Kan bağı başka, kanla mesaj vermek başka...


Doğrusunu söylemek gerekirse BDP'li kadın milletvekilleri erkeklere göre daha cesur! Nerede netameli bir olay var, nerede tehlikeli söz var, nerede yasa dışı eylem var bu kadınlar orada. Polise tokat atanlar onlar. Toplumda "tahrip kalıbı" etkisi yapan sözler onların ağzından çıkıyor. Her türlü yasa dışı eylemin ön saflarında onlar var. Peki erkekler! Onların bir kısmı Bodrum'da, bir kısmı şık kıyafetler ve yeşil sarı kravatlarla İstanbul'un eğlence mekanlarındalar. Militanlar ise Apo'ya kurban olmak üzere sıraya girmiş durumdalar! Kartepe Deniz Otobüsü'nü kaçıran Mensur Güzel Apo denilen Firavun'a verilen son kurban oldu. Kurban'ın cenazesini almaya Adli Tıp Kurumu'na BDP Milletvekili Sebahat Tuncel gitti. PKK, militanlarını eyleme gönderirken onları böyle ikna ediyor olmalı: "Siz eylem yapın, eylem yaparken ölürseniz cenazenizi almaya bir milletvekili göndeririz." Bir militan için ne büyük şeref ama değil mi? Mensur Güzel'in cenazesine bu şerefi bahşetmek Sebahat Tuncel'e nasip oldu! Cenazeyi almaya giden iki kadından diğeri kurbanın annesi Şiti Güzel'di. Terörist anası olsa da anadır. Ağlarsa anam ağlar Elbette hiçbir ana çocuğunu doğururken terörist olsun diye ya da bir faniye kurban olsun diye doğurmaz. Ama çocuklar bir şekilde yanlış yollara sapabilirler. Ya da onları birileri bir şekilde kandırıp yanlış yola sevk ederler. Bir de "Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar." Sebahat Tuncel acaba Mensur için ağlamış mıdır? Burada ilginç olan Şiti Güzel annenin oğlunun cenazesini almaya Mensur'u yoldan çıkaranlarla, Mensur'u saptıranlarla, Mensur'u ölüme yollayanlarla, Mensur'u Apo'ya kurban verenlerle beraber gitmesidir. Ne kadar da iyi insanlar hem ölüme gönderip hem de cenazesine geliyorlar! Teşbihte hata olmaz, tıpkı "katiller" gibi. Katil mutlaka cinayet mahalline döner, mutlaka maktulün cenazesine katılır derler ya. Aynen öyle bir durum. Şimdi... Fotoğrafını gördüm, Şiti Güzel anne oğlunu kaybettikten sonra zafer işareti yapmış. Bir annenin oğlunu kaybettiği zaman zafer işareti yapması da bana oldukça trajik geliyor. Anne sonra da diyor ki: "Bana haber verselerdi hem oğlumu görürdüm, belki de ikna ederdim." Adam beline bomba ya da bomba süsü verilmiş bir şeyler bağlamış şekilde bir gemiyi kaçırıyor, onlarca yolcuyu rehin alıyor. Siz olsanız ne yapardınız? "Teröristin annesini çağırın da oğlunu ikna etsin" diye mi düşünürsünüz, yoksa bir şekilde teröristi bertaraf edip rehineleri kurtarmayı mı? Tabii gemiyi kaçıran çocuk yaşlarda olsa annesini çağırırsınız. Ama adam 25 yaşında ve HPG'den olduğunu söylüyorsa, annesini çağırmayı kimse düşünmez, düşünemez! Şiti anne... Bir anne olarak oğlunu, terör örgütüne katılmadan veya örgüt tarafından ölüme gönderilmeden önce ikna etmen gerekirdi. Bir kere terör örgütünün kucağına düştükten sonra gençlerin ancak cenazesini almaya Adli Tıp Kurumu'na ya da hastane morglarına gitmek zorunda kalıyorsunuz. Ne yazık ki dünyanın hiçbir yerinde teröristlere merhametli davranılmıyor. PKK'ya kansız eylem çağrısı Bu noktada PKK'ya bir çağrı yapmak istiyorum. Yetmedi mi bunca kan, bunca gözyaşı? Eğer amacınız bir şekilde devlete ve Türkiye halkına mesaj vermekse, masum insanların cesetleri üzerinden mesaj vermeyi bırakın. Mesaj vermenin kansız yolları da var. Ne kendi yandaşlarınızı, militanlarınızı ölüme gönderin ne de onların eliyle masumları öldürtün. İRA gibi yapın mesela. Vermek istediğiniz mesajı kan dökmeden, öldürmeden verin. Size "Bunlar kan dökmeden sizi anlamaz" diyorlarsa sizi fena halde aldatıyorlar. Kanla bağınızı kesin. Kendi insanlarınızı ölüme göndermeyin. Anaları daha fazla ağlatmayın. Konjonktürel olarak bittiğinizin farkında olmalısınız! Silahla bir netice alamayacağınızı 30 yıldır anlamış olmalısınız. Ama eğer silahsız ve kansız bir mücadele yolu seçilirse mutlaka "güzel şeyler" olacağı görülüyor. Eğer silah bırakırsanız, kan dökmeyi keserseniz, Kürtler'in insan olmaktan doğan haklarını, ayrıca bu ülkenin vatandaşı olmaktan dolayı eşitliğini herkesin, hepimizin savunduğunu göreceksiniz. Tabii maksadınız Kürtler'in haklarıysa... Değilse, size söyleyecek bir sözüm yok zaten!
<< Önceki Haber Kan bağı başka, kanla mesaj vermek başka... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER