Eminim çoğu okur 'kavgada tokat mı sayılırmış' hesabı bu yazıdan rahatsız olacaktır ama ben de kendi rahatsızlığımı yazmazsam olmaz... Bir tane de değil üstelik iki tane rahatsızlığım var. İlki Garih Cinayeti ile ilgili. Konu malum; Ergenekon davası dolayısıyla Türkiye'de işlenmiş tüm kirli işlerin, bütün karanlık tertiplerin ortaya çıkmasını istiyor herkes. Ki Garih Cinayeti'nin de bu cümleden ele alınabileceğini belirtiyor çoğu yazar, çizer ve muhabir. Aslında ben de tamamen öyle düşünüyorum. Mevzunun üstünkörü geçiştirilebilecek kadar basit olmadığına inanıyorum. Ancak...Bir katil zanlısının da Ergenekon konusunda hassas olduğu bilinen çevreler ve medyayı da parmağının ucunda oynatmasının da ihtimal dahilinde olduğunu ifade etmek isterim. Garih'in katili (en azından hukuken durum budur) Yener Yermez, cinayeti kendisinin işlemediğini söylemeye başladı bir süreden beri. Baktı ki onu dinleyen insanlar var, daha da zenginleştirdi bu iddialarını. İşin içine Meral isimli bir bayanı katan, ancak ne ilginçtir ki, bu bayanla beraber takıldığı otelin yerini bile gösteremeyen Yermez, iddialarını biraz daha geliştirerek Garih'in tapınak benzeri bir yerde, ayin ile öldürüldüğünü söylüyor. Dediğine göre Garih başka yerde öldürülüp mezarlığa taşınmış... Piyer Loti gibi günün her vakti onlarca insanın geçtiği yollardan bir ceset taşınıyor ve tiyatro sahneleniyor! Tüm bunlar doğru olabilir şüphesiz... Ancak bir katilin hazır ortam müsaitken suçtan sıyırmak için kurguladığı şeyler de olabilir... Ergenekon gibi ciddi bir davayı bu tür insanların beyanları ile ortak algılanacak şekilde empoze etmek çok riskli bir davranış bence. Yarın Yener Yermez'in yalan söylediği ortaya çıkarsa sanki tüm Ergenekon da bir yalanmış gibi bir hava oluşturulmaz mı? Hele hele kibrit kutusu kadar bir olayı bile Ergenekon davasını sulandırmak için kullanan Holding medyası balıklama atlamaz mı buna?Hatırlayınız Tuncay Güney gelişmelerini... Güney'i bulan kendileri. İfadeleri yayınlayanlar kendileri. Yalanlayanlar kendileri... Şimdi sanki Ergenekon Güney'in ifadeleri dolayısıyla açılmış bir davaymış gibi intiba bırakmak istiyorlar. Elbette zanlıyı dinlemek, ne dediğini didik didik etmek lazım. Ama bir katil zanlısının ifadelerine bakarak, 'Garih Cinayeti tamamen çözüldü' demek bana göre yanlış, hem de çok büyük bir yanlış! Bir diğer olay ise Kemal Kılıçdaroğlu'nun bilmem kaç sene önce yaptığı ileri sürülen yolsuzluk, usulsüzlük... Bazı medya kuruluşları, 'İlk yolsuzluk dosyası' şeklinde patlangaçlarla vermeye başladı haberi. Açıkçası bu tarzı Holding medyasından başka kimseye yakıştırmadığım için yadırgadım bu tip haberleri... Bana göre Kemal Kılıçdaroğlu'ndan -hiç kusura bakmasın- en fazla muhasebe müdürü olur, belediye başkanı, hele hele İstanbul gibi karmaşık bir metropole belediye başkanı yaparsanız bu şehir biter! Ve İstanbul'da yolda tek başına kalsa 5 günde evine gidemeyecek olan bir kişiyi belediye başkan adayı yapmak bana göre CHP'nin en büyük yanlışlıklarından biri. Zaten CHP'nin genel politikalarına bakıldığında siyaset üretmekten ziyade tıkamaya yönelik bir disiplini olduğunu görmek hiç de zor değil. Lakin seçim döneminde kalkıp eski defterleri açmayı, 'sen de bilmem ne yapmışsın' türü karşılıklı dosya restleşmelerini doğru bulmuyorum. Açıkçası bu milletin de bunu önemsediğini zannetmiyorum. İşe yarasaydı Holding Medyası her seçim döneminde tahmin ve manipülasyonlarında başarılı olur, ülke şimdi onların istediği bir deli kapanına dönmüş olurdu. Kaldı ki, bu millet özellikle Andıç Medyası bir haberi manşet yaptığında mutlaka altında bir bit yeniği arar. Tıpkı Sevigen haberleri gibi. Çankaya yolsuzluğunu görmeyen, Kılıçdaroğlu ile ilgili tek satır haber yapmayanlar Sevigen konusunda neden bu kadar hassaslar acaba? Hani 28 Şubat'ın sabıkalı özgürlük ve demokrasi düşmanlarını, cuntacı yardakçılarını tanımasak yiyeceğiz! Şahsen böylesi süreçlerde 'masum değiliz hiçbirimiz' hesaplaşmasından ziyade bu millete ne gibi hizmetler getirecekleri üzerinden siyaset yapılması ve medyanın da 'senin adayın çok mu matah?' psikolojisine girmemesi lazım. Tamam holdingcilere yakışabilir bu tür davranışlar. Onların geleneğinde var bu tür gazetecilik. Ama başkasına yakışmıyor inanın...