Tarih 15
Mayıs 1961, Devlet Başkanı
Cemal Gürsel,
Otomobil Endüstrisi Kongresi’nin açılış konuşmasında, “Türkiye’de otomobil yapılamaz diyorlar. Bu tamamiyle kara bir düşüncenin mahsulüdür” der. Kongrenin ardından 22
Nisan 1961’de 18-1959 sayılı ve “çok gizli” damgasıyla
Başbakanlık,
Ulaştırma Bakanlığı’na bir yazı yazar: “Devlet Demiryollarımızın
teknik imkanlarının müsait ve mükemmel olması nedeniyle milli ekonomide mühim bir yer işgal edecek olan otomobil imalatı sanayiinin kurulmasına liderlik etmesini uygun görmekteyim.”
Otomobil üretimi için seçilen yer
TCDD Eskişehir Cer Atölyesidir. Efendim, otomobil projesine ayrılan para 1.6 milyon liradır bütçeden. Sonra bu para birilerinin girişimiyle, 900 bin liraya düşürülür! Çünkü başta basın, herkes, aşağılık duygusu beşiğinde tıngır mıngır sallandığından, kurnaz tayfası da “aşağılık duygumuzu” sür-git körüklediğinden bu girişimi yerden yere vurmuş, dalga geçmiş, alay etmiştir. “Biz kiiim, otomobil üretmek kiiim!” diyen diyenedir. Ancak aynı yıl “At neslinin ıslahı için bütçeden ayrılan para 25 milyon liradır!” Merakımdır
arkadaş, at neslinde o günden günümüze bir gelişme sağlanmış mıdır! Her neyse, Eskişehir Cer Atölyesinde yapılan otomobilin tasarımcıları Yük. Müh. Nurettin Erguvanlı, Yük. Müh. Ercan Türer ve Mimar Kemal Alagöz’dür.
Devrim adı verilen otomobil 129 günde, yüzde yüz
yerli katkıyla, başta Eskişehir Cer Atölyesi olmak üzere,
Ankara,
Sivas ve
Adapazarı TCDD fabrikalarında çalışan usta ve işçilerin çabaları sonucu yapılır. Ondan sonra olanlarsa tam içler acısıdır.
Cemal Gürsel Devrim’in direksiyonuna geçer ancak birileri (!) depoya üç damla benzin koymuştur;
araba biraz gider ve durur. Türkiye’de otomobil yapılamaz diyenlere gün doğar.
Basın öylesine dalga geçer ki, Gürsel’in sırf olayın hiç önemli olmadığını vurgulamak için söylediği “Bir garplı kafasıyla otomobili yapar şarklı kafasıyla benzin koymayı unuturuz” lafı manşetlere taşınır;
yerli otomobil üretimi gündemden kaldırılır o saat. Bugün bej renkli, Devrim arabası hala çalışır durumdadır, 17 bin kilometre yapmıştır tık etmeden ve Eskişehir TÜLOMSAŞ bahçesinde, özel bir camekanda sergilenmektedir. Ancak, Devrim’in yapılmasından sadece beş yıl sonra
Koç Holding,
Ford Grubuyla ortak, Ford şasesi ve Ford motoruyla Türkiye’de
seri olarak
Anadol marka arabayı üretmeye başlar. Cemal Ünder, Mühendis ve Makina Dergisinin
Şubat 1971 tarihli 166. sayısında Devrim tartışmasına yeni bir parantez açmıştır şu satırlarla: “Üzerinde durulacak diğer bir husus, Anadol’u üretenlerin, başlangıçta, ‘Türkiye’de otomobil yapılamaz’ diyenler oluşudur!” Varın gerisini siz düşünün!