Güney Kore ve Hyundai'nin kısa hikâyesi


Her hafta Avrupa ve Amerika'daki iç karartıcı durumu analiz etmektense dünyanın daha ufuk açıcı ve cesaretlendirici bir bölgesine gidelim. Bu hafta Doğu Asya'yı ele alıyoruz. Biliyorsunuz Doğu Asya'nın Japonya'dan sonraki, ikinci nesil dört öncü ekonomisi 'Asya Kaplanları' olarak adlandırılıyor. Bunlara şimdilerde farklı adlar da takılıyor. Örneğin IMF bunları 'NewlyIndustrialized Asian Economies' (yeni sanayileşmiş Asya ekonomileri) şeklinde adlandırıyor. 'Asya Kaplanları' şimdilerde üçüncü nesil hızlı Asya ekonomilerinden olan Malezya'dan dördüncü nesil ekonomilerden Vietnam'a kadar uzanan geniş bir yelpazedeki ülkelerin adlandırılmasında kullanılıyor. İkinci nesil dört öncü Doğu Asya ekonomisinden ikisi Singapur ve Hong Kong şehirleri. Tayvan ise, büyük ancak Çin'le sorunları olan bir ülke. Dolayısıyla Güney Kore bu şehirlerden farklı. Ancak bu farklılık diğer özelliklerin dışında yanında iki özellikten daha kaynaklanıyor. Birincisi G. Kore'nin Chaebol ekonomisi. Açmak gerekirse Türkiye'de de evlere kadar girmiş Hyundai, Samsung, LG gibi büyük şirketlerin piyasadaki hakimiyeti. İkincisi ise Güney Kore'nin etkin ve müdahaleci bir devlet oluşudur. Güney Kore'de 1960'lardan beri devlet 'yönlendirici' bir rol oynuyor. Aşağıda anlatılacak hikâyelerde de bunun izlerini göreceksiniz. GÜNEY KORE VE ŞİRKETLERİ NEDEN FARKLI? Güney Kore'nin dev şirketleri enerjilerini devam ettiren birer piyasa savaşçısı. Bu şirketler dünya piyasasının nereye gideceğini dikkatle izliyor, çoğu zaman da eksiklikleri yakalayarak o alana hızla yatırım yapıyorlar. Bu yatırımlarının omurgasını Ar-Ge oluşturuyor. Yüz milyonlarca doları bir alandaki araştırmalara yatırarak sonuçta Philips, Sony gibi dünya devlerini dize getirmeyi başarıyorlar. Buna 'Güney Kore milliyetçiliğini' de eklemek gerekiyor. Yale Üniversitesi'ndeyken katıldığım bir seminerde Güney Kore kalkınmasını sağlayan temel güçlerden birinin, işgalci Japonları geçme hırsı olduğunun söylenmesi boşuna değildi. KORE'NİN ARABASI: HYUNDAİ İşte size bir vaka analizi: Kore'nin arabası. Bu aynı zamanda MyungOak Kim ve Sam Jaffe tarafından yazılan ve American Management Association tarafından 2010 yılında yayınlanan 'The New Korea' isimli kitabın altıncı bölümünün başlığı. Bu yazıda bundan sonraki kısımların bilgilerini bu kitaptan alıntılıyorum. Asya Kaplanlarının gelişimini ve bu ülkelerde uygulanan sanayi politikalarını merak eden okuyucular 1998 yılında yazdığım ve Alfa Yayınları'ndan çıkan 'Asya Kaplanları: Sanayi Politikaları ve Kalkınma' kitabımı ve Asya Kaplanlarının daha güncel seyrini takip etmek isteyen okuyucular da Kadir Has Üniversitesi'nden Doç. Dr. Ali Akkemik'in çalışmalarını izleyebilirler. 'Ucuz araba' diye bilinen Hyundai 2009 yılında lüks araba modeli Genesis ile Kuzey Amerika'nın önemli sektör ödüllerinden olan 'Yılın Arabası' ödülünü aldı. Dolayısıyla, 1994 yılında girdiği bu piyasada zirveye çıkmış oldu. Hyundai bu noktaya nereden ve nasıl geldi? Hyundai'nin hikâyesi şu anda dünyanın en büyük çelik üreticilerinden POSCO ile başlıyor. Dünyanın ücra köşesindeki önemsiz bir ekonomisi olan G. Kore'de diktatör olarak görev yapan General Park, ülkede çelik sanayiini kurmayı aklına koymuştu. Ancak anlaşılan o ki adaşı Park Tae-Joon dışında kimseyi inandıramamıştı. Finansman bulmak için epey uğraştılar. ABD'de (Avrupa o dönemlerde pek akla gelmiyordu) kapılar bir bir kapanmasına rağmen son umut olarak gittikleri Japonya'dan elleri boş dönmediler. Daha yolları bile olmayan bir ülkede, dört yıl sonra ücra bir kasaba olan Pohang'da tesisler devreye girdi. Kısa sürede dünyanın en rekabetçi çelik üreticilerinden birisi haline geldi. POSCO hikâyesine pek inanmayan ABD'de çelik endüstrisi ortadan kalkarken POSCO hızla büyüdü. Bugün 21 milyon tonluk yıllık üretimi, Türkiye'nin en büyüğü olan Erdemir ve İsdemir toplamının dört katına denk geliyor. General Park'ın bir diğer 'rüyası' da yollar idi. Zira Güney Kore'de yol denince akla toprak patikalar geliyordu. Öyle ki işgalci Kuzey Kore ordusu şu anda dört buçuk saatte alınan kuzey-güney saldırısını ancak on günde tamamlayabildi. Bu da Amerikan ordusuna yardım için gerekli zamanı sağlamıştı. General Park'ın yol rüyasını, ihaleye katılan diğer firmanın yarısından az bir fiyata satın alan Hyundai, yolu rekor sayılabilecek bir süre olan iki yılda bitirince, rivayet o ki, açılışta General Park, Hyundai'nin kurucusu ChungJu-yung'a sordu: "Araba yapmaktan anlar mısın?" Cevap "Evet"ti. Zira Chung iş hayatına araba tamirciliği ile başlamıştı. Güney Kore'de yeni yapılan yolda gidecek arabaların sayısı bir elin parmakları ile orantılıyken anlaşılan o ki General Park duruma farklı bir noktadan bakıyordu. Hyundai'nin başkanı ve lideri Chung işe hemen başladı. Önemli olan, yapılacak arabanın yabancı lisansı altında mı yoksa Kore dizaynı mı olacağına karar vermekti. Hyundai, biraz da zorunlu olarak kendi tasarımını yeğledi. Devletin rolü ise düşük faizli kredileri Hyundai'ye yönlendirmek oldu. Devlet açısından riskli bir karardı. Ama başarılı olundu. Hyundai'nin bu ilk modeli, belki de ihracat amacıyla İngilizce bir kelime ile adlandırılmıştı: Pony. Nitekim 1976'da ilk üretimi yapılan bu basit ve ucuz araba ile başlayan yolculukta Hyundai'nin ihraç miktarı daha 1985'te iç pazara eşit hale geldi. Artık, Hyundai arabaları Suudi Arabistan'dan Afrika'ya, hatta Latin Amerika'ya kadar çok sayıda ülkeye ihraç ediliyordu. Bir yıl sonra, 1985'te ise en önemli hedef pazar olarak gördükleri Kuzey Amerika'ya ihracat başladı. Kuzey Amerika'da Hyundai önce 'ucuz araba' sınıfındaydı. Önce başarı, sonra kalite sorunları sebebiyle sıkıntılar geldi. Kalite sorunları aşılınca piyasayı sarsan bir pazarlama taktiği uygulandı: 10 yıl/160 bin km garantisi. Bu noktadan sonra Hyundai'nin Kuzey Amerika başarısı patladı. Şu anda şirket Kuzey Amerika'da yılda beş yüz bin otomobil satıyor. KISSADAN HİSSE Türk ekonomisinin cari açığı 'yapısaldır' deyip bu yapısallığı bir türlü açıklayamayanlara atfedilir. Devlet kadar özel sektöre de iş düşüyor... Gelecek haftalarda Samsung ve LG'nin de hikâyesini nakledeceğim.
<< Önceki Haber Güney Kore ve Hyundai'nin kısa hikâyesi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER