Düşüncelerime katılan
Alevi okurlar yanında, anlatılmaz bir öfkeyle sövüp-sayanlar da karşıma dikiliyor. Eline-diline-beline sahip olmayanlar, Alevi terbiyesini bilmeyenlerdir. Yazdıklarıma efendice
itiraz edenleri saygıyla okuyorum. Mesela Mehmet Ali Kangal isimli bir okur, benim “Bilmeden, araştırmadan, sormadan yorumlar yaptığımı” iddia ediyor. Bu münasebetle açıklamak mecburiyetindeyim: Benim on bin ciltlik bir kitaplığım var. Üzerinde dikkatle durduğum konulardan biri
Atatürkçülüktür. Atatürk üzerine ancak seksen üç kitap okuyabildim. Çok önem verdiğim konulardan bir diğeri de Alevi-
Sünni çekişmeleri. Kütüphanemde
Alevilik üzerine yazılmış elli bir kitap bulunuyor. Mehmet Ali Kangal, her iki konuda da benden daha çok okumuş-araştırmış, kitaplığını zenginleştirmiş olabilir. Eyvallah! Yalnız bilmelidir ki, ben, fakülte tahsiline başladığım 1955 yılından beri, sürekli olarak bu konular üzerinde okuyor, araştırıyorum. Şimdi, bu yazım dolayısıyla, yine çok şiddetli hücumlara uğrayacağımı bildiğim halde yazıyorum: Ben Aleviliği kimlerden okuyup öğrendim? Önce, Hz. Ali efendimizi okudum. Sonra, Cafer-i Sâdık fıkhını,
Muhammet Ebu Zehra’nın dört ciltlik Mezhepler
Tarihinden öğrendim. Sonra, Ahmet
Cevdet Paşa’nın 6 ciltlik Kısas-ı Enbiyasını, Abdülbaki Gölpınarlı’nın Tarih Boyunca İslâm Mezhepleri ve Şiilik, sonra
Hacı Bektaş Veli’nin Makalat, Prof. Dr. Orhan Türkdoğan’ın Alevi Bektaşi Kimliği, Prof. Dr. Ruhi Fığlalı’nın
Türkiye’de Alevilik Bektaşilik,
Abdülkadir Sezgin’in Hacı Bektaş Veli ve Bektaşilik, Prof. Kenan Erzurumlu’nun Hû... vs. vs. isimli kitaplarını dikkatle inceledim. Sonunda samimiyetle ve huzurla şu kanaate vardım:
1- Bütün Aleviler soy bakımından Türk, din bakımından Müslümandırlar.
2- Alevilik, İslâmın içinde, siyasî çekişmelerden doğmuştur.
3- Hz. Ali’yi ve Ehl-i Beyti, kayıtsız-şartsız sevmek Hz. Peygamber emridir.
4- Hz. Ali’siz Alevilik olmaz. Bir Alevi de bir Sünni gibi, elbette komünist olabilir ama Alevilikle hiçbir ilgisi kalmaz. Yani bir insan hem Alevi, hem de komünist olamaz.
5- Sünni camia içerisinde, Atatürk’e
Allah diyen, Peygamber diyen, Kemalizmi, yeni bir din olarak gösteren kimseler çıktı. Mesela, eski
Edirne milletvekili
Şeref Aykut, Kemalizm’i yeni bir din olarak gösterdi. Şairlerimizden:
Behçet Kemal Çağlar, Kemalettin
Kamu, Edip Ayel, Yusuf
Ziya Ortaç, Faruk Nafiz Çamlıbel, İlhami Bekir gibi kimseler... Atatürk’ü, hem Allah, hem Peygamber, olarak gösteren şiirler yazdılar.
Nasıl bu Sünni şairlerin Atatürk’ü ilah-
peygamber olarak göstermeleri, bütün Sünni camiayı suçlandırmazsa, bazı Alevi şairlerin de Hz. Ali’yi ilah gibi göstermeleri veya onu, Hz. Peygamberden önde tutmaları, bütün Alevi camiayı ilgilendirmez. Dolayısıyla bazı kişilerin inkârı yüzünden, bütün Sünni veya Alevi camiaya düşmanlık, gafletin, cehaletin, ihanetin en büyüğüdür. Türkiye’de, adam gibi yan yana yaşamak varken, düşmanlıklarla hareket etmek felaketimiz olacaktır.
Yarın da bu konuda yazacağım.