İstanbul uçağının penceresine kar taneleri düşüyor ağır ağır. Bir süredir depremin pençesine aldığı Van'da, kış mevsiminin ovaya inişinin habercisi bu.
Az ileride kargo uçaklarından kim bilir kaç bininci çadır boşaltılıyor harıl harıl. 5,6'lık ikinci depremden sonra insanların evlerinden iyice ürktüğü şehirde, ihtiyacı karşılaması ve en basit evin bile yerini tutması imkânsız çadırlar. Fonda ise pilotun tehirin sebebini açıklayan anonsu: Sağ kurtarılan yaralıları uçağa alıyoruz. Sabrınız için teşekkürler.
Sanki her kare, felaketi hatırlatır gibi. İnşaatı tamamlanmadan mecburen kullanılmaya başlanan havaalanı binasındaki bekleme salonu hınca hınç dolu. Personel
sabırlı ve gayretli ama altyapı yetersiz.
Deprem, kendinden kaçar gibi buraya koşan insanlara güle güle demeyi
ihmal etmiyor 4 şiddetindeki artçısıyla. Normalde tek tek çıkılan kapıya panikle yüklenen insanlar, kendilerini aprona fırlatıyor.
Son deprem, Van'ı şiddeti kat kat yüksek öncekinden daha çok sarsmış. 23 Ekim'deki 7,2'lik depreme göre hayatını kaybeden insan ve yıkılan bina sayısı çok az. Ama Van merkezde daha güçlü hissedilen son deprem, insanların ev ve işyerlerine girerek normal hayata dönmeye başladığı sırada tüm
hesapları altüst etmiş. Geceleri evlerinde tek
lamba yanmayan şehir, hayalet gibi. Kimse evine girmek istemiyor. İmkânı olan şehri terk etmiş. Ciddi göç var. Şimdilik afet idaresinin yükünü hafifleten bu durum, kalıcı hale dönüşürse ciddi sorun. Şehirde kalanlar
araba veya çadırda sabahlıyor.
Bayram Oteli, ikinci depremin sembolü oldu ama hasarın çapı, yıkılan 25 binayla sınırlı değil. Devlet lojmanları dahil yüzlerce bina oturulamayacak halde. İki otelin durumu tartisilsa da yıkılan 23 binanın boşaltmış olması afet yönetiminin başarısı.
Normale dönüş için insanları evlerine dönmeye
teşvik eden yetkililer de öngörülemeyen son deprem yüzünden zor durumda.
Afet karşısında ilk depremin etkilerine göre gerekli tedbirleri almak için gece gündüz çırpınan başta hükümet ve
Vali Münir Karaloğlu olmak üzere tüm afet yönetiminin planları adeta sıfırlanmış durumda. Son depremden 24 saat sonra İl Afet Merkezi'ndeki ofisinde görüştüğümüz valinin şu sözleri vahim tabloyu özetliyor: "Bir gün önce bu saatte bu ofisteydim. Tüm planlarımız hazırdı. Kaç konut hasarlı; kaçı güçlendirilecek. 300 uzman 12 gün çalışarak bu ön tespitleri yapmıştı. Ne kadar çadır lazım; kaç çadırkent kurulacak.
Prefabrik ev ihtiyacı nedir, vb. Bunların cevabı şu dosyadaydı. Şimdi bu çalışmaların sıfırdan yapılması şart."
İl
Milli Eğitim müdürünün önündeki tablo da farksız. İlk depremde Van genelinde 9 okulun kullanılamaz hale geldiği tespit edilmiş ve buna göre öğrenciler diğer okullara paylaştırılmış. Ancak yeni durumda tüm okulların tek tek incelenmesi ve eğitimin planlanması gerekiyor. İşyerini açmak için şehre dönen; ailesini şehir dışındaki yakınlarından geri getirmeye hazırlanan; çatlakları
tamir edip eğitime başlamayı düşünenlerin de planları bozulmuş. Yeni bir deprem olmayacağının garantisi olmadığına göre nasıl bir motivasyonla sıfırdan başlanacak?
Üstelik bir de resmî/
sivil bütün
Türkiye'nin
yardım için seferber olduğu ortamda, bir yandan çalışmaları sabote edip provokasyon yapmak isteyenler; diğer yandan "Depremin şiddeti daha yüksek, hükümet şehri afet bölgesi ilan etmemek için düşük gösteriyor." gibi spekülasyonlarla uğraşmak gerekiyor.
Her şeye rağmen serhat şehri Van'ın cesur olma zamanı. Yanlış yapan sorumlulardan hesap sorarken, felaketlerde kaderin payını unutmamalı. Van, ilk felaket yaşayan şehrimiz değil. Üstelik tüm Türkiye Van'ın yanında. Vanlıların çoğu da buna müteşekkir. Sivil
toplum coşmuş durumda.
Kızılay,
Sağlık Bakanlığı, belediyeler, Jandarma herkes alanda. Kimse Yok mu yeni bir çadırkent için kolları sıvamış durumda. Her gün birkaç
bakan şehirde. Cumhurbaşkanı gitti.
Başbakan ikinci kez gidiyor. Türkiye seferber olurken, tüm Vanlılar da şehirlerinin ve hemşerilerinin arkasında
kale gibi durmalı. Daha başarılı Van'ın nasıl inşa edileceğini düşünmeli.
Ne de olsa felakete rağmen hayat devam ediyor. Daha çadırını kuramamış Vanlıların misafirperverliği böyle tablolardan biri.
Hayatını kaybeden öğretmenlerin yerine atananlar heyecanla yeni görev yerlerini öğrenmeye çalışıyordu. Kınası deprem akşamı yapılan Vanlı kız, deprem sabahı düğününü yapıp İstanbul'a gelin gidiyordu. Çiğ köfteci Nedim Usta, dükkânnını hemen açmak için tandır ekmeği yapan tedarikçisi Bayram Usta'yı iknaya çalışıyordu.
Cihan Haber Ajansı'nda birlikte çalıştığımız beş arkadaşın
Bayram Oteli çökmeden saniyeler önce binadan çıkarak kurtulması da felaketin içinde yüzümüzü güldüren tablolardandı. Allah'ın mucizevi bir şekilde kurtardığı arkadaşlarla kucaklaşırken, DHA'nın
enkaz altındaki 2
personelinin acısını yaşadık. Geçmiş olsun Van, Mevla sabır ve güç versin.