Aşırı soğukta, tatsız tuzsuz bir maçı seyretmekle kalmayıp, bir de elenen bir takımın taraftarları olarak, dün sabah, Zagreb’deki yitirilmiş aşk hikâyelerinin zapta geçirildiği, ‘Kırık kalpler Müzesi’ni’ gezdik...
Sadece müzeyi gezerken değil, Zagreb’de geçirdiğimiz iki gün boyunca da bir yanıyla gözümüz ve kulağımız da
Türkiye’de olmaya devam etti... Ne yazık ki buralardan gördüklerimiz, bizi tıpkı milli maç gibi mutlu etmedi, tam tersine fazlasıyla endişelendirdi...
Biri hariç...
Zagreb için uçağa binmeden önce, Van’ın Mollakasım köyündeki 5,2’lik depremin yeni acılar yaşatmamış olması...
Bu, en sevindirici gelişmeydi...
***
Mollakasım köyü, bende müteselsil çağrışımlar yaptı...
Önce, Yunus Emre’nin şiirini anımsadım:
‘Derviş Yunus bu sözü
Eğri büğrü söyleme
Seni sıygaya çeker
Bir Molla
Kasım gelir...’
Ardından, altı yıldan beri Pazartesi akşamları yaptığımız Mehtap TV’deki ‘
Akıl Defteri’ programında bana yollanan bir
elektronik posta mesajı aklıma t
akıldı...
Hasan Yılmaz’ın mesajı şöyleydi:
“Sayın Altan,
‘Yapılacak yeni anayasaya da herkesin katkı vermesini istiyoruz. Türkiye’nin 21’inci yüzyıla giderken sağlam temelleri atılacaktır.
Anayasa hakkında her ne biliyorsa, her
sivil toplum üyesi, her insan mutlaka buna söylenmeden katkı vermesi gerekmektedir. Türkiye çıktığı bu
medeniyet yolculuğunda asla geri dönmeyecek ve
2023 hedeflerine kararlılıkla yol alacaktır. Türkiye olarak her alanda başlattığımız değişim sürecini yeni dönemde de devam ettirmek, daha ileri hedeflere ulaştırmak için durmak yok, hizmete devam.’
Bu sözler 12 Kasım 2011’de memleketi Sivas’a ziyarette bulunan
Milli Savunma Bakanı
İsmet Yılmaz’a ait. Sözlerin samimiyetine inanmak isteyerek Sayın Bakan’a sormak istiyorum: Sayın Bakan’a soruyorum zira askeri mahkemeler MSB bünyesinde faaliyet göstermektedir.
1. 12
Eylül referandumunda askeri yargının askeri hizmetin gereklerine göre değil ‘
bağımsızlık ve tarafsızlığa’ göre yapılandırılacağı kabul edildiği halde bugüne kadar niçin bu konuda en ufak bir adım atılmamıştır?
2. 2009 yılının
Ağustos ayında yayımlanan yargı
reformu stratejisi ve
eylem planında askeri mahkemelerin askeri
yasak bölgelerin dışına çıkarılması 2-4 yıllık orta vadede planlandığı halde hala askeri mahkemeler niçin kışlaların içersindedir?
3. Disiplin mahkemelerinin yapısının bağımsız ve tarafsız olmadığı
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararları ile
tescil edildiği halde bu konuda niçin yasal
düzenleme yapılmamıştır?
4. Bölük komutanları tarafından verilen oda hapsi cezasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğu en son
Nisan 2011’de AİHM’ce karara bağlandığı halde
bakanlık neden yasal bir değişiklik konusunda adım atmamıştır?
5. Kıbrıs’ta askerliğini yaparken
disiplin ceza evinde gördüğü şiddet sonucunda hayatını kaybeden asker olayından sonra, askeri ceza ve disiplin ceza evlerinin etkin bir şekilde denetimi için neden yasal bir düzenleme yapılmamıştır?
Sayın Bakan’ın herkesten katkı istemesi güzel, ben de kendisinden hükümetin bir bakanı olarak bakanlığını ilgilendiren askeri yargı konusundaki yasal düzenlemeleri meclise sevk edip yasalaşmasını sağlamasını istiyorum. Biraz samimiyet. Uyum yasalarını çıkarmadıktan sonra anayasa yapsanız ne olur, yapmasanız ne olur?
Saygılarımla...”
***
Bence,
Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Hasan Yılmaz’ın bu son derece önemli sorularına
cevap vermeli...
Türkiye’de herkes birbiriyle ‘eğri büğrü söyleme, seni sıygaya çeker, bir Molla Kasım gelir...’ mantığıyla medeni bir
diyalog içine girse, her şey daha saydamlaşır,
siyaset de nitelik kazanır...
Referandumda hepimiz canla başla değişim için uğraştık, peki neden hala askeri yargıya ait uyum yasası çıkmadı, Hasan Yılmaz bunu soruyor...
Gerçekten neden hala çıkmadı?