Tıpkı
CHP gibi Türkiye'nin tarihi de karanlık olaylarla dolu... Biri kurucu parti öteki de kurulan devlet olunca bu sonuç
doğal tabii...
Bu yüzden nereye elinizi atsanız üstü örtülmüş derin yaralar çıkıyor karşınıza... Her kesimin payına düşeni aldığı derin yaralar.
O yaraların bu toplumda travma yarattığı çok açık... Ama o travmanın nasıl bir sonuca yol açtığını, belleğimizde nasıl derin izler bıraktığını bilmiyoruz. Belki de bu yüzden gerçek yüzleşmeye cesaret edemiyoruz.
Hâlâ da bu konularda "bir adım ileri iki adım geri" durumundayız.
Bırakın tarihin derinliklerini 90'larda yaşadıklarımızla bile yüzleşmekten korkuyoruz.
93'te adı konmamış, 28 Şubat'ta ise postmodern
darbe milyonların gözü önünde gerçekleşti.
İnfazları, katliamları, suikastları, hükümet düşürmeleri kötü bir
Hollywood filmi seyreder gibi izledik.
Şimdi olup bitenlere
hesap verecekler umuduyla bakıyoruz.
Peki, verecekler mi?
Önceki gün
Ankara'nın başlattığı "
Faili Meçhul Cinayetler" soruşturmasında
sürpriz tahliyeler olması herkesi şaşırttı.
Nasıl şaşırtmasın ki, süreci "vicdan azabı"na dayanamayıp başlatan
Ayhan Çarkın içeride diğerleri dışarıda.
Bu sürecin nasıl işleyeceğini göreceğiz ama bana kalırsa soruşturmanın Ankara'da başlatılmış olması bu noktaya geleceğinin işaretiydi. Çünkü Ankara bu tür işleri sonuca ulaştırmak istemiyor. Ankara bildiğimiz Ankara.
Devreye
İstanbul girmezse Türkiye'nin 90'larla yüzleşmesi hayal...