Filmleri aratmayacak bir serencamdı yaşananlar.
Şükür ki sonu iyi bitti.
KCK operasyonları yapılmazsa, dağ şehre iner, batıdaki metropoller
Dağlıca ve
Çukurca olur diyordum ya.
İşte
deniz otobüsü
Kartepe'yi kaçıran ve
PKK'nın askeri aparatı HPG militanı olduğunu söyleyen
terörist bunun açık bir göstergesi.
KCK sayesinde...
Başarılı bir operasyonla vurulan PKK'lı
teröristin
Kocaeli gibi bir bölgede bu çapta bir
eylemi yapabilmesi sadece ve sadece KCK örgütlenmesi sayesindedir.
Kartepe
deniz otobüsünün kaçırılması, Başbakan'ın "KCK operasyonları sonuna kadar sürecek" dediği ve tereddütlere son verdiği bir süreçte gerçekleşti.
Belli ki KCK operasyonlarına karşı etkili bir eylem planı yapılmış.
PKK'nın eylem sistematiği açısından bakılınca kesinlikle rutin dışı özel bir eylem.
Ayrıca tamamen sivillere yönelik.
Kavaklı ve
Kazan yıkımı, Fehman Hüseyin'in yaralanmasının ardından "hâlâ ayaktayız ve güçlüyüz" telkini yapılıyor.
Bu kritik görüntü, metropollerde özel terör eylemlerine yönelik istihbarat çalışmalarının yoğunlaştırılmasını zaruri kılıyor.
Kartepe'nin kaçırılması, aynı zamanda PKK'nın kış aylarında da bu tür özel eylem ve saldırılarla varlığını ortaya koymaya çalışacağını gösteriyor.
Metropollere kırsaldan gelen 3-5 HPG militanının, KCK ağı ve KCK'ya angaje bazı BDP'li unsurlar tarafından kamufle edilmesi zor olmuyor.
Bu noktada KCK'nın, DHKP/C, MKP ve TİKKO'dan istihbarat ve
lojistik desteği aldığını da unutmamak gerekiyor.
TİKKO'nun geçtiğimiz haftalarda "Türk ordusunun operasyonlarına karşı hepimiz HPG'li olacağız" açıklaması önemli bir alarmdı.
KCK networku varlığını sürdürdükçe, PKK'nın yaz kış batıda da eylem ve saldırılarını maalesef göreceğiz.
Zira PKK, KCK ağı sayesinde kış aylarında da şehir eylemleri
düzenleme imkânını buluyor.
Sorular... Sorular...
Kartepe'nin kaçırılmasında şu noktalar önemli:
1- Bu terörist üzerinde etkili bir
bomba düzeneğiyle gemiye bu kadar rahat binebilmeli miydi?
Hal böyleyse benzer eylemler bütün kıyı şehirlerinde yapılabilir.
Özellikle bir tek teröristin bir gemiyi bu şekilde kaçırabilmesi, güvenlik zafiyeti açısından önemli bir parametre.
Bu soruna rasyonel bir çözüm bulunması şart.
Terörün odağında bir
ülke olduğumuz gerçeğini asla unutmamalıyız.
2-
İntihar saldırısı yapabilme düzeneğiyle gemiye rahatça binebilen teröristi, gerektiğinde etkisiz hale getirebilecek sayıda güvenlik personeli toplu taşım aracı olan deniz otobüslerinde bulunması gerekir.
Kartepe'yi kaçıran ve 12 saat
gasp eden terörist, gemi personeli dâhil gemide mevcut 24 kişinin hepsini öldürme iktidarını yakaladı.
İstese öldürebilirdi.
Belki eylem süresi ne kadar uzun olursa o derece etkili bir
propaganda yapacağını düşündü.
Teröristin
yakıt ve
kumanya talebi, gemiyle gitmeyi hedeflediği bir yerin olduğuna işaret ediyor.
Tek lisanı öldürmek olan PKK'nın giriştiği böyle sansasyonel bir eylemde, HPG'li teröristin rehineleri öldürme yoluna gitmemesi çok sevindirici olsa da bir o kadar da şaşırtıcı.
Zira terörist, üzerindeki bomba düzeneğiyle kendini patlatmaya her an hazırdı.
3- Yolculardan veya deniz otobüsü idaresinde çalışan belediye görevlilerinden teröriste müzahir olan kişi(ler) var mıydı?
Özellikle gemi personeli içinde teröriste zemin hazırlayan ve eylem öncesinde yol gösteren var mıydı?
Bu soruların cevabı önemli.
Zira bu ihtimal mümkün olursa, teröristin bomba düzeneğini Kartepe'ye bindikten sonra gemide "kendisine söylenen" bir bölümden temin etmiş olması bile mümkün hale geliyor.
Adli soruşturmada bu konu aydınlanacaktır.
4- Terörist cenahından bakılırsa; gemideki cep telefonlarını toplayan terörist daha sonra iade ederek
iletişimi neden serbest bıraktı?
Zira iletişimin kesilmesi teröristin ve eylemin lehine.
Gemideki terörist sayısının kaç olduğunun bilinememesi, kuvvetle muhtemel iletişim serbestisine kadar.
Teröristin bu "tutarsızlığı" karşısında şunu merak ediyorum;
Teröristin gemiye kendini patlatmak için mi yoksa gemiyi ele geçirmek için mi girdiği...
Göze alamadığı için
intihar saldırısı yapmaktan son anda vazgeçip eylemi bu şekle kendi mi soktu, örgütün talimatı mı böyleydi?
Görüntü, teröristin aslında kendini patlatmak üzere görevlendirilen bir
canlı bomba olduğu.
Kendini patlatmak yerine gemiyi ele geçirme kararının teröristin bireysel inisiyatifi olma ihtimali de göz ardı edilmemeli.
5- Terörist, geminin yakıt ve kumanya ikmalini sağlasaydı acaba nereye gidecekti?
Gemiyi İmralı'ya götürüp
Öcalan için
kurban verircesine orada mı patlatacaktı?
Bilemiyoruz.
Sonuçta bir kişi de olsa teröristin hiçbir yolcu ve gemi personeline zarar gelmeden etkisiz hale getirilmesi, kusursuz bir operasyonu gösteriyor.
Görev alan operasyonel personeli
tebrik ederim.