Trabzon’un çapı bu


F.Bahçe ile Trabzon geçen sezonun 19’uncu haftasında Kadıköy’de karşılaşmışlardı. İşler Şenol Hoca’nın istediği gibi gitmemişti. 2-0 kaybetmişlerdi... F.Bahçe ile Trabzon bu sezonun 16’ncı haftasında yine Kadıköy’de karşılaştılar. İşler Şenol Hoca’nın istediği gibi gitti bu kez... 1-0 kaybettiler. Anlamadınız mı? Anlatmaya çalışayım. * * * Geçen yıl Şenol Güneş’in Trabzon’u her maçta topa rakibinden daha fazla sahip olmaya çalışan, daha fazla pas yapan, daha uzun süreler rakip yarı alanda oynayan bir ekipti. Doğunun Barcelona’sı olma hedefindeydiler, bunu da bölüm bölüm başardılar. Kasımpaşa’ya 7, Sivas’a 6, dokuz farklı takıma 3 veya daha fazla attılar. Umut’un arkasındaki üçlü Burak-Jaja-Alanzinho sezonu 34 golle tamamladılar. 82 puan toplayıp yarışı son ana kadar sürdürdüler. Güneş’in bu yılki Trabzon’uysa daha farklı. Top hakimiyetinin, pas aritmetiğinin, oyunun hangi bölgede geçtiğinin hesabını yapmıyorlar. Önlerine rol model olarak Mourinho’nun Inter’ini koydular, takım savunmasında da zaman zaman Inter 2010’u hatırlattılar. Devler Ligi’nde 3 maçta kalelerini kapadılar, rakip ağlara sadece 3 gol atarak gruptan çıkmaya bir direk kadar yaklaştılar. Santrforları Burak’ın arkasındaki üçlü Serkan-Alan-Halil’in toplam 1 golü var; ama ne gam... Halil Gökhan’a, Celutska-Serkan da Stoch’a kötü bir gün geçirttiklerinde sorun yoktu. Dün de aslına bakarsanız kırmızı karta kadar işleri iyi gitti. Halil ve Serkan iyi defansif performanslar gösterdiler. Ama bu anlayışla (Burak bir sihir yapamazsa) 0-0’ı cebinize koyabiliyorsunuz en fazla... Hele dünkü gibi bir duran top golü de yerseniz, işlerin iyi gittiğini düşünürken kaybedebiliyorsunuz bile! Güneş’i böyle bir oyun istediği için de suçlayamıyorsunuz, çünkü elindeki malzemenin çapı bu! Bu sene Trabzonspor bir savunma takımı ve büyük maçlarda sonuçlar kendilerine değil, rakibin atıp atamamasına bağlı... Aslına bakarsanız F.Bahçe de (Bursa’da olduğu gibi) her an atacak izlenimi verdiği bir maç oynamadı; ama bu sezon defalarca yaptığı gibi yine bir kahraman buldu. O kahramanın adı bu kez Mehmet’ti. 3 puanı getiren golü atan Mehmet’e en büyük yardımsa Serdar’dan geldi. Bu genç adam gerek sezgileri, gerek ayakta kalmayı bilmesi, gerek top kullanma becerisiyle (eğer gidebilirsek) 2014 Dünya Kupası’nın (belki de 2014-15 Premier Lig’in) yıldızı olmaya aday olduğunu şimdiden hissettiriyor.
<< Önceki Haber Trabzon’un çapı bu Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER