Antalya Ötücü Kuşlar Derneği değil, TESEV!


Biraz kaba olacak ama "Boru değil, TESEV" diye başlamak istiyorum. "Ne var canım TESEV üyesiyse? Hem de kurucu üyesiyse?" "Bunda bir şey yok ki" denilebilir mi? Denilebilir, fakat bunu ancak TESEV'ciler böyle söyleyebilir. Peki CHP'liler? Bence http://www.gercekgundem.com'un ortaya çıkardığı belgeden sonra CHP'lilerin Tahrir Meydanı'na çadır kuran Mısırlılar ya da Esed'e isyan eden Araplar gibi veya Kaddafi'yi linç eden Libyalılar gibi davranması gerekirdi! Ya da Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Monica Levinsky olayının patlamasından sonra Bill Clinton'un özür dilediği gibi özür dilemesi veya Deniz Baykal'ın malum skandaldan sonra istifa etmesi gibi kayda değer bir tavır sergilemesi gerekiyordu. Kemal Bey "İnsanları yanılttım özür dilerim" demeliydi. Veya "Bu bana yapılmış bir komplodur" demeliydi. Henüz böyle bir şey demedi. Maşallah gerçek CHP'liler de gelişmeler karşısında çok sakinler. "Dersim katliamından Atatürk'ün haberi vardı" diyen CHP Milletvekili Hüseyin Aygün'e gösterdikleri tepki kadar bile tepki vermiyorlar TESEV realitesine. Değilse, CHP içindeki bu sessizlik "fırtına öncesi sessizlik" olmasın! TESEV Soros demek Çünkü Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun TESEV üyeliğinin ortaya çıkması CHP açısından öyle bir vahamet ortaya çıkarıyor ki, bunu CHP'lilere anlatabilmek için şu örneği verebiliriz: Eğer Tayyip Erdoğan'ın adı, Kasımpaşa Mason Locası'na kayıtlı çıksaydı ya da Yahudi Bnai Brith Örgütü'nün üyesi olsaydı, AK Parti'de neler olabilecekse, CHP'de de onun olması gerekiyordu! Bakalım, bugün CHP için önemli bir gün. Bugün de yarın da hatta bir müddet, medyada manşetler CHP için atılacak gibi görünüyor. Birçok soru da var cevaplanması gereken: Acaba, Kemal Kılıçdaroğlu CHP grup toplantısında TESEV üyeliği konusunu nasıl izah edecek? Çünkü TESEV sadece bir Hayvanları Koruma Derneği ya da Antalya Ötücü Kuşlar veya Kanarya Sevenler Derneği değil ki... TESEV'in bir amacı, bir imajı, bir görevi var ve her şeyden önemlisi TESEV maddi kaynakları açısından "kökü dışarıda" bir örgütlenme, kökü dışarıda bir sivil toplum kuruluşu. Başka bir soru: Bakalım Kemal Bey, CHP'nin selameti açısından TESEV üyeliğinden istifa edecek mi? CHP'de sayıları 55'leri bulan dahili muhalefet milletvekilleri Kemal Kılıçdaroğlu'na sadece Dersim ve Atatürk üzerinden mi muhalefeti sürdürecek, yoksa TESEV üyeliğini de gündeme getirecekler mi? Diğer taraftan... CHP'deki bu gelişmeler çok da anormal bulunmayabilir. Çünkü artık ortaya çıktı ki, CHP değişmeden Türkiye değişmeyecek! Aslında iyi de oluyor. Bu tartışmalar CHP'de değişimin şartlarını ve gerekliliğini de dayatıyor. Bunlardan birisi ve en önemlisi artık CHP'nin reddimiras yapmasıdır. Sadece Dersim konusu bile CHP'ye reddimiras etmesi için yeterince malzeme veriyor. Kemal Bey'in işi çok zor Hem Dersimli olacaksın... Hem CHP'ye genel başkan olacaksın... Üstüne üstlük Kemalist olmak zorunda olacaksın... Allah yardım etsin, sadece TESEV üyeliği konusu değil ki, Kemal Bey'in işi bu açıdan da zor. Bu durum CHP açısından, Dersimli bir genel başkanı olması ve o genel başkanın 40 kadar yakınının Dersim katliamında öldürülmüş olmasından dolayı bir "kan davası" haline gelmiştir! Bu şekilde düşününce rahatlıkla "CHP'nin kendinden başka düşmanı yok" denilebilir. Şimdi kimse bu aşamada "İyi ama CHP'ye Atatürk'ün partisi" demeye kalkmasın. Bütün bu son gelişmeler CHP'nin Atatürk'ün partisi olmaktan çıktığının esaslı bir fotoğrafı değil mi? CHP Atatürk'ün partisi olsaydı, Dersim konusunu gündeme getirirler miydi? Mümkün değil. Ya da şöyle diyelim: AK Parti'nin ülkede meydana getirdiği fikir düşünce özgürlüğü ortamı olmasaydı CHP'liler Dersim'i merkeze Atatürk'ü koyarak bu şekilde tartışabilirler miydi? Asla! Bütün bunlardan sonra müsaade edin gerçeğe yakın şöyle bir espri yapayım: "Özgürce hareket edebilmek için Türkiye demokrasisinde iktidarın muhalefete değil, muhalefetin iktidara ihtiyacı var."
<< Önceki Haber Antalya Ötücü Kuşlar Derneği değil, TESEV! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER