İki gündür iş adamlarına yönelik "nefret" haberleri yapan "seçkinci-devletçi" medyamızı ve iki habere göğüs geremeyip iş adamını iş adamı olduğuna pişman eden bürokrasiyi sorguluyorum.
Dün bir
gazetemiz ön sayfa haberiyle söz konusu "nefrete" nefret ekledi.
Manşetten verilen haberin kahramanı depremde 30 kişinin hayatını kaybettiği apartmanın müteahhidi
Salih Ölmez. Yani Erciş'te yıkılan binalardan biri de onun. Ortada bir yıkılmış bina var ama henüz suçu sabit olan biri yok. Bunun için mahkemeye gerek var.
Gazete almış
Salih Ölmez'in gülen bir fotoğrafını sol köşeye koymuş. Müteahhidin müstakil evi ve bahçesindeki iki
Kızılay çadırı fotoğraflanmış. Kapıda iki otomobil var. Onların da
Mercedes ve
Audi 7 oldukları resim üstü yazıyla göze sokulmuş.
Altta ise "depremzede" haberi çalışılmış.
Kocaman bir çadır kuyruğu, fakir
halk çadır kuyruğunda. Bu koca tam sayfa haberden ne çıkar: Zengine yönelik nefret!
Anlam şu: Salih Ölmez'in 30 adamı öldürdüğü yetmedi, bir de iki Kızılay çadırı araklamış, gününü gün ediyor.
Salih Ölmez'in olayı haber değildir demiyorum. Ama haber böylesine fakir yağdanlığı yapılarak mı verilir? Bu haberin "morgda sırtında bıçakla yatan kadın" fotoğrafı yayınlamaktan ne farkı var?
Salih Ölmez'in yıkılan binanın sahibi olması neyi değiştirir. Adam müteahhit ve toplumsal sınıfı belli. Ona göre de bir
yaşam sürüyor. O da toplumsal hastalığımız "
ihmal"in kurbanlarından biri. Adamın yaptığı ev yıkıldı diye artçı sarsıntılardan korkmasın mı, ailesini korumak istemesin mi?
Türk olarak yaşayıp "
Japon" olarak
intihar etmesini mi bekliyoruz adamdan?
Belli ki Erciş'te başka çadır bulma, satın alma imkânı yok. Bulsa verir parasını satın alır. Belli ki kullanmış ilişkilerini ailesini korumak için iki çadır edinmiş. Ona iki çadırı veren Kızılay yetkilisine sormak lazım niye iki çadır verdin diye... Haksız mıyım?
Ama gelin görün ki bu sorumsuz haberden sonra Salih Ölmez ve ailesi devletten koruma istese yeri!
Sizler ise Salih Ölmez üzerinden bir kez daha iş adamının, müteahhidin gözü dönmüş asalak olduğuna ikna oldunuz.
Yeni bir
Veli Göçer yaratıyoruz ve tüm ölümlerin suçu da Veli Göçer'e yüklenmek üzere. Yükleme tamamlanınca yazı işleri olarak bu konuyu unutacağız ve bir sonraki depremde yeni Veli Göçer bulacağız.
Kimse de bize "Kardeşim bu
sakat ruhsatlar verilirken medya olarak neredeydin" diye sormayacak. Soruyor musunuz?
Çekirgelik
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir. HZ. MUHAMMED