Çoğu
sivil yüzlerce
Filistinli hayatını kaybetti...
İsrail kaynaklarına göre,
füze saldırılarını kara harekâtı izleyebilir...
Musevilik açısından herhangi bir yorucu işin yapılmasının
yasak olduğu kutsal 'Şabat' günü, Gazzeli Filistinlileri gâfil avlayıcı bir taktik olarak İsrail askerlerinin
ölüm kusan silâhlar kullanmaları, saldırı emrini veren
Ehud Olmert ve hükümeti üyelerinin sınır-tanımazlığına işaret ediyor.
Hamas yönetimi altındaki Gazze'yi aylardır açlığa mahkum eden İsrail, buna rağmen ayakta kalan ne varsa yıkmak niyetinde.
Dünyanın müsamahalı bakışları altında...
İsrail'in iddiası ateş-kes biter bitmez Hamas'ın derhal füze atışına başladığı; görüntüye bakılırsa, bu iddiayı
destekleyecek birkaç uyduruk füze atışı kayıtlara geçmiş durumda... Ancak İsrail basını, daha
ateşkes başlamadan önce, şimdilerde başlatılacak saldırı için düğmeye basıldığını yazıyor. Altı ayı Gazze'de Hamas'ın değer verdiği bütün hedeflerin tespiti için değerlendirmiş İsrail istihbaratı... Ateşkes sona ermeden önce en ince noktalarına kadar hesaplanmış olan askerî karekât için, İsrail hükümeti, en az üç gün öncesinden de düğmeye basmış...
'Tahrik' iddiası İsrail'in bu sebeple havada kalıyor...
İsrail'de derin bir siyasi
kriz sonrasında şubat ayında sandığa gitme kararı alındı; Ehud Olmert 'topal ördek' konumunda bir başbakan... Bu tür
operasyonlar için destek gördüğü Washington'da da Beyaz Saray'ı terk etmek üzere olan George W.
Bush bulunuyor; o da 'topal ördek' konumunda... Bush-Olmert ikilisinin giderayak İran'a karşı bir operasyon başlatabilecekleri beklentisi vardı; İran'la dalaşmayı göze alamamış olmalılar ki, İsrail, hıncını, ambargolarla zayıflatılmış Gazzeli Filistinliler'den çıkartmaya çalışıyor.
Dünyadan ne kadar tepki gelirse gelsin aldırmadığı biliniyor İsrail'in; bunların elini-kolunu bağlayacak bir yaptırıma dönüşmeyeceği güvencesiyle.. Nitekim,
Birleşmiş Milletler (BM) bu defa da işi ağırdan alıyor; '
tahrik' gerekçesini de bir tek BM ciddiye alıyor zaten... Dünyanın bu sessiz onayı Filistin'den başlayarak İslâm Dünyası'nın dört bir tarafında müthiş bir tepki dalgasına sebep oluyor. Çaresizlik yerini öfkeye bırakıyor.
Öfkeyi büyüten, biraz da bir süreden beri biriken 'barış' beklentisi... Türkiye'nin de bir biçimde müdahil olduğu süreçte, İsrail, sorunu 'barış' yoluyla çözmekten yana olduğu izlenimini verip duruyordu. Ehud Olmert'in parti liderliği koltuğundan
istifa ettikten sonra verdiği “Bugüne kadar yanlış yaptık; Filistin Devleti'nin kurulması gerekirdi” demeci de umutları büyütmüştü. Olmert, seçimlere gidilirken, Gazze'yi vurma kararına
imza atarak, oluşmasına katkıda bulunduğu umudu da yerle bir etmiş oldu.
Varolan siyasî boşluktan istifade eden, sivil ölümleri artırma etkisi olsun diye 'Şabat' gününün Museviler için kutsallığını çiğnemekten bile çekinmeyen İsrail, her seferinde kan dökerek sonuç alabildiği için, bildiğini okumaya devam ediyor.
Gözünü kan bürümüş İsrail mutlaka durdurulmalı...