Gazze’de yayın yapan
Hamas’ın El
Aksa radyosuna, çatışmaların sürdüğü Gazze’nin Zeytun mahallesinden sabah saatlerinde bağlanan bir kadın, ağlayarak: ‘Pencereden baktım... Cesetler sokaklarda...’ dedi.
Filistin halkını çoluk çocuk demeden katleden ve bölgeye yapılan insani
yardımı engelleyen
İsrail’e göre...
Gazze saldırısının amacı...
‘İsrail vatandaşlarını korumak, İsrail’in güneyine yönelen roket saldırılarını etkisiz hale getirmek ve Hamas’ın
terör alt yapısını
imha etmek.’
İsrail
Savunma Bakanı Ehud
Barak ‘başka alternatifimiz yoktu’ derken; İsrail, Gazze halkına broşürlerle evlerinde kalmaları ve Hamas’a
destek olmamaları çağrısında bulunuyor.
İsrail’in Gazze’de insani bir krize izin vermeyeceğini ifade eden Olmert de:
‘İsrail, Gazze’deki Filistinlilerle savaşmıyor. Onlar bizim düşmanımız değil. Onlar, şiddetli ve zalim bir baskının kurbanlarıdır. Biz her dürüst ve uygar
ülke gibi onlara
gıda ve tıbbi malzeme yardımı yapacağız’ demekte...
Ama ne zaman? Filistin tükenince mi?
* * *
Bush ise şiddet olaylarının
terörist olarak nitelediği Hamas tarafından başlatıldığını ve Hamas’ın
eylemlerinin
Suriye ve
İran tarafından desteklendiğini söylüyor...
Hamas’ın, İsrail’in yok edilmesine çalıştığını ifade eden Bush, Hamas’ın, İsrail ile arasındaki
ateşkesi, güney İsrail’e düzenlediği roket saldırılarıyla bozduğunu, bu saldırılara
yanıt olarak İsrail’in Gazze’deki Hamas mevzilerine askeri harekát başlattığını tekrarlamakta...
Bush, ABD’nin ateşkes için gereken diplomatik çabaları sürdürdüğünü de ekliyor...
* * *
Neyse ki mezalime karşı dünya ayakta...
Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül Çankaya Zirvesi’nde
Dışişleri Bakanı Ali
Babacan’dan bilgi alırken...
Dışişleri Bakanlığı da İsrail’in uluslararası toplumun uyarılarına ve uluslararası kamuoyundaki tepkilere rağmen
Gazze Şeridi’ne kara harekátına başlamasını kabul edilemez bulduğunu ve kınadığını belirterek, harekátın durdurulması ve ateşkes sağlanması çağrılarını yineledi.
Avrupa Birliği insani krizin olduğu Gazze’ye üç milyon avroluk acil yardım yapacağını açıklarken...
AB’nin
yeni dönem başkanı,
Çek Cumhuriyeti’nin
Dışişleri Bakanı Karel Schwarzenberg de ‘bir devletin kendini koruma konusundaki tartışmasız hakkı bile
sivilleri etkileyen eylemlere izin vermez’ dedi.
İngiltere Başbakanı
Gordon Brown, İsrail’le Hamas arasında derhal ateşkes ilan edilmesini isterken,
Mısır Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklama ile İsrail’in Gazze’de kara harekátına başlaması ve bu toprakları istila etmesi kınandı.
Çin de sivil kayıpları önlemek için askeri eylem ve çatışmaların derhal durdurulması çağrısını yapan ülkeler arasındaydı...
* * *
Ama daha sahici olanı...
Daha içten olanı...
Daha etkili olanı, halkların ayağa kalkmasıydı...
Batı Şeria’daki Filistinliler, İsrail’in kara operasyonunu başlattığı saatlerde sokaklara döküldü.
Tel Aviv’deki Rabin meydanında aralarında İsraillilerin de bulunduğu binlerce kişi toplandı.
ABD de İsrail karşıtı gösterilere sahne oldu.
Atlanta ve
New York’ta
protesto gösterileri düzenlendi. İsrail kınandı.
Endonezya’nın başkenti Jakarta’daki gösterinin adresi ise
Amerikan Büyükelçiliği’nin yakınlarıydı.
Berlin’de 10 bin kişi saldırıları protesto etmek için bir araya geldi, sloganlarla yürüdü.
Londra başta olmak üzere Manchester,
Birmingham, Edinburgh, Glasgow,
Portsmouth gibi şehirlerde değişik ırktan protestocular, taşıdıkları dövizler ve pankartlarla İsrail’i ve ona destek olan ülkeleri kınayan gösteri yürüyüşleri yaptı.
* * *
Ama dünyadan yükselen bu çığlıkların en dikkat çekeni...
Kuşkusuz tüm dünyanın da dikkatle izlediği
Çağlayan’daki devasa mitingle, Papa
16. Benediktus’un çağrısıydı.
Bahar aylarında kutsal toprakları ziyaret etmeyi planlayan Papa, yakın tarihin, savaş ve nefretin bölgedeki sorunlara çözüm olmadığını gösterdiğini söylerken; İsrail ve Filistinlileri Gazze Şeridi’ndeki çatışmalara derhal son vermeye çağırıyordu.
* * *
Dilerim...
Bu topraklarda vicdan sadece Müslümanlar gadre uğrayınca harekete geçmez...
Dinine, ırkına, mezhebine aldırmadan ‘insanoğlu’ gadre uğrayınca da aynı kitlesel gösterilere canı gönülden koşturarak gideriz...
Siyasal
iktidar kavgasında birbirlerine cihat ilan eden
Somali’deki Müslümanlar arasındaki kanlı kavgadan,
Budist rahiplere
silah çeken
Burma’daki askeri cuntaya kadar, dünyadaki her türlü mezalime karşı Çağlayan’da aynı yığınsal enerjiyle toplanmamız...
‘
İslam’ hassasiyeti kadar, dinlerin kutsal saydığı ‘insan’ hassasiyetine de duyarlı olduğumuzu ispatlayacak...
Din siyasetten kurtulup, kültürel boyutunda derinleşerek akmaya başlayınca, tüm evreni kapsar oluyor çünkü...