DAHA ÇOOOK UTANACAKSIN

Diyor ki, ‘1988 yılında gazetecilik hayatımın en utanç verici olaylarından birini yaşadım...’


Utanç verici olayın kahramanı, Ertuğrul Özkök. Hazret, o sırada Ankara temsilcisiymiş. Esenboğa Havaalanı’nda üç İranlı öğrenci yakalanmış. Bizimki de haberi ‘İranlı teröristler yakalandı’ süsü vererek İstanbul’a geçmiş. O sırada genel yayın yönetmeni olan Çetin Emeç haberi hemen manşete çekmiş. Tabii, Denktaş fotoğrafı ve üzerine yuvarlak ‘hedef deseni’ yerleştirmeyi de ihmal etmemiş. Hürriyet gazetesi, ertesi sabah işte bu müthiş ‘özel haber’le çıkmış. Diyor ki Özkök, ‘Çocuklar üç aya yakın içerde yattılar. Bu olayı hayatım boyunca unutamadım.’ Durup dururken bu utanç verici olayı hatırlamasına sebep ne? Ne olacak? İstek Vakfı arazisinde ele geçirilen silah ve bombalar. Bu silahların Ergenekon soruşturması nedeniyle aranan Bedrettin Dalan’la ilişkilendirilmesi, (önceki gün bazı gazeteler ‘Dalan cephaneliği’ başlığıyla çıktı) Özkök’ün canını fena sıkmış. Diyor ki, ‘Ben elbette Dalan’a kefil falan değilim, ama elimizdeki bilgiler net değil. Polisten sızdırılan haberlerle ne gazetecilik faciaları yaşandığını Ergenekon davası sürecinde epey gördük. Bazı gazetelerin bu kadar kesin manşetleri atmalarına izin veren şey nedir? Kesin bilgi mi? Yoksa kesin inanç mı?’ Dalan meselesine daha sonra döneriz. Ben de bu ‘nadim’ arkadaşa sormak istiyorum: Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker’in ağzından, ‘Yargıçlar dinlemeye itibar etmesin’ şeklinde bir haber yaptınız ve mevzuyu (hiç ilgisi yokken) Ergenekon soruşturmasına bağladınız. Oysa Gerçeker’in böyle bir açıklaması yoktu... Neye dayanarak bunu birinci sayfaya taşıdınız? Kesin bilgi mi, kesin inanç mı? Milli voleybolcu Aysun Özbek’in tesettüre girdiğini iddia ettiniz. Federasyon başkanı Erol Ünal Karabıyık’a da yalan haberinizi yorumlattınız. Sizi bu amaçsız yalana iten nedir? Kesin bilgi mi, kesin inanç mı? Manşetten verdiğiniz ‘andıç’ haberinden sonra iki gazeteci ekmeğinden oldu, bir insan hakları savunucusu kurşunlandı. Başyazarınız da, ‘Alçakları tanıyalım’ başlıklı bir yazı yazdı. Bir ‘karargah çıktısı’ olduğu besbelli bu ‘belge’ye niçin itibar ettiniz? Kesin bilgi mi, kesin inanç mı? Birinci sayfadan bir fotoğraf yayınladınız... ‘Mahalle baskısının fotoğrafı’ olduğunu iddia ettiniz. Altına da, ‘Bu hipermarketin içki reyonu, mahalleden gelen baskılar nedeniyle kağıt örtülerle kapatıldı’ diye yazdınız. Bizzat Market müdürü, içki reyonunun mahalle baskısından değil, ticari kaygıdan dolayı ‘başka ürünlerle’ doldurulduğunu açıkladığı halde, ısrarınızı sürdürdünüz? Size bu ısrara iten psikoloji nedir? Kesin bilgi mi, kesin inanç mı? Cumhurbaşkanı Gül’ün Cumhuriyet mitinglerini düzenleyen STK’lara davetiye göndermediği iddia ettiniz, yalan çıktı... ‘Olmaz denilen İmam’ı müdür yaptılar’ diye başlık attınız, yalan çıktı... ‘Testis’ haberi yaptınız, yalan çıktı... Fadime Sarıtaş adlı vatandaşın ‘üvey oğlunun tecavüzüne uğradığını’ yazdınız, yalan çıktı... Hangi birini sıralayalım? Hadi bunlar masum ‘asparagascıklar’dır diyelim ve görmezden gelelim.. Peki, ‘Topyekün savaş’, ‘İşi bu defa Silahsız Kuvvetler halletsin’, ‘Paşa Başkanı hizaya soktu’, ‘Vay Şerefsiz’ (Ahmet Kaya için söylenmiştir) manşetlerini nasıl tevil edeceğiz? Sizi tüm bu saçmalıklara icbar eden nedir? Kesin bilgi mi, kesin inanç mı?
<< Önceki Haber DAHA ÇOOOK UTANACAKSIN Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER