Adam çıkar; ‘Ülkenin en saygıdeğer insanları, ortada hiç bir somut delil yokken ve daha ne için tutuklandıklarını dahi bilmeden, Ergenekon terör örgütü mensubu ya da yöneticisi olmakla suçlanıyor... Bütün belgeler uydurma.., kayıtlar montaj.., bulunan silahlar ‘çatapat’tır...’ der... Anlarım, anlayışla karşılarım!... Adam ya ‘Ergenekoncu’dur, ya Ergenekon sempatizanıdır, ya da CHP mensubudur!... ( Bundan alınmasınlar!... Yerini bulsa, hemen üye olacak kadar örgüte muhabbet duyan Genel Başkan’ı var CHP’nin!..) Diğeri çıkar; ‘Yapılmamış bir darbe sebebiyle, ülkenin en saygıdeğer subayları, koskoca komutanları yargılanıyor... TSK yıpratılıyor.., belgeler çakma..., imzalar sahte..., silah yok, boru var!..’ der... Onu da anlarım... Adam ya ‘Balyozcu’dur, ya darbesever bir Kemalist.., ya da postalcı bir gazeteci... Bir diğeri de KCK tutuklamalarına şiddetle karşı çıkar... Bunda da anlaşılmayacak bir şey yok... Adam ya KCK’lıdır, ya PKK’lıdır, ya da BDP’lidir... Lakin benim anlamadığım tutuklamalara karşı çıkan bunların dışında bir kesimin daha olduğu... Ne anladım, ne de anlamlandırabildim!... Özellikle Ergenekon ve Balyoz davalarını ‘ülkenin demokratikleşmesi noktasında’ önemseyen, ve askeri vesayete, statükoya karşı duruşuyla tanıdığımız bazı demokratlar, liberaller ve hatta muhafazakarlar itiraz ediyorlar... Efendim KCK tutuklamaları barış sürecini olumsuz yönde etkilermiş, Kürt sorununu derinleştirirmiş, haksız tutuklamalar hiç de iyi değilmiş... ( Mübarek hepsi birer KCK uzmanı!.. Kim suçlu kim suçsuz biliyorlar..) Bazıları da ‘KCK tutuklamalarında sorun yok ama Prof. Büşra Ersanlı’ya bu yapılmamalıydı..’ diyor... ( Hatta, ‘tanırım, iyi profesördür...’ diyerek Büyükanıt’ın kulaklarını çınlatan bile çıktı!..) Ha bir de savunma, ve ön hazırlık hep aynı şekilde başlıyor; ( Yanlış anlamaya mahal vermeyecek ya!..) ‘Efendim PKK tabii ki terör örgütüdür.. KCK ise ‘tu kaka’dır.. PKK’nın şehir yapılanmasıdır.., falandır.., filandır.. ama !... Ama ne ?!... Şehiriçi eylemleri organize eden... Dağdaki teröristi besleyen, kaynak sağlayan... Ovadan dağa terörist devşiren KCK, yöneticileri ve beyin takımı hesap vermesin mi?!... Bu soruya cevap veremeyip, ‘hukuk, ölçüsüz tutuklama’ ile başlayıp, içine bir de ‘Ersanlı’yı tutuklamak doğru değil..’ gibi hukuken anlamsız bir ifade yerleştirip KCK tutuklamalarını eleştiren zihniyeti anlamak zor... Ergenekon ve Balyoz davaları için, ‘ülkenin en saygıdeğer, koskoca generalleri, koskoca profesörleri, koskoca gazetecileri..vs, haksız yere tutuklanmıştır, diyenlere de hak verin o zaman!... Öyle ya.., ‘ölçüsüz KCK tutuklamaları’ ( ne demekse!..) barış sürecini olumsuz yönde etkiler, Kürt sorununu derinleştirir..’ diyorsunuz.. O zaman Ergenekon ve Balyoz davalarındaki ölçüye de dikkat etmek lazım, değil mi?!.. Fazla tutuklama Kemalizmden, demokrasiye geçiş sürecini olumsuz yönde etkiler, askeri vesayet-sivil irade sorununu da derinleştirebilir!!!... Nihayetinde Haberal da koskoca bir profesör değil mi?!... Balbay, genç subayların sağlık sorunlarıyla ilgilenecek kadar iyi bir gazeteci değil mi?!... Altında imzası var diye, neden Dursun Çiçek suçlanıyor?!... Üstelik bir sürü ‘iyi çocuk’ var aralarında!... Hepsini salıverin gitsin!... Bundan böyle de ‘ölçülü tutuklama’ yapın!... Sorunları derinleştirmeyin!!...