Geçen hafta salı gecesi, özel bir yemekteydik.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün himayesinde,
İhracatçılar Meclisi ve Turkcell'in ortaklaşa düzenlediği İnovasyon Konferansı'nın katılımcıları Çırağan Sarayı'nda buluştu.
Toplantının en dikkat
çekici konuğu BlackBerry'nin kurucusu ve her şeyi Mike Lazaridis'ti.
Dünya akıllı
telefon pazarının önemli bir bölümünü elinde tutan Lazaridis için
Türkiye sıradan bir
ülke değil. Çünkü Lazaridis
İstanbullu, ailesi ile birlikte 5 yaşındayken Kanada'ya göç etmişler. Bir daha da uğramamışlar.
Lazaridis, o günden beri ilk kez İstanbul'a geliyor.
Kolay şey başarmadı. 12 yıl gibi bir sürede 70 milyon kişinin kullandığı bir
marka, onun eseri. Bugün
Fortune 500 şirketlerinin yüzde 90'ı BlackBerry kullanıyor.
Ondan dinledik; Sadece BlackBerry'nizi kullanarak resepsiyona hiç uğramadan, kuyrukta beklemeden, direkt olarak kalmak istediğiniz otelin odasına yerleşebiliyorsunuz.
Ama ben bugün bunu anlatmayacağım.
Eli sopalı
danışman!
Lazaridis'in İstanbul seyahati danışmanları tarafından çok detaylı biçimde planlandı.
Yemeğin olduğu 6
Aralık Salı günü medyadan bir grup gazeteci ile görüşecekti. Ekipte kimlerin olacağı günler öncesinden planlandı. Fakat
buluşma son dakikada iptal edildi.
Haliyle, gazeteciler yemekte Lazaridis'ten özel demeç almak için sıraya girdi.
Yanımda oturduğu için biliyorum,
Hürriyet muhabiri özel bir gayret gösterdi.
Lazaridis'in masasına gitti, birkaç sorusu olduğunu belirterek ilkini sordu. Lazaridis oturduğu yerden
cevap vermeye başlamıştı ki,
genç bir hanım yanına gelerek buna engel oldu. BlackBerry'nin patronu da ona uydu.
O hanım, anladığımız kadarıyla Lazaridis'in kurumsal
iletişim danışmanıydı. Ve patronunun üzerindeki etkisinden anlıyoruz ki, işini çok iyi yapıyordu.
Röportaj başlamadan bitti. Herkes yerine geçti.
Tam da bu sırada, aynı masada oturan ve olan bitene
tanık olan
Ekonomi Bakanı Zafer
Çağlayan devreye girip Lazaridis'ten ricacı oldu.
Lazaridis, Bakan'ı kırmadı. Belli ki, o da muhabiri üzmek istemiyordu.
Kalktı, danışmanının masasına gitti. Durumu anlattı. Fakat uzaktan tanık olduğumuz kadarıyla, danışmanı kesin bir dille onu reddetti. O gencecik danışmanın el kol hareketlerini, yüzündeki kararlılığı görmeliydiniz.
Lazaridis tekrar masasına döndü. Danışman, bizim masamıza gelip bu
röportajın gerçekleşmeyeceğini bildirdi.
Bakan'ın ricası bile olayı çözmemişti. Lazaridis ikna olmuş, danışmanı olmamıştı. Ama koca patron, kafasına göre davranmamış, personelinin sözünden de çıkmamıştı.
Bu olay, bugüne kadar hiç tanık olmadığım ve belki de bir daha olamayacağım bir örnek.
BlackBerry gibi dünya şirketleri nasıl yönetiliyor diye düşünmeye çok da gerek yok herhalde.
Bizim danışmanların ekserisi şöyle yapıyor: "Valla röportaj vermiyoruz. Ama isterseniz bir de siz deneyin, belki kabul eder."