Deprem teröristle mücadeleyi durdurmalı mı?


Van Depremi’nden sonra depremin nedenini teröre bağlayan, Kürtlerin hepsini PKK’lı gibi gösteren aklı evveller ortaya çıktı. Kimi cahil, kimi ırkçı bu kişilere ağızların payı çok sert bir şekilde verildi. Diğer taraftan bir grup aydın ise depremin silahların susmasına vesile olması gerektiğini iddia ediyordu. Örneğin Tarhan Erdem deprem nedeniyle iki tarafın da silahlarını susturması gerektiğini belirterek, hükümetin operasyonları durdurması gerektiğini, askerin kışlasına, polisinse karakoluna dönmesi gerektiğini iddia ediyordu. Tarhan Erdem’e göre “deprem alanlarında ne operasyon ne de silahlı mücadele yapılabilirdi”. *** Tarhan Erdem bu konuda yalnız değil ve elbette bu yazarlar en büyük desteği de PKK-BDP ikilisinden alıyor. Oysaki bu anlayış tamamen yanlış varsayımlara dayanmaktadır. Eğer terör şeytani bir suç ise hiçbir doğal afet onunla mücadeleyi engelleyemez, engellememelidir. Deprem oldu diye hırsızlarla, katillerle veya tecavüzcülerle mücadelenize ara vermeyi düşünüyor musunuz? Eğer siz güvenlik güçlerinin mücadelesini hukuk adına meşru bir mücadele sayıyorsanız, onu teröristlerin silahıyla nasıl bir tutabilirsiniz? PKK’nın katliamlarını güvenlik güçlerinin çabalarıyla aynı kefeye koyan bir mantık için depremi beklemeye ne gerek var ki? Eğer polis, asker veya jandarma hak ve hukuk mücadelesi yapmıyorlarsa mücadeleleri Van Depremi’nden önce ya da sonra olmuş ne fark eder? Eğer bizler hukuk ve hak mücadelesi vermiyorsak silahları susturmak için depremi veya başka bir afeti beklemeye gerek yoktur. Bir noktayı özellikle hatırda tutalım, bugün güvenlik güçlerinin mücadelesi hukukun emridir, yoksa milliyetçi hezeyanlarla gerçekleşen ırkçı saldırılar değil. Unutmayınız, adaletin bir elinde yasalar varsa, diğer elinde de keskin bir kılıç vardır. İşte bir hukuk devletinde güvenlik güçlerinin teröristle mücadelesi o keskin kılıcın mücadelesidir, yani hukuku ve demokrasiyi koruma mücadelesidir. *** Tüm bunlara ek olarak deprem nedeniyle PKK’ya karşı silahların susmasını talep etmekle, depremi teröre bağlayan ırkçı mantık arasında da hiçbir fark yoktur. İlkinde tüm Vanlıları terörist sayan ırkçı kafa gibi, Van Depremi nedeniyle PKK ile ateşkes ilan edilmesini talep edenler de tüm Vanlıları ve Kürtleri PKK’lı saymaktadır. Yani onlar da bilinçaltlarında PKK=Kürtler denklemini kurmuşlardır. İlki gibi bu da tamamen yanlış bir varsayımdır. İlkinde ırkçılık varsa, ikincisinde teröristi meşrulaştırmak ve geniş kitleleri PKK’lı ilan etmek hatası vardır. Oysaki hepimiz biliyoruz, Kürtlerin % 60’dan fazlası PKK uzantısı partiye değil, iktidar partisine oy vermektedirler ve terörü tasvip etmemektedirler. Son olarak devlet bir an için gaflete düşüp silahları sustursa bile PKK’nın bu kadar centilmen olabileceğini düşünüyor musunuz? Karşınızda IRA veya ETA gibi bir örgüt bile yok. Eğer Van Depremi’ne benzer bir deprem Kuzey İrlanda’da veya Bask bölgesinde olsaydı, emin olunuz o bölgelerin terör örgütleri dahi insan hayatını kurtarmak için seferber olurdu. Eline imkân geçse dahi asker, polis öldürmezdi. Peki, PKK ne yapıyor? Kör terörüne Van’da bile devam ediyor. Daha birkaç gün önce depremzedelere yardım için canla başla koşturan askerler saldırıya uğradı. PKK’lılar askeri aracı havaya uçurmaya kalktı, 4 asker yaralandı. Cuma günü ise teröristler Osmaniye’de 3 trafik polisine uzun namlulu silahlarla ateş açtı, 2 polis şehit olurken, bir polis de yaralandı. Şimdi Sayın Tarhan Erdem’e sormak gerek, trafik polislerine bile saldıran bir güruh polisler karakollarına, askerler de kışlalarına çekilse terörü bırakacaklar mı? Silahlar susacak mı? Yoksa azgın daha mı azgın olacak?
<< Önceki Haber Deprem teröristle mücadeleyi durdurmalı mı? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER