Gerçekleri açıklamak için değil de saklamak için “dizayn” edilmiş bir medya olduğundan, bütün sırlar “medyanın” tepe noktalarında saklıdır.
Gazete patronlarıyla,
gazete yöneticilerinin “devletle” ve daha da önemlisi “derin devletle” ilişkilerini bütün ayrıntılarıyla öğrendiğimizde, aslında
Türkiye’nin “gerçek yüzünü” de görebiliriz.
Hangi gazete patronu hangi
generalle görüşüyor?
Niye görüşüyor?
Patronlarla
generallerin ne ilişkisi var?
Birbirlerine ne gibi iyilikler yapıyorlar?
Dünkü gazetelerde,
Ergenekon sanığı olarak tutuklanan
emekli General
Levent Ersöz’ün açıklamaları yer aldı.
Ersöz’ün konuştuğu kişiler arasında halen medya patronluğunu sürdüren bir isim de var.
Mehmet
Emin Karamehmet.
Çukurova Holding’in,
Akşam gazetesinin, Show TV’nin, Skytürk televizyonunun sahibi.
Ayrıca büyük bir
telefon şirketinin kurucusu ve ortağı.
Bu adamdan generaller ne istiyor?
Bu adam generallerden ne istiyor?
Ersöz, yaptığı konuşmaların önemli bölümünü kaydettiği için konuşmalarla ilgili bilgiler basına yansıdı.
14
Ağustos 2008’de Aktüel dergisinde
Tuncay Opçin bu konuda geniş bir haber yayınladı.
Habere göre, Karamehmet’in,
Tuncay Özkan’ı “medya grup başkanlığından” uzaklaştırması o sırada Jandarma Komutanı olan
Orgeneral Şener
Eruygur’u rahatsız etmiş.
Levent Ersöz bu rahatsızlığı Karamehmet’e şöyle anlatıyor:
“Komutanımızın size selamı var. Kendisi yurtdışında. Kendisi ile görüşmemiz esnasında şunları size iletmemizi istedi. ‘Tuncay Bey’le ilgili bunu Mehmet Bey’den beklemezdim’ dedi. Kendisi çok üzüldüler. Bir iki yıllık sıkıntıları paylaşmış, sizlere
yardımcı olmuş bir insan.”
Eruygur, “Mehmet Bey’den beklemezdim” dediğine göre Karamehmet’in, o sıralarda
darbe hazırladığı daha sonra ortaya çıkan bu generalle, “beklentiler” yaratacak kadar yakın bir ilişkisi bulunuyor.
Ama bence asıl ilginç olan, Ersöz’ün komutanından bahsederken söylediği şu cümle:
“Bir iki yıllık sıkıntıları paylaşmış, sizlere yardımcı olmuş bir insan.”
Bir Jandarma komutanı bir medya patronuna hangi konularda “yardımcı” olabilir?
Ne için yardım ediyor?
Ne karşılığında yardım ediyor?
Yok, “bir iki yıldır” Karamehmet’e yardım eden Tuncay Özkan’sa, Ersöz “komutanını” değil de Özkan’ı kastediyorsa, o zaman da soru şu:
Özkan, “paşaların bilgisi dahilinde” ne yardımı yaptı Karamehmet’e?
Bu sorulara
Nazlı Ilıcak 29 Ağustos 2008’de yazdığı bir yazıyla
cevap veriyor:
“Benim düşüncem şöyle: Karamehmet,
Nuray Başaran’la pek çok askeri (mesela MGK Genel Sekreteri
Tuncer Kılınç’ı), bu arada
Şener Eruygur’u da devreye sokup,
Danıştay’dan Pamukbank’ın iadesi yolunda bir karar çıkarttı.”
Pamukbank Karamehmet’e aitti, bankaya yasalar uyarınca devlet el koymuştu.
Ilıcak, Karamehmet’in “paşaların” yardımıyla bankasını geri aldığını ileri sürüyor.
Doğru mu bu iddia?
Karamehmet bu konuda herhalde bir açıklama yapmalı.
Çünkü Karamehmet’in “yanında çalışan bazı gazeteciler aracılığıyla” paşalarla iş görüşmeleri yaptığı da kayıtlarda yer almış.
Aktüel’de çıkan habere göre, Karamehmet’in sahibi olduğu Akşam Gazetesi’nin
Ankara temsilcisi Nuray Başaran, Jandarma
İstihbarat Başkanı Levent Ersöz’le konuşuyor.
Kayıtlara göre şöyle diyor:
“Mesela ben size geldiğimde o parklar projesinin iznini buralarda takip etmiştim. Sizden mesela jet hızıyla çıktı o olurlar. Devlette, diğer kurumlarda iş yürümüyor.”
Parklar projesi ne?
Jandarma Komutanlığı’nın “parklarla” ne alakası var?
Karamehmet, neden bir proje için ihtiyacı olan izni almak için adamını “Jandarmaya” gönderiyor?
Jandarma neden o izni sağlıyor?
O izni hangi yoldan sağlıyor?
Ve, aldığı o izin karşılığında Karamehmet Jandarmaya ne veriyor?
Karamehmet, darbe hazırlığı yaptığı “darbe günlükleriyle” ortaya çıkan generale, “izinler” karşılığında nasıl bir
hizmet veriyor?
Bugün, Karamehmet’in sahibi olduğu Akşam Gazetesi’nde ve Skytürk televizyonunda, Ergenekon çetesinin soruşturulmasını savunan, hukuktan yana çıkan, darbe girişimlerini eleştiren “demokratlara” karşı sistemli olarak saldırılıp
iftira atılıyor.
Bu saldırılar, o
işbirliğinin “devamı” mı?
O işbirliği hâlâ sürüyor mu?
Karamehmet’in generallerle ilişkileri kayıtlara geçmiş.
Ersöz “size yardımcı olmuş bir insan” dediğinde, Karamehmet “ne yardımı” demiyor, yardımın ne olduğunu biliyor.
Şimdi o yardımın ya da yardımların ne olduğunu herhalde açıklamak zorunda.
O açıklamazsa biri ona sormalı.
“Senin paşalarla ne işin vardı” demeli, “o yardımlar neydi” diye sormalı, “proje izni için niye generallere adam gönderdin” sorusunu dile getirmeli.
Karamehmet’in bütün istihbarat teşkilatlarının ilgisini çeken bir telefon şebekesinin kurucusu olduğunu da unutmayın, o telefonlarla ilgili bir yardım da istendi mi kendisinden.
Karamehmet’in generallerle ilişkisi aydınlığa kavuştuğunda sanırım Türkiye’nin karakutusu olan “medyanın” da sırlarını çözmeye başlayacağız.
Şimdi Türkiye’nin Karamehmet’e dönüp sorması gerekiyor.
“Anlat bize, neydi o ilişkiler, o yardımlar, o işbirliği?”