Rusya-Ukrayna Krizi gündemi doldurunca, diğer haberlere itibar edilmemesi gayet normal. Savaş bu, şakası yok. Akıl fukarası bazı sanatçı kesiminin estetik ameliyat haberleri birkaç hafta buzlukta bekletilebilir, bir şey olmaz. Yeni yüzlerine önce kendileri alışsın. Hani şu, yaşlandıkça gerdiren ve gerdirdikçe de daha katlanılmaz olan kesim. En kötüsü, çaptan düştüğünün farkına varamayıp, “Ne olsa yaparım!” sefaleti içinde rol dilenenlerin durumu.
Sürekli kamera spotları önünde olanların korkulu rüyası itibardan düşmek. Saray ve hükümet için de benzer şeyler söz konusu. Olur da, gündemden düşüverirlerse, iktidardan oluruz endişesi en büyük korkuları. Onlar şöhret için gerekli olan D vitaminin sahne ışıklarından geldiğine inanıyorlar. Bu tipler biraz hastalıklı, arızalı ve psikiyatristlerin narsisist dediği tipler. Unutulmak, eskimek ve yaşlanmak katlanılmaz bir durum. Şöhret bu, ya saman alevi gibi tutuşur ve beklenmedik bir anda sönüverirse?
Can derdine düşen Ukrayna'ya özel, AB'nin başlattığı hızlı üyelik süreci, Putin'e karşı atılan adımlardan sadece bir tanesi. Batı ülkeleri, Ukrayna'ya yardım etmekte geç kaldıklarının hatta ihmal ettiklerinin farkındalar. Eski bir Rus diplomat, Ukrayna Krizi'ni “Batı ülkelerinin Putin'i şımartmaları, başlarına dert oldu!” şeklinde okuyor. Ukrayna'nın zor günler yaşadığı bir anda Avrupa'nın böylesi jestleri maddi yardımın ötesinde psikolojik bir destek amaçlı. Kısa ve uzun vadeli stratejik hesaplamalar her zaman doğru neticeyi vermeyebilir. Önemli olan çabuk toparlanabilmek. Rusya ve Batı arasında gidip gelen Ukrayna'nın taraf belirleme konusundaki gelgitleri biraz fazla uzadı. Putin'in iştahını kabartan da bu olsa gerek. Bununla birlikte, Rusya karşısında oluşan ambargo ve yaptırım birlikteliği oldukça ağır. Geçen hafta bir açıklama yapan Rus Lider, “Ukrayna'ya saldırmamızın ana sebebi bize uygulanan ambargolar!” demesin mi?
Coğrafi yakınlıkla birlikte, siyasi istikrarsızlık konusunda Türkiye'nin de benzer çelişkiler yaşadığı biliniyor. Özellikle son yirmi yıldır, Batı ve Doğu arasında tercih problemi yaşadığımız malum. Son gelişmelerde Saray ve hükûmetin endişe kaynaklı sendelemeleri bu yüzden. Nato-Rusya, Avrupa-Ortadoğu arasında sıkışıp kalmış bir ülke görünümü veriyoruz. İktidarın müzmin tiryakiler gibi bir gözü badede bir gözü peynamede. Yirmi yıldır sürdürülen yanlış politikalar, Türkiye'yi önü açık çalkantılara mahkûm etti.
Saray ne zaman patlayacak diye bekliyorduk. Yahu, savaş bitene kadar bari sabretseydiniz. Daha şimdiden kelepir derdine düşüp, aleme rezil olmanın manası ne! Hazret bir haftadır kızacak, azarlayacak ve höykürecek konu bulamadığı için neşesini kaybetmişti. Ukrayna'nın mağduriyetini telafi için verilen AB'ye katılım ayrıcalığına Hazret çok içerlemiş, gıptaya düşmüş, biraz da kıskanmış, belli. “Biri Türkiye'ye saldırınca mı, harekete geçeceksiniz?” diye, kısa günün karını nakite çevirmeye çalışıyor. Coğrafi yakınlığın verdiği avantaj ile, adrenalin debisi yüksek Rus-Ukrayna Krizinden hatırı sayılır bir rol kapma gayretkeşliği bundan olsa gerek. Eh, o kadar estetik yatırım heba olmasın.
Devlet-i Aliye kaftanı, içindeki ile beraber kötü yuvarlandı
AB'yi, NATO'yu ve bu paktlara üye ülkeleri küçümseyip, altına imza atılan anlaşma ve sözleşmeleri hiçe sayarken giyilen Devlet-i Aliye kaftanı, içindeki ile beraber kötü yuvarlandı. İyi de, siz unutunca herkes unutmuyor ki! Daha düne kadar Putin Rusya'sı ile yaşanan derin romantizm dillere destan. Ama önce, maaşlarını Saray bütçesinden alan besleme takımının kulağının çekilmesi lazım. Onlar hâlâ, Saray ve Türkiye'nin yol ortasında farlara yakalanan tavşan kadar çaresiz ve şaşkın olduğunu anlamak istemiyorlar. Bizim uyarılarımıza kulak asmazlar da, Rus elçisi bizim kadar nazik ve kibar değil. O da, Türk yayın organlarının Putin ve Rusya hakkında yapılan haberler konusunda Kremlin'in rahatsız olduğu konusunu Saray'a şikayet ediverdi.
Anti-demokratik ve despot idarelerde medyanın kıymet-i harbiyesi yoktur. Bütün iş maaş bordroları ya da özlük haklarına endekslidir. Devlet-Medya arasındaki bu çıkar ilişkileri yüzünden, en tabii anayasal hak olan bilgiye ulaşma ve doğru bilgi alma imkânı ülke vatandaşlarına fazla görülür. Ukrayna'lı bir bayan, Rusya'da yaşayan annesini, Putin'in Ukrayna'yı bombaladığına inandıramamış. İhtimal Rus halkı, Putin'in ata nasıl bindiğini, yirmi yıl önceki Judo karşılaşmalarını, kış ortasında anadan üryan buz gibi suya nasıl çivileme daldığını falan seyrediyorlardır. Devlet destekli kanallar, zorba idarecilerin köşeye sıkışarak hangi ağır bedeller ödediğini belgeselleştirecek değiller ya!
Rus Elçi, kendi ülkesindeki uygulamanın bir benzerini sergileyen Türk Medyası için birebir gazetecilerle ilgilenmek ve ikna etmektense, Saray'a uzanan ara kabloyu kesivermeyi akıl etmiş. Adamlar savaşta, akıl özürlülere laf anlatmakla vakit kaybetmiyorlar. Rusya'nın devlet propaganda bülteni sayılan ve İngilizce yayın yapan Russia Today (RT) bu özelliği yüzünden dünya çapındaki network ağından çıkarıldı ve bu kimsenin de umurunda olmadı.
Rusya-Ukrayna Krizi'nin ne zaman sona ereceği konusunda şu an bir şey söylemek oldukça zor. Rus Lider'in en büyük korkusu ambargo, yaptırımlar ve bunların oluşturacağı ekonomik çöküntü. Halihazırdaki Putin ekonomisinin 1989 dönemi Sovyet Rusya Dönemi'nin gerisine düştüğü konuşuluyor. Ayrıca, dünya çapındaki yatırımcılar Putin'li Rusya'ya yatırım yapmanın mümkün olamayacağı kanaatindeler.
Her zaman yeni bir aktör bulunur
Konumuz Hollywood değil ama, senaryo ve sinema deyince ilk akla gelen kaliteli adres orası. Aynı senaryo ve içerikleri farklı aktörler ile tekrar sahneye koyduklarında da gişe rekorları kırabiliyorlar. Batman, Süperman, Spider Man, James Bond serilerinin her birinde farklı bir aktör oynattıklarını, meraklıları gayet iyi biliyor. Eğer, besleme havuz medyasının kullanmaya bayıldığı “Yeni Dünya Düzeni (New World Order)” söz konusu ise, Beyaz Saray bunun için çok iyi oyuncular bulur. Beğenmediğiniz ve komedyen diye dalga geçtiğiniz Zelensky'den, despot ve zorbaların baş aktörlüğe can attığı “Savaş Dönemi Başkanı” nasıl çıkarılırmış hepimiz gördük. Bir an, Zelensky'nin yanında Haşmetli Hükümdar Kaftanı ile bizim Saray'ı hayal edince, tarifsiz bir utanca kapıldım. New World Order'ın ismi üzerinde, yeni isimler üzerinde duracağı şüphesiz. Bizden söylemesi. Putin'li Rusya'ya yatırımı durduran dünya şirketleri Saraylı Türkiye için de benzer bir kararı almış olabilirler. İşin doğrusu biz de kaç zamandır Saray ve hükûmeti seyretmekten iyice sıkıldık.