Adına ne derseniz deyin.
Komplo, gerçek ya da paranoya.
Ama günlerdir milletin kafasını kurcalayan, tedirgin eden, uykularını kaçıran bir oyun tezgahlanıyor.
Ergenekon savcısı
Zekeriya Öz’ü pasifleştirme çabası içinde olanlar plan üstüne plan kuruyor.
Ergenekon’da daha fazla ileri gidilmesini istemeyen mekanizma, el birliği içinde savcıya davadan el çektirmeye çalışıyor.
Geçen hafta
Ankara’da yaşanan hareketlilik neler oluyor sorusunu gündeme getirdi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut
Cengiz Engin’in Ankara’ya gelmesi,
HSYK’da yapılan toplantıya Adalet Bakanının adeta
baskın yapar gibi 15 dakika geç girmesi bir çapanoğlu çevrildiği izlenimi oluşturdu.
YARSAV Başkanının yargıyı tehdit eden açıklamaları hep aynı oyunun parçaları.
Hesap işlerinden sorumlu eski
Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı Kanadoğlu Ergenekon
soruşturmasındaki savcı sayısının 40’a çıkarılması fikrini ortaya attı, YARSAV Başkanı
Eminağaoğlu bunu
destekledi.
Millete sobelenince aynı
ekip şimdi arkadan dolaşıp iki puan alma hesabı içinde. Önümüzde daha masum ama sonucu aynı şeytani fikri ortaya çıkaran bir formül var.
Güya soruşturma çok büyümüş ve işler yoğunlaşmış da onun için soruşturmaya iki savcı daha eklenecekmiş.
22 Ocak
Perşembe günü HSYK Ergenekon soruşturmasını gündemine almak ve
Savcı Öz’ün yanına iki savcı eklemek için çalışma başlatmak istiyor.
Savcı Öz’ün görevden alınması kamuoyunda tepki oluşturacağı için böyle bir yöntemle Öz’ü etkisizleştirme planı devreye konulacak.
Lobi faaliyetleri
Zekeriya Öz’ün davadan yavaş yavaş etkisiz hale getirilerek el çektirilmesi yönünde.
Ve atanacak iki yeni savcının da YARSAV’ın kulisleri sonucu belirlenen isimler olacağı üzerinde duruluyor.
YARSAV üyesi iki savcının Ergenekon davasına atanmasının nasıl bir sonuç ortaya çıkaracağını tahmin etmek hiç zor değil.
Çünkü YARSAV yaptığı açıklamalarla taraf olduğunu açıkça ifade edip yargıyı etki altına alma yönündeki beyanını kamuoyuna sürekli ilan ediyor.
Ergenekon ile ilişkisi olduğu gerekçesiyle evi aranan eski yargı mensubuna destek için evine koşan bir kişinin başkanı olduğu derneğe üye savcının, ETÖ davasını ne hale getirebileceğini siz düşünün.
Tamamen Ergenekon savcısı Öz’ün yetkilerini kısıtlamaya yönelik girişimler söz konusu.
Levent Ersöz’ün yakalanmasından hemen önceki son dalga operasyonun ardından bombalar ve silahlar bulunması Ergenekoncuları fena panikletti.
Tuncay Güney’in TRT’de Doğan grubu hakkında söylediği sözler bazılarındaki bu rahatsızlığı artık diken üstündeliğe dönüştürdü.
Birilerine göre bu davanın artık burada bitirilmesi gerekiyor.
Çünkü mızrak çuvaldan çıkmak üzere.
Bir sonraki dalganın korkusu ETÖ’ye bulaşanları sarmış durumda. Güney’in sözlerine açıkça
itiraz edemeyenler TRT’yi öne sürerek devletin televizyonunda bunlar nasıl konuşulur diye yaygara yapıyor.
Oysa
Tuncay Güney; Mehmet Ali
Birand’a, üstelik
Kanal D’de üstelik
32. Gün’de başka bir ülkenin ajanı olduğu yönünde elinde belgeler bulunduğunu söylemedi mi ?
Birand o zaman Tuncay Güney’in bu tehdidini pişkin bir gülümsemeyle geçiştirmekten başka bir şey yapamamıştı.
Güney TRT’de
Aydın Doğan ve
Ertuğrul Özkök hakkında söylediklerini Doğan grubunun televizyonunda da söyleyebilirdi. O zaman ne diyeceklerdi ?
Birilerini korku fena sarmış durumda.
Onun için bu savcı da çok oldu.
Direkt görevden alınsa
kıyamet kopar. Kansız bir yolunu bulmak lazım.
Durum bu.
Türkiye uyuma, savcına sahip çık.
Ergenekon’da cesurca her yere dokunulmasını istiyorsan savcına dokundurma.
Bu mesele ilaç alım protokolünden de,
maaş zammından da, doğalgaz krizinden de, yerel seçimden de önemli.