Gelecek yıl ilk defa gelişmekte olan
ülkeler dünya ithalatının yarısından fazlasını yapacak. Çin dünyanın en büyük ithalatçısı olarak ABD'ye yaklaşacak. Böylece yuan beklenenden daha kısa sürede doların yanında küresel para birimi olabilecek.
Dünya ekonomisi IMF'nin tahminine göre 2012'de yüzde 4 büyüyecek. Dünya geliri piyasa fiyatlarıyla 73.2 trilyon dolara, satın alma gücü paritesi ölçüsüyle de 82.8 trilyon dolara ulaşacak. Gelişmiş ülkeler ortalama yüzde 1.9 büyürken
gelişmekte olan ülkeler ortalama yüzde 6.1 büyüyecek. Böylece küresel problemlerin çözümünde gelişmekte olan ülkeler
ekonomik anlamda önemli rol üstlenecek.
2012'de dünyada işsiz sayısı 200 milyon civarında seyredecek.
İstihdamın 2008
krizinin öncesine dönmesi için 2015 beklenecek. Çünkü krizde 20 milyon yeni işsiz dünya ekonomisine katılmıştı. Zengin ülkelerden gelişmekte olan ülkelere küresel net
sermaye akımları 2012'de 610 milyar dolara ulaşacak. Kriz öncesi 2007'de net sermaye akımı rakamı 715 milyar dolar tutarındaydı.
Peki 2012'de ekonomiyi hangi siyasi olaylar etkileyecek? İlk sırada ABD Başkanlık seçimleri var. Ardından da
Rusya ve Fransa'da yapılacak
başkanlık seçimleri etkili olacak. Ayrıca dün Brüksel'de 8-9
Aralık Euro Bölgesi liderler toplantısına hazırlanan
Angela Merkel ve Nicolas
Sarkozy'nin
Lizbon Anlaşması'nda yapılmasını istedikleri değişikler de 2012 yılının ekonomisini etkileyecek. Çünkü dün, Merkel ve Sarkozy,
bütçe açıkları üzerinde sıkı
kontrol kuracak yeni düzenlemeler istediler. Sarkozy, AB'nin tahvil ihracının sorunlara çözüm getirmeyeceğini ileri sürdü ve her ay Euro bölgesi liderlerinin toplanarak 17 ülkenin mali durumunu görüşmesini istedi. Alınacak bu yeni kararlar, dünya ekonomisinde öngörülebilirliği artırabilir.
Peki 2012'de
Türkiye ekonomisi için beklentiler neler? Türkiye için dört farklı
büyüme tahmini var. Hükümetin Orta Vadeli Program'da belirttiği büyüme tahmini yüzde 4, IMF'nin tahmini yüzde 2.2,
OECD'nin tahmini yüzde 3 ve The Economist'in tahmini yüzde 3.5 olarak sıralanıyor. Euro bölgesinin OECD tahminine göre yüzde 0.2 büyüyeceği dikkate alınırsa, Türkiye'nin herhalde yüzde 3'ün üzerinde büyümesi olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Hatta ABD ve AB'de yaşanacak ekonomik toparlanma Türkiye'nin büyüme hızını artırabilir. Çünkü bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 1.5, kamu borç yükü yüzde 37 olan ve bankaları sağlam bir Türkiye 2012'de dünyanın en güvenilir ekonomileri arasında olacak. Eğer bir de yeni anayasa yapılabilirse ekonomik büyümenin önündeki statükoyu destekleyen engeller kalkacağından 2012'nin ikinci yarısından itibaren büyüme yeni bir ivme kazanabilir.
Unutmadan söyleyelim, kriz lobisinin, Hükümeti zora düşürmek için beklentileri olumsuza çevirme çabalarına rağmen, Türkiye, 2010 ve 2011 haziran ayları itibariyle ILO Raporu'na göre G-20 ülkeleri içinde kısa sürede en hızlı istihdam yaratan ülke oldu. Toplam istihdamını bir yılda yüzde 6 artırdı. İstihdamı hızla artıran ikinci ülke olan
Meksika ise ancak yüzde 3.8 artış sağlayabildi.
Anlayacağınız Türkiye,
Anadolu sermayesinin, ekonomik gelişmeleri hemen kavrayabilen işletmecileri sayesinde küresel ekonomik daralmaları kolaylıkla atlatabiliyor. Dolayısıyla 2012'de, Türkiye ekonomisi, kredibilitesi yüksek bir ekonomi olacak.