Şike
iddianamesi iki önemli gerçeği ortaya koyuyor: Örgütlü çete ve
şikeli maçlar.
Her iki faaliyet de
mahkeme önünde olmakla birlikte, şikeli maçlar için
Türkiye Futbol
Federasyonu'na büyük görev düşüyor.
Federasyon, şikeye karışan
sporcular, spor adamları ve yöneticiler hakkında
disiplin talimatlarını mahkemeden ayrı olarak uygulamak zorunda.
Ancak şu ana kadar pek inisiyatif almamayı
tercih etti, Federasyon.
Delillerin gizli olması ve suçlananların
savunma yapamayacakları gerekçesiyle, ligleri "hiçbir şey olmamış" gibi başlattı.
Başkan Mehmet Ali
Aydınlar, "İddianame kabul edildiğinde gerekli işlemleri yapacağız" demişti o zaman.
Şimdi yeni bir açıklama daha yaptı. "Şahıslar hakkındaki kararımızı bekletmeden, kulüpler hakkındaki kararımızı da lig sonunda vereceğiz."
"Topu taca atmak", zaman kazanmak için yapılan girişimler bunlar.
Güçlü kanaat o ki,
sezon sonu gelmeden "Küme düşme cezasını da kaldıracaklar."
Böylece şahısları cezalandırıp, kulüpleri ve
futbolun ekonomisini koruyacaklar!
Sadece zayıflara ceza zulümdür
Oysa çok değil daha 6 ay önce Türkiye
Futbol Federasyonu,
Elazığ Birinci
Amatör Küme'deki 4
takımı elde "maddi
delil" olmadığı halde "vicdani kanaat" ile düşürme kararı vermiş.
Şampiyon takım ve lig ikincisi de "gözlerinin yaşına, hatta savunmalarına bakılmadan" küme düşürülmüş...
Şimdi iddianamede Aziz
Yıldırım 7 maç için şike, 6 maç için de
teşvik primi girişiminde bulunmakla suçlanıyor.
Bu yönde "
teknik takip ve dinleme kayıtları" ile "itiraflar" dahil maddi deliller de sunuluyor.
Aynı şekilde
Beşiktaş bir maç için şike yapmak,
Trabzonspor da başarısız bir
teşvik primi girişiminde bulunmakla itham ediliyor.
Şikeli maçlar için 7 Süper Lig takımının adı geçiyor.
Futbol Federasyonu "çözüm yerine zamana oynama" inadını sürdürürse, sorunlar daha içinden çıkılmaz hale gelecek.
Unutmamak lazım ki, "Sadece zayıflara cezalar uygulanıyorsa o
adalet değil zulümdür."
Sivil hayatta da, sporda da "dokunulamazlar" olmamalı. Suç varsa ceza da olmalı.
Aydınlar'a kafa karıştıran sorular
Sıkı bir
Fenerbahçeli olduğu bilinen Futbol Federasyonu Başkanı
Mehmet Ali Aydınlar'a yaptıkları oyalamanın nasıl bir keşmekeşe sebep olduğunu daha iyi görebilmesi için buradan birkaç sorum var;
*Küme düşmesi gereken takımlardan herhangi biri bu yıl
şampiyon olursa ne yapacaksınız, elinden mi alacaksınız yoksa aslında var olmaması gerektiği ligin şampiyonu mu ilan edeceksiniz? Diyelim Fenerbahçe bileğinin hakkıyla bu sezonu şampiyon bitirdi, iki şampiyonluğunu da mı elinden alacaksınız?
*Son olarak, dünyaya ne diyeceksiniz? "Bu yıl şampiyon olan ama geçtiğimiz yılkı şike nedeniyle ligden düşürdüğümüz takım, bir alt ligden Şampiyonlar Ligi'ne katılacaktır" mı diyeceksiniz? Ya da (lig bu
sıralama ile biterse) "İlk dörtteki 3 takımımızı şike cezaları nedeniyle Avrupa'ya gönderemiyoruz" mu diyeceksiniz?
*Peki hem şikeli maçlar hem de cezanın gecikmesi nedeniyle kazanılan haksız kazançlar, diğer kulüplerin kasalarına gitmesi gereken paralar ne olacak? Mesela yayıncı kuruluştan gelen milyonlar yani "performans primi" sizin oyalama taktiğiniz nedeniyle haksız dağıtılmış olmuyor mu?
*Doğru adımı atmakta gecikmeniz, Fenerbahçe ve ceza alması muhtemel diğer birinci lig takımlarına en az iki yıl fazladan zaman kaybettireceğine göre, bu kulüplere daha fazla zarar vermiyor musunuz? Bu yıl Süper Lig'de oynaması gereken ya da gelecek yıl
Bank Asya'da mücadele edecek takımlara haksızlık yaptığınızı düşünmüyor musunuz?