Bütün dünya Barcelona’yı izliyor, onlara özeniyor/öykünüyor. Manisa’ysa ezber bozan bir
takım. İki sezondur planlarını (oyunu çirkinleştirmeden) iyi kontra atağa, hızlı hücuma göre yapıyorlar. Hikmet Hoca’yla birlikte ofansı Isaac,
Simpson, Yiğit ve
İlhan gibi bu plana uygun
oyunculara bıraktılar, Kahe-
Makukula gibi ligde sayısız takımın isteyeceği santrforları kulübede oturtuyorlar. Dün de bunu denediler, ilk yarıda birkaç pozisyon da buldular ama (Simpson’ın da
erken kart problemine girdiği günde) iki rakibe takıldılar:
Muslera ve
Melo...
Melo (aşırı sinirli olmasına rağmen) hızlı hücum kesmede zirve yaptığı bir gün geçirdi. Bu hücumları kesebilmesinin nedeni sadece kuvveti ya da hızı değil, sezgileri. Zeki bir oyuncu ve hücumun nereden olgunlaşabileceğini seziyor, böylece sayısız gol pozisyonunu büyümeden öldürüyor.
Onun arkasında da büyüyen hücumları küçülten bir kahraman var: Muslera hem iyi bir kesici, hem de çok iyi bir oyun kurucu. Cordobavari toplar atıyor, 60 metrelik zor pasları isabetli olmadığında deliler gibi üzülüyor. Bir iyi kaleciniz (Muslera), bir
savunma lideriniz (
Ujfalusi), bir orta saha anahtarınız (Melo) ve bir de iyi santrforunuz (
Elmander) varsa etrafını doldurup iyi
futbol üretebiliyorsunuz.
Galatasaray da bunu yaptı zaten...
* * *
Bir takım kazandı, diğeri kaybetti, ama bundan daha önemli bir şeyler vardı dün sahada: Korner, taç, faul, gol filan konuşabiliyorsak hâlâ bugün, futbol dünyasının bu saçmasapan halinde tertemiz kalabilen
genç sporculara kocaman bir teşekkür borçluyuz. Başkanlar kirli, yöneticiler sahte, yorumcular aracı, menajerler-işsiz güçsüzler utanmaz; sadece şu gencecik topçuların utanma duygusu kalmış, işlerini hâlâ tertemiz yapmaktan geri durmuyorlar. Bir antrenörün çarşaf çarşaf konuşmaları utandırıyor, Turgay bir jestiyle bizi futbola döndürüyor. Bir başkanın galiz küfürleri zihnimizi allak bulak ediyor, Gökhan
Gönül bunları bırakın ve oyunu izlemeye/sevmeye devam edin diyor. Birkaç acar(!) yorumcu tüm spor camiasını yerin dibine batırıyor,
Yiğit Gökoğlan dün gece iade ettiği kornerle yüz ağartıyor.
Bugün hâlâ bu ülkede futbol konuşabiliyorsak her şeyi bırakın, şu gencecik onurlu çocuklara dua edin. Var olun çocuklar, işinize saygınız olduğu için, üç kuruşa onurunuzu satmadığınız için, büyüklere büyük dersler vermeye devam ettiğiniz için...