Adı çok iyi bilinmediği için çoğu zaman gazetelere ‘lav
silahı’ diye yazılan, bir seferinde bu isminden ötürü, silahı bilmeyen bir televizyoncunun canlı yayında ‘Bir çeşit alev silahı mı acaba’ diye sorduğunu bile duyduğum bir silah LAW, tam adıyla yazacak olursak M72 LAW.
Bizde bir türlü nasıl yazılacağı ve telaffuz edileceği çözülemeyen ‘LAW’ aslında bir kısaltma: Light Antitank Weapon’un, yani ‘Hafif Antitank Silahı’nın kısaltması.
Amerikan menşeli olan ve
Kore Savaşı ertesinde ‘Bazuka’nın yerini alan bu silah
Türkiye’de Makina Kimya Enstitüsü tarafından üretiliyor. Türkiye’deki adı HAR 66. Daha da ilginci Türk tasarımcılar silahın savaş başlığını iyice geliştirmişler ve MKE de silaha ‘HAR 66-Eşek Arısı’ ismini vermiş.
Bu silah, ciddi bir çatışma silahı ve sadece askeri
mühimmat depolarında bulunuyor.
Oysa, hatırlayanlar olacaktır, yıllar önce Dev-Sol
terör örgütü
İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bir kez bu silahla saldırmıştı. Silah etkili menzili dışından atıldığı için öyle büyük bir zarar vermemişti ama ordu malı bir silahın Dev-Sol gibi bir örgütün eline nasıl geçtiği de merak edilmişti. (Silahla sabit hedeflere en çok 200 metreden, hareketli hedeflere en çok 165 metreden ateş edilebiliyor. Silah, bu menzil içinde
30 santimlik çelik tabakayı veya 60 santim güçlendirilmiş betonu veya 180 santimlik toprağı delebiliyor.)
Dev-Sol’un başarısız saldırısından sonra da birkaç kez bu silah çeşitli terör ve suç örgütlerinde ortaya çıktı. Çok yaygın değildi ama zaman zaman bu silaha rastlanıyordu.
Her durumda da büyük soru işareti çıkıyordu: Silah askeri depolardan nasıl dışarı çıkmıştı?
***
Silahın bir önemli özelliği tek kullanımlık olması. Askeri eğitimlerde çokça kullanılan, her birlikte yapılan ‘Delme Tatbikatları’nın vazgeçilmezlerinden olan bu silahın tek kullanımlık olması, ‘boş kovan’ların toplanmasında dikkatsizlikler yapılmasına neden oluyor olabilir.
Nitekim son olarak İstanbul Boğazı’nın
Karadeniz girişine yakın bir
bölge olan ve
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gerçekten ‘seçkin birlikleri’nin en önde gelenlerinden olan Sualtı Arama Kurtarma ve Sualtı Taarruz timlerinin merkezi ve ana eğitim sahası olan bölgenin bitişiğinde,
Ergenekon soruşturması kapsamında yapılan kazılarda bu silahlardan çok sayıdası yeraltına gömülü olarak bulundu. Bu sebeple SAS-SAT timlerinde görevli bazı subaylar da gözaltına alındı.
Bu silahlar neden ordu deposu yerine toprağın altına gömülmüştü, depolardan çalınmışlar mıydı, onlarla ne yapılacaktı, silahlar hangi kötü niyetli kişilerin eline geçecekti, bu sorular haklı olarak soruluyor ama cevapları bilmiyoruz.
En önemli konu, silahların terör ve suç örgütlerinin eline geçme ihtimali kuşkusuz.
Ergenekon soruşturması ve bu soruşturmanın cesaretle yapılıyor olması sayesinde gelen bu son ihbar işte bu sebeple önemli.
LAW silahı son derece ciddi, son derece etkili ve kullanılması da son derece kolay bir silah. (Bendeniz askerliğimin ikinci ayında bir saatlik bir eğitimin ardından bu silahı kullandım ve hedefimi de rahatça vurdum.)
Halen gözaltında bulunan subaylar bu silahları askeri depolardan çıkarıp sonra eğitimde kullanılmış gibi gösterip çalan ve sonra da toprağın altına gömen kişiler midir?
Bu subayların Ergenekon örgütüyle bir irtibatı var mıdır?
Onlar bu silahları ne yapacaktı, kendileri mi kullanacaktı yoksa Ergenekon’a mı verecekti, yoksa yoksa karaborsada mı satacaktı?
Bu sorular da şimdilik cevabını
bilmediğimiz sorular.
Silahlar ortaya çıktığından beri dehşete kapıldığımı ve aslında hepimizin kapılması gerektiğini söylememe bilmem gerek var mı?
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kendi silah ve mühimmat depolarının güvenliği, sarf malzemelerinin gerçekten kullanılıp kullanılmadığı gibi konularda çok daha sıkı denetim
yöntemleri geliştirmesinde büyük fayda var.
Bugünün dünyasında, depoların ve stokların
kontrolü dünyanın en zor işi değil artık.
Bu kontrol gevşediği anda, hepimiz bu gevşemenin tatsız sonuçlarıyla birlikte yaşamak zorunda kalıyoruz.
Çünkü tahmin etmek zor değil: O silahlar bazı hedeflere ateşlenmek üzere depolardan çıkarıldı.