Olumsuz anlamda kullanılır, "biz bu filmi görmüştük" cümlesi... Yetti artık,
kabak tadı verdi, dön dolaş hep aynı şey, bıktık usandık... gibilerden.
Oysa bendeniz bazı filmleri dön dolaş yeniden seyretmeyi severim: Batı Yakasının Öyküsü... İyi, Kötü ve Çirkin... Kwai Köprüsü... Doktor Jivago... falan filan, yirmişer kere seyrettim.
Eh, şimdi de "
CHP seçimi nasıl kazanamayacak" filmini altmış yıldan fazladır yeniden seyretmeye hazırlanıyoruz ya... (Acele etmeyelim, "seans" taa 2015 yılında... Filmden önce "fragmanlar" da var, belediye seçimleri.)
Bu sefer galiba "esas oğlan" yerine "esas kız" çıkacak karşımıza!
Sevilay Yükselir bacımın dün patlattığı bombaya göre, Kılıçdaroğlu'ndan
ümit kesenler (biz bu filmi görmüştük), şimdi partinin başına Ümit Boyner'i düşünüyorlarmış.
Ümit kesenler, yani "Kılıçdaroğlu eserini" yoktan yaratan ve şimdi şap şap dizlerini döven üç beş basın hergelesi...
Ve de
İstanbul sermayesi.
Eh, Ümit Hanım da İstanbul sermayesinin sözcüsü olduğuna göre...
Tabii, TÜSİAD'ın başına seçilmek, Türkiye'nin başına seçilmeye benzemez ama...
Ümit Hanım, Kılıçdaroğlu'nun
siyaset sahnemize armağan ettiği "dün ak dediğine bugün kara demek" politikasına hemen uyum sağlayabilir. Yalpalama uzmanları sırayla şanslarını denemelidirler.
Pek bir demokrat geçinirken, kendisine o mevkiye seçenlerden "uyarı" gelince yeni anayasa konusunda yüz seksen derece çark ediveren bu hanımefendinin ta kendisi değil midir? (Uyarıyı yapan Aydın amca mı, Rahmi amca mı, Can amca mı, İnan amca mı, Mustafa kardeş mi, hanımefendi daha iyi bilirler. Bu vesileyle Süleyman amcayı da hiç unutmayalım)
Ümit Hanım'ın zevci Cem kardeşimiz de politikada şansını denemiş, sonuç büyük bir hayal kırıklığı olmuştu. Ümit Hanım da aynı süreçten geçecek, demek ki bunlar ailece önce ümitlenip sonra hüsrana uğramayı seviyorlar. Siyasi açıdan "mazoşist fantezi" sözkonusu.
Ümit Hanım bu topa girsin. CHP nasıl gene kazanamayacak, İstanbul sırtlanları
Anadolu kaplanlarına gene nasıl yenilecekler, filmi yeniden görelim.
CHP'ye asla geri alınmayacak olan
Mustafa Sarıgül de kendi partisini kursun, iki parti de toplam oylarını yüzde 12 buçuk ve yüzde 12 buçuk olarak paylaşsınlar, gülelim. (Rivayete göre Sarıgül için de birtakım
kaset ve
dosya hazırlıkları varmış.)
Faşistler de ayrılsınlar ve
Ergenekon Partisi'ni oluştursunlar, yerlere yatalım.
2016 yılında aynı basın ağaları "bu iş Ümit'le de olmuyor" deyip pişman olsunlar ve yeni bir lider arayışına girsinler, kasıklarımızı tutalım.
Allah'ım bana ömür ver de şu filmi bir kere daha seyredeyim, Batı Yakasının Öyküsü, Doktor Jivago falan gibi. Ne yapayım, seviyorum işte hoşça
vakit geçirmeyi...