Rivayete göre Çinliler beddua ederken "İlginç günler de yaşayasın" dermiş.
Çinliler bize beddua etti mi, bilmiyoruz ama
ülke olarak ilginç günler yaşadığımız kesin.
Üstelik bizdeki ilginçlikler hiç bitmiyor.
Memleketin öyle bir gündemi var ki Usian
Bolt olsanız bile yakalayamazsınız. Normal bir ülkede yıllar boyu konuşulacak olaylar bizde iki gün sonra unutulup gidiyor.
Mesela son 7-8 yılda yaşadıklarımız neredeyse bir asra bedel. Ama birçoğunu unuttuk bile.
Terör ve Van
depremi sebebiyle gözden kaçıyor ama yakın dönemin gizli kalmış olaylarını gün yüzüne çıkaracak çok önemli bir gelişme var.
İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi geçtiğimiz cuma günü çok önemli bir dizi karar aldı.
Hatırlanacağı gibi ilgili
mahkemede
İrtica ile Mücadele
Eylem Planı ve
İnternet Andıcı davası beraber görülüyor.
Yargıtay Başsavcılığı'na bir yazı yazılarak Başsavcı Yalçınkaya'nın 'bizzat
Genelkurmay tarafından kurulan kara
propaganda sitelerinden
delil mahiyetli yararlanıp yararlanmadığı' soruldu.
Aslında mahkeme sorduğu sorunun cevabını biliyor.
Bu davanın
tutuklu sanıklarından
emekli Albay Fuat
Selvi'nin çapraz sorgusunda ilginç bir
diyalog yaşanmıştı.
Albay Selvi, başta 'irtica.org' gibi sitelerin ciddiye alınmadığını hatta günde 300 kişinin ancak girdiğini söylediği zaman mahkemenin üye hakimi Hüseyin Çalmuk "Yargıtay Başsavcısı siteyi ciddiye almış,
kapatma davası için delil toplamış" demişti.
Kaldı ki
kapatma davasındaki birçok delilin Başsavcı'nın '
Google+' class='textetiket' title='Google haberleri'>Google
mesaisi' ile toplandığı herkesin malumu.
Mahkemenin başka önemli kararları da var ancak tek başına bu talep bile çok önemli gelişmelerin habercisi. Çünkü başkentin iyi haber alan çevrelerinde bu gelişmenin bir işaret fişeği olduğu konuşuluyor.
Tabii 'İyi de her şey ayan beyan ortada' demek de mümkün.
Çünkü Genelkurmay, ülkenin seçilmiş hükümetine karşı kara propaganda siteleri kuruyor, başbakanı, cumhurbaşkanını yıpratan haberler yaptırıyor.
Yargıtay Başsavcısı da
sürpriz bir hamleyle
AK Parti'ye kapatma davası açıyor.
Ergenekon İddianamesi o döneme ilişkin tuhaf trafiklerin ipuçlarını barındırıyor. Bazı sanıklar ve bir siyasi parti yöneticilerinin kapatma davası öncesi fazla mesai yaptıkları herkesin malumu.
Ayrıca,
Danıştay Suikastı da başsavcının iddia ettiği gibi 'davalı partinin ürettiği gerginlik, nefret ve şiddet ortamının ürünü' değil. İnternete düşen
ses kayıtları da 'kapatma davasının perde arkasını' ortaya koyuyor.
Bütün bu gelişmeler üzerine AK Parti
yeniden yargılama talep edebilir.
Her ne kadar
Anayasa Mahkemesi kararları kesin hüküm olsa da CMK 311 yeni delillerin çıkması durumunda yeniden yargılamanın yolunu açıyor.
Bu durumun örnekleri mevcut.
Daha önce kapatılan üç parti; HEP, ÖZDEP ve TBKP, AİHM'den aldıkları karar doğrultusunda yeniden yargılama talep etti. Mahkeme 'Yeni delil yok' deyip başvurularını reddetti ama bu yolun açık olduğunu da teyit etmiş oldu.
Başbakan Erdoğan bu yönde yaşanacak muhtemel gelişmelerin işaretini 28 Nisan'da TGRT yayınında vermişti.
AK Parti'nin
hukukçu kurmayları 13.
Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yargılamayı yakından takip ediyorlar. Oradan çıkacak karar üzerine
iktidar partisi yeniden yargılanmayı talep edebilecek.
Çünkü sahte delille yargılanıp mahkûm edilmiş oldular.
Ancak herkes biliyor ki; AK Parti'ye yönelik kapatma davası bir projeydi. Ama evdeki
hesap çarşıya uymadı. Çünkü kapatma davasını planlayanlar 'zamanlama hatası' yaptılar.
Gizli kapaklı mahkeme ziyaretleri yapanlar kendi geleceklerinin Erdoğan'ın imzasından geçeceğini unuttular. Siyasi iradenin kararlı duruşu sonrasında bu kez AK Parti kapatılmasın, diye ziyaretler yaptılar.
Aslında o döneme ait bilinmeyen çok şey var.
Sürecin şahitlerinden
Anayasa Mahkemesi Başkanı
Haşim Kılıç ile yeni
adli yıl açılışında
Meclis bahçesinde konuştuğumda "Son 6 ay ömrümden sanki 30 yıl götürdü. Bu kadar sıkıntı yaşadığımız ikinci bir dönem yoktu" demişti.
Şimdi o dönemin perdesi aralanacak gibi.