İsrail’in aşırı bir güç kullanarak. Çoluk çocuk demeden başlattığı kanlı, vahşi saldırıda ölenlerin sayısı 279’a çıkmıştı. 700 insan da yaralanmıştı.
Üstelik bölgedeki yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre saldırı devam ediyordu...
Mısır tarafından inşa edilen ve
Hamas tarafından kullanılan ‘Saraya’ adlı güvenlik karargáhı da bombalanan yerler arasındaydı. Karargáh, 1967 yılından sonra İsrail tarafından da askeri
yönetim binası ve cezaevi olarak kullanılmıştı. En az üç
füze isabet eden karargáh yerle bir olurken, bombardımanda ilk belirlemelere göre 10 kadar
Filistinlinin yaralandığı, ölü olup olmadığının ise henüz belirlenemediği belirtiliyor.
Gazze kentinin Zeytin mahallesinde bir askeri cip de
hedef oldu. Cipte vurulanların tam sayısı bilinmemekle birlikte, olay yerinde biri çocuk iki kişinin öldüğü ilk gelen bilgilerden...
Vurulan yerlerden bir diğeri
Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Beyt Hanun’da belediye binası...
Bölgenin kuzeyinden güneyine Hamas’a ait idari ve askeri binalar ise vurulmaya devam ediyor...
* * *
Gazze’deki altı aylık
ateşkes uzatılsaydı... Bu trajedi yaşanmayacaktı...
Ateşkes geçen hafta sona ermiş, Hamas ateşkes süresini uzatma niyeti olmadığını açıklamıştı.
Aslında Hamas demek ne kadar doğru...
Çünkü...
Hamas bu konuda kendi içinde bölündü.
Gazze’de başbakan
Haniye ateşkesi sürdürmekten yanaydı.
Şam’daki
Halid Meşal ise ateşkese son vermek istemekteydi...
Sonunda başını Halid Meşal’in çektiği ‘şahinler’ ağır bastı...
Nitekim...
Filistin Devlet Başkanı muhatap oldukları kanlı
baskın nedeniyle üstü örtülü bir şekilde Hamas’ı da suçluyor, defalarca ateşkes konusunda kendilerini uyardığını söylüyordu...
* * *
Orantısız bir güç kullanarak...
Görülmemiş bir vahşete
imza atan İsrail’de de durum pek farklı değildi...
Amerikan vatandaşı Morris Talansky’nin 2006 yılında şimdiki İsrail başbakanı
Ehud Olmert’in
seçim kampanyası için yaptığı bağışların usulsüz olup olmadığına ait tartışmalar büyümüş ve İsrail
Başbakan’ın yargılanmasına karar verilmişti...
Sonunda siyasal bir belirsizlik sürecine giren İsrail,
Şubat’ta
erken seçim kararı aldı...
Bu arada Olmert’in partisi Kadima’da yeni lider arayışına gidildi...
Olmert’in liderliğindeki
koalisyonun diğer büyük ortağı
İşçi Partisi’nin lideri ve
Savunma Bakanı Ehud
Barak, erken seçime gerek olmadığını, Kadima’nın yeni bir lider seçmesiyle hükümetin seçimsiz yeniden oluşturulabileceğini söylüyordu ama etkili olamadı...
* * *
Olmert’in
istifa açıklaması öncesinde yapılan son kamuoyu yoklamaları, İsrailli seçmenlerin çoğunluğunun, en iyi başbakan adayının Likud lideri Benyamin
Netanyahu olacağı görüşünü paylaştığını gösteriyordu.
Yani kamuoyu yoklamalarında muhalefet partisi Likud önde gitmekteydi...
Likud iktidarın Gazze politikalarını kıyasıya
eleştiriyor ve sertlik öneriyordu...
Seçim yaklaşırken Olmert sertleşti ve görülmemiş bir biçimde kan döktü... Çoluk çocuk, kadın demedi, Gazze’de taş üstünde taş bırakmadı...
Bu tavrın muhalefetle arasındaki oy farkını azaltacağını, partisinin Filistinli kanı dökerek iki ay sonraki seçimlere güçlü gireceğini düşünüyor...
Kısacası İsrail’de de Gazze vahşetinde ‘şahinler’ galip çıkmış durumda...
* * *
Müslüman-
Musevi diye bakarsan başka...
Filistin-İsrail diye bakarsan daha başka...
Güvercin-şahin diye bakarsan daha bambaşka bir tablo çıkıyor...
Ancak...
Hamas’ın şahin kanadına eleştiri getiren Filistinliler gibi, İsrail Solu da Hanuka bayramı ertesinde Olmert’in bu kanlı vahşetine karşı büyük bir gövde gösterisine hazırlanmakta...
‘Kanlı
Şahin Koalisyonu’na karşı...
Hem İsrail, hem de Filistin’de barış yanlısı ‘güvercinlerin’ çığlığı tizleşmekte...
Bu yılsonuna kadar Filistinlilerle bir barış anlaşmasına varmayı hedefleyen Amerikan destekli süreç çoktan boğulduğu gibi;
kıyamet tamtamları tüm bölgeyi etkisi altına almaya başladı...
* * *
Bu korkunç durumdan kim kazançlı çıkıyor?
Sefalet içinde tükenip giden Filistinliler değil herhalde...
Karşı kamplarda gibi durup, kanlı bir koalisyon ortaklığı yapan şahinlerin ardındaki ‘
silah tüccarları’...
Bu vahşetin en kárlı grubu onlar...
İnsanlar öldükçe para kazanmaya devam ediyorlar çünkü...
İki gündür yaşadığımız ve hepimizin vicdanını kana bulayan vahşetin ardına bu gözle bakmakta fayda var...
Bu yapılmadığında...
Din, ırk, mezhep açısından meseleye bakıldığında, hem kurşun satarak zenginleşen silahçıların çıkarına
hizmet ediliyor, hem de ölümlerin sonu gelmiyor...