Kartepe isimli
deniz otobüsünü kaçıran
terörist Mensur Güzel için BDP
Milletvekili Sebahat
Tuncel; ‘ikna edebilirdik’ demiş.
Tabi bunu Mensur Güzel’in annesi Siti Güzel’in;
"12 saat gemideymiş. Keşke bana haber verselerdi. Hem oğlumu görürdüm. Belki de ikna ederdim" sözleri üzerine söylediğini kaydetmekte fayda görüyorum.
Çünkü bu sözler Gogol’un ‘ölü canlar’ romanındaki gibi; ‘ölü’ üzerinden
prim ve
siyasetten başka anlam taşımıyor.
BDP’nin açıkca milletin gözünün içine bakarak yaptığı bu ‘ölü siyaseti veya ölü canlar üzerinden prim’ mantığı artık çok sırıtıyor.
Hem bölge halkının haklarını savunacaksın hem de ölmeye teşvik edeceksin.
Ve bu vatandaşların aklına
hakaret edeceksin.
Yok böyle bir siyaset yeryüzünde doğrusu!
Ama BDP’de var.
BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, Kartepe isimli deniz otobüsünü kaçıran terörist Mensur Güzel'in yaşam hakkının ihlal edildiğini ileri sürüyor ve; "Niye sağ yakalanacakken bu kişi
infaz edildi? İkna edilebilirdi.” İfadelerini kullanıyor.
Bu ikna meselesi üzerinde durmakta fayda görüyorum.
Bu arada Mensur Güzel’in annesi Siti Güzel’in
‘ana yüreği’ni anlıyorum ve hak veriyorum. Çünkü o bir anne ve yeryüzünde hangi varlık olursa olsun evlat veya yavru sevgisini her zeminde ortaya koyar.
Bu da onlardan birisi.
Ancak Mensur Güzel’in daha ilk dakikalarda Kartepe gemisini kaçırdığında BDP veya Sebahat Tuncel onun kim olduğunu bence biliyorlardı...
Madem bu konuda samimiydiler; güvenlik güçleri ve istihbarat gemiyi kaçıranın kim olduğunu saatlerce araştırırken o zaman neden devreye girmediler acaba?
‘Bu
arkadaş yanlış yolda gelin aracı olalım, bu işi kazasız-belasız çözelim’ demediler diyesi geliyor insan olan insanın.
Yoksa tam tersi miydi? Zaten amaç onu orada harcatarak prim yapmak değil miydi? Ki öyle olmasa o 12 saat boyunca neden devreye girmediniz demezler mi adam olan adama? Pardon hatun kişiydi dimi o?
Bu sözleri veya cümleleri yazdıran ve haklı kılan görüntü ise medyaya çoktan yansıdı. Bence bu görüntüler yeterince açık ve net.
Sabahat Tuncel’in, Mensur Güzel’i tanıdığı çok net ortada duruyor. Çünkü Mensur Güzel’in kız kardeşi Şeyma Güzel'i nasıl kandırdığı-koruduğu ortaya çıktı.
7 ay önce polis İstanbul'da Mensur Güzel'in ablası Şeyma Güzel'in Sebahat Tuncel ile bağlantısını tespit ediyor ve İstanbul'dan Diyarbakır'a kaçmak isterken Şeyma Güzel'i Tuncel’in otomobili ile havaalanına bırakmasının arkasından polisler Şeyma Güzel'i gözaltına alıyor. Ve hanımefendi durumu farkedince de polise müdahale ediyor.
Bu kadar yakın ilişki ortadayken ölen üzerinden ‘ölü siyaset’ yapmak ancak böyle olabilir demekten başka söz kalmıyor.
Bu arada Mensur Güzel, üzerindeki bombayı patlatsaydı, acaba bu ‘ölü canlar’ üzerinden siyasi zihniyet ne yapacaktı? çok merak ediyorum doğrusu! Onu vicdanı olanlara ve ‘vicdanlı’ lara
havale ediyorum.
Beyler- bayanlar, ölü canlar üzerinden siyaset yapanlar; durun bu çıkmaz sokak, ölerek, öldürerek bu iş çözülmez. Rica ederim aklınızı-mantığınızı kullanın derim.
Bu arada Kartepe gemisi’nin kaçırılmasında madalyonun diğer yüzüne bakmakta fayda görüyorum.
12 saat boyunca İstanbul emniyeti ve istihbaratının meşgul edildiği zaman diliminde kimler neyi nereden ne amaçla nasıl kaçırdı, ya da ileriye yönelik hangi icraatı yaptı? sorusu benim kulaklarımda çınlıyor.
Bu sadece bir şüphe!
Olmaz olmaz dememek için kaydettim.
Neyse ki, emniyet güçlerinin şehirlerde hain kuşların-kurtların dolaşmasına fırsat vermeyeceğini-vermediğini bildiğimden rahat uyuyorum.
[email protected]
twitter.com/maomazhar