Bir
dava vesilesiyle öğrenmiştik
telefonları yargı kararıyla dinleyenlerin bıraktığı boşluğu: Cep telefonlarını teybe bağlamış, konuşmaları dinlemişler; görüşenlerden biri “Ben seni ev telefonundan arayayım” diyene kadar...
Görüşenler ev telefonuna geçince neler konuştukları
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun muhayyilesine emanet... ‘
Deniz Feneri e. V.’ davası iddianamesinin eklerine anlattığım gibi girmiş olan görüşme dokümüne bakıp ‘köstebek’ edebiyatı yapıyor Kemal Bey...
Telefonlar dinleniyor, tamam; peki e-
posta yazışmaları? Onları da takip eden var mı?
Merakım dün bizim
gazete tarafından giderildi; hiç değilse
Suriye için... Beşşar
Esad İtalya’dan getirttiği bir
yazılım sayesinde bütün e-posta yazışmalarını, sesli ve görüntülü
haberleşmeyi izliyormuş... Area Spa adlı şirketin geliştirdiği yazılımın adı ‘Asfador’ imiş, Şam’daki Muhaberat merkezine kurulmuş...
Hiç şaşırmadım...
Suriye Devlet Başkanı
Beşşar Esad’ın
Türkiye ile yakınlaşma çabalarının bir halkası olarak Şam’a davet edilmiştim. Özel davetliydim ve seyahatim başından sonuna kadar gayet uygar ve imrenilecek bir düzeyde geçti. Ha Beyaz Saray’da
Barack Obama ile görüşüp mülâkat yapmıştım, ha Şam’da Beşşar Esad’la...
Zurna yalnızca bir yerde ‘Zırt’ deyiverdi... Yazıyı internet üzerinden göndermeye kalktığımda...
Yazılarımı hayli zamandır e-posta olarak ve ‘
Google+' class='textetiket' title='Google haberleri'>Google’
arama motorunun ‘gmail’ posta
servisi üzerindeki adresimi kullanarak gazeteye gönderiyorum. Herhangi bir yerden internete bağlanmam yetiyor birkaç saniye içerisinde yazımı gazeteye ulaştırmaya...
Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda başladı kâbusum. Sağolsun, saray görevlileri derhal internet bağlantısı sağladılar, ama her yere girebilirken ‘Google’a bir türlü bağlanamadım. Kendimi ve dizüstü bilgisayarımı suçladım. Otele gittim, bu defa oradan denedim; aa o da ne, ‘Google’ yine bağlantı kabul etmiyor...
Meğer Suriye’den bağlanma yasağı varmış; bu sebeple ‘
Gmail’ de kullanılamıyormuş...
“Aman bre, yapmayın” telâşı başladı bende. Diğer iki arama motorunu denedim, yine bağlanamadım. Çaresizliğimi fark eden bir Suriyeli gazeteci derdimi gidermenin formulünü kulağıma fısıldadı: “SANA’ya gidin...” Ülkenin haber ajansı SANA’ya gittim; oradaki sorumlular ilgilendi ve sorunumu çözdü. Telefonla Lübnan’daki bir servis sağlayıcıya bağlandım, oradan da Google’a...
Lübnan’da internet
sansürü yok.
Suriye vatandaşlarının
sanal âlemdeki yazışmalarını
izleme kolaylığını
Baas rejimine sağlarken ‘sansür’ uygulanması aklını da İtalyan firması mı vermiştir, dersiniz? Çeşitli adreslere sahip olunabilse sansürden de kaçınılabilir; ancak alternatiflerin ortadan kaldırıldığı sanal ortamda yazışmaları izlemek çok kolaylaşıyordur...
Haberleşme her zaman tek elden yürütülmüştür Suriye’de... 1990’ların başında dönemin içişleri bakanıyla Şam’a gittiğimizde kaldığımız otele yalnızca iki
telefon hattı kurulmuştu, bir tane de
faks cihazı... Kalabalık bir gazeteci heyetiydik; bağırış çağırışlar yaşandı, ama Suriyeliler yumuşamadı.
Etraftakilere “Dinleniyorsunuz beyler” dediğimi hatırlıyorum.
Uzun yıllar önce Şam’dan Yeni Devir gazetesine haber ve yorumlar gönderirken içim içimi yerdi. Yazdığımı zarf içine yerleştirir, Türkiye’deki bir dostumun ev adresin
e postalardım; yazımı gazeteye o ulaştırırdı.
Zarfın üzerine gazete adı yazmanın Muhaberat ajanlarının kapıma dayanması endişesini bir türlü üstümden atamazdım.
Çünkü koskoca Şam’da
mektup atılabilecek posta kutusu yoktu; bütün mektupları merkez postaneye götürmek zorundaydınız...
Bir keresinde Türkiye’ye
telefon görüşmesi yapmam gerekmişti de, yine aynı postanede saatler geçirmek üzere sıraya girmiş, bağlantı sağlanınca da bağıra çağıra görüşme yapabilmiştim.
Küçücük şeyler, ama
ülke rejiminin kolayca kendini ele vermeyen özelliklerine ışık tutuyor... Bu özellikleri bilmeyenlerin Suriye konusunda
politika belirlerken yanlışa saplanmalarını kaçınılmaz görürüm.
Olağanüstü meraklı bir rejimi var Suriye’nin; herkesin kendisi hakkında ne düşündüğünü öğrenmek ister... Telefonları dinler, mektupları okur, e-postaları kerteriz eder...
NOT: Değerli okurlarımın Kurban bayramlarını en iyi dileklerimle kutlarım. (T. K.)