tarafından üç senedir Peygamber Efendimiz'in (sas) bilhassa evrensel yönünü tanıtmak için programlar, sempozyumlar düzenlenmektedir. Bu programlara
cumhurbaşkanı, başbakan, meclis başkanı, bakanlar, milletvekilleri ve ülkedeki başka dinlerin temsilcileri ve diplomatlar da katılmaktadırlar. Bir önceki Cumhurbaşkanı Alfred Moisin bir Hıristiyan olmasına rağmen programları çok takdir etmiş ve "Kur'an da Allah'ın kelâmı" demiştir...
Bu Şarkiyat Okulları hakkında,
Yunanistan sınırındaki Korça şehrinin belediye başkanı bir Ortodoks olmasına rağmen şunları söylemiştir: "Arnavut halkının % 70'i
Müslüman... Halkın dinini doğru olarak alması gerekir. Bunu da asırlarca beraber yaşadığı Türklerden öğrenmesi en uygunudur. Bu eğitimi de bu Şarkiyat Okulları en güzel şekilde veriyor."
Bir Ortodoks, oğlunu
kayıt için getirir. Fakat durumu müsait olmadığı için öğretmenler kendi aralarında para toplarlar. Bunu görünce "Olmaz... Sizinki büyük fedâkârlık ama ben kabul etmem." der. Bu onurlu insanla bağ koparılmaz. Durumu iyi olunca bu sefer kızını kaydetmek için getirir. Öğretmenler sorarlar: "Biliyorsun burası dinî bir okul, burada İslâmiyet öğretiliyor. Çocuklarının Müslüman olmasından çekinmiyor musun?" Der ki: "Niye çekinecek mişim ki? Sizin dedeleriniz ellerinin kılınçları ile geldikleri zaman bile bizi dinimizi terk etmeye zorlamadılar. Şimdi onların torunları sizler ellerinizin kalemleriyle mi zorlayacaksınız? Ama çocuklarım kendi istekleriyle Müslüman olmak isterlerse, o onların tercihi. Ben karışmam!"
Tiran'da şimdilik yedi tane bölümlü ve iki fakültesi bulunan Epoka (Çağ) Üniversitesi'ni de ziyaret ettik. Rektör Prof. Dr. Hasan
Kaplan Bey ve
öğretim üyeleriyle görüştük. Kısa zamanda temayüz eden bu eğitim yuvasının havaalanına çok yakın olan yeni binası için 62 dönümlük arsası alınmış, inşaat hazırlıkları var.
Arnavutluk'ta
Türkiye ve Türk insanına bir sevgi var. Uzak yakın her ülkeyi düşman ilan eden Enver Hoca bile, Türkiye'ye karşı düşmanca tutum izlememiştir.
Özal Tiran'a gelip Ethem Camii'nde namaz kıldığı, okulları ve tekkeleri ziyaret ettiği için halk çok seviyor. Banker karışıklığı döneminde Yunanistan'ın müdahalesi söz konusu olduğundan o zaman başbakan olan
Tansu Çiller'in "Müdahaleyi savaş sebebi sayarız!" diyerek Arnavutluk'a sahip çıkmasını da unutmuyorlar.
Zaten tarih boyunca Osmanlı idaresinin en üst seviyelerinde pek çok Arnavut asıllı devlet adamımız olmuştur... Kâmus yazarımız Şemseddin Sami,
İstanbul Üniversitesi'nin ilk Rektörü Hoca Hasan Tahsin, Sultan II. Abdülhamid'in Muhafız Birliği, Avlonyalı Ferit Paşa, Damat Ferit Paşa,
Sultanahmet Camii'nin mimarı Sedefkâr Mehmet Ağa, Gedik Ahmet Paşa, Köprülüler,
Fatih Camii mimarı
Sinan Atik, Koçi Bey, Tarhuncu Ahmet Paşa, Ord. Prof. Fuat Köprülü, Vaso Paşa, Kavalalı Mehmet Ali Paşa, Tepedelenli Ali Paşa, Ahmet
Cevdet Paşa, Koca Sinan Paşa, Sait Halim Paşa, Yahya Kemal, Mehmet Akif
Ersoy ve daha niceleri hep Arnavut asıllıdır. Bizim onlarla işte böyle bir beraberliğimiz var ve bu birliktelik aynı şekilde devam ediyor.