AK Parti, MHP,
CHP bir araya geliyor ve Cumhurbaşkanı'nın uyarısına rağmen
yasayı "caydırıcılığını" ortadan geçecek şekilde yeniden yasalaştırmaya çalışıyor.
Şike cezalarını bu kadar hafife alan bir yasa tasarısının böylesine "yıldırım hızıyla" abuk sabuk bir süreçten geçerek yasalaşmasını içime sindiremiyorum.
Türkiye'nin o kadar sorunu dururken
TBMM'nin
şikecileri korumak için gösterdiği refleks takdire şayan!
Bu süreç devam ederken
Taraf Gazetesi'nde yaptığı
röportajlardan ötürü "
Basın yoluyla
PKK propagandası yapmak" suçundan neredeyse 1,5 yıldır
mahkeme kapılarında sürünen gazeteci Neşe Düzel
beraat etti.
Düzel'in bir yıldan üç yıla kadar hepsi isteniyordu.
Neymiş efendim Neşe Düzel PKK'nın
Avrupa sözcüsü Zübeyir Aydar ve eski DEP
Milletvekili Remzi
Kartal ile röportaj yapmış!
Ne zaman yapmış?
Nisan 2010'da yapmış.
Neşe Düzel'in işini yaptığı, temel güdüsünün kamuoyunu aydınlatmak olduğu ortada.
Zaten
Kürt sorununda konuşulmayan, propagandası yapılmayan ne kalmıştı ki?
Zaten PKK
ölüm üzerinden yeterince propaganda yapıyor, Düzel'in propagandası kimin ne işine yarar ki?
Diyelim ki hukuki testlere göre propagandaydı.
Böyle bir röportaj için bir buçuk yıl gazeteci mahkemelerde süründürülür mü?
Bir röportaj yayınlamanın cezası üç yıl
hapis olur mu?
Üstelik o günden bu yana
Kürt sorunu başka bir yerde...
Öcalan başka bir yerde...
PKK başka bir yerde...
KCK başka bir yerde...
MİT başka yerde...
Hatta MİT'le PKK aynı yerde...
Kamuoyu apayrı bir yerde...
Ama devlet hâlâ aynı yerde...
Niye şikecilerin yanında olan TBMM milletvekilleri Neşe Düzel'in ve onun gibi mahkemelerde sürünen nice "propaganda suçlusunun" arkasında durmadı, yasa teklifi vermedi, adaleti sağlamak için girişimde bulunmadı?
Ve mahkeme de bitti, bu davadan
ders alındı, milletvekilleri niye gazetecileri özgür kılacak refleksleri göstermiyorlar?
Yoksa artık
demokrasi hiç de iyi ve sağlıklı
yönetim biçimi değil mi?
Çekirgelik
Şurada burada güçlü adımlarla dolaşmaktansa, doğru yolda sekerek yürümek iyidir. Aurelius Augustinius