CHP lideri Deniz
Baykal’ın
Kürt sorununun çözümü için kapsamlı bir plan üzerinde çalıştıklarını açıkladığı
CNN Türk’teki programın ardından gözler hükümete çevrildi.
Çankaya, “Çözüme hiç bu kadar yakın olmamıştık” mesajlarıyla siyasal iklimi, atılacak adımlara uygun hale getirdi.
Sorun, “Nereden başlanacağı?”
Geçenlerde bir grup gazeteci ve akademisyenle İçişleri Bakanı Beşir
Atalay’ın konuyla ilgili görüşlerini dinleme olanağı bulduk. Bakan da Cumhurbaşkanı Gül gibi, ihtiyatlı bir iyimserlik içinde.
ABD Başkanı Obama’nın
Türkiye ziyaretinin ardından
Bağdat,
Kuzey Irak ve
Ankara arasında diplomatik ilişkilerin normalleşme süreci ve güvene dayalı olarak yeniden tanımlanması, özellikle güvenlik alanında somut sonuçlar vermeye başlamış.
Obama yönetimi, Irak’tan çekilirken bölgenin istikrarının ancak Türkiye’yi rahatsız etmeyecek koşullar altında sağlanacağını görüyor.
İran ve
Rusya, ABD açısından her zaman soru işareti. Ankara ise gelecekte de stratejik ortak.
Bush’tan farklı olarak Obama, sadece askeri çözümlere dayalı
modellerle meşgul değil. Demokratik süreçlerin geliştirilmesi ise şiddetin son bulması,
silahların susmasıyla mümkün.
PKK’nın yeni dönemde
Kuzey Irak’ta rahat hareket edebilmesi
Barzani-
Talabani yönetimlerince desteklenmesi çok zor. Irak Cumhurbaşkanı
Celal Talabani, birkaç kez PKK’nın
silah bırakmasını aksi halde silahlı güçlerini Kuzey Irak’tan çıkarmasını istedi.
Kandil’den de “silah bırakma” mesajları geliyor. PKK fiili bir ateşkesten söz ediyor.
Ancak sorun, çatışmasız dönemi bir kısır döngü olmaktan çıkarmak ve “İlk adımı kim atacak, devlet mi,
İmralı mı, Kandil mi?” sorularının ötesine geçebilmek.
Ve bir yerlerden başlayabilmek.
Ankara’da “kapalı kapılar ardında” çözüme yönelik bazı öneriler şekilleniyor.
Kuzey Irak’ta BM gözetimindeki
Mahmur Kampı’nı boşaltmak ve 1990’larda PKK ile çatışmanın en şiddetli olduğu dönemde sınır dışına çıkan 10-12 bin kişinin göç ettikleri köylere dönüş yolunu açmak.
Kandil’den önce Mahmur’u boşaltmak, barışçı niyetleri güçlendirebilir.
Bir af çıkması ve PKK’nın tümüyle silah bırakması halinde Kandil’in boşaltılarak normal hayata geçiş için Mahmur benzeri kamplar -Türkiye içinde veya dışında- bir model oluşturabilir.
Siyasi reformlarla desteklenecek; DTP’nin
Meclis’te ve yerel yönetimlerde demokratik haklarını eksiksiz kullanabileceği,
eylem içermedikçe düşüncelerinden ötürü suçlanmayacakları, dokunulmazlıkları varken, ifade baskısı altına alınmayacakları günlerde çözüme ulaşmak çok daha kolay olacak.
AKP ve DTP’den sonra CHP’nin de sorunu tartışmaya başlaması önemli. Silahların susması için “akil adam”lar devreye girebilir!
Bakan Atalay, yeni müsteşarlığın misyonunu da “strateji belirleme” olarak tanımlıyor.
TBMM de “çözüm”e odaklanmalıdır.