Hafta sonunu
Ankara’da geçirdim, Cumartesi günü ESAM’ın ‘Milli
Anayasa Şurası’nda’, dün de Memur-Sen’in ‘Uluslararası Anayasa Kongresi’nde’ konuşmacıydım...
Ankara, 12
Eylül rejiminin Siyasi Partiler Yasası’nı, gene
12 Eylül rejiminin Seçim Yasası’nı, gene 12 Eylül rejiminin eşi menendi olmayan yüzde 10’luk
seçim barajını, gene 12 Eylül rejiminin
Meclis İç Tüzüğü’nü ve gene
siyasi partilere devlet yardımına hiç değinmeden ve askeri darbenin şekillendirdiği
siyaset kurumunu görmezden gelerek, üstelik bundan hiç de rahatsız olmadan ‘yeni anayasayı’ konuşuyor...
***
Ankara siyasetinin efsunladıkları, 12 Eylül rejiminin siyaset kurumunun 12 Eylül Anayasası’nı değiştirmesini bekliye dursun, baktım, başta kitap olmak üzere dünyanın en büyük
sanal satıcısı
Amazon’ un sadece dağıtımla yetinmeyip, bu kez ‘yayıncılık’ kararı da alması
Avrupa’yı telaşlandırmış...
Le Monde Gazetesi gelişmeyi başyazı konusu yapmış... Çünkü çok köklü olan klasik bir yayıncılık geçmişine sahip olan
Fransa yeni gelişmelerden tedirgin...
Avrupa şimdi
elektronik yayıncılığın muhtemel etkilerini kestirmeye uğraşıyor... Acaba bu gelişmeler klasik yayıncılığı öldürür mü, yoksa kitabı daha da mı yaygınlaştırır...
Le Monde, geçen günlerde sona eren Frankfurt
Kitap Fuarı’ndan hareketle klasik kitap ve yayıncılığın ölmediğini, ‘dimdik’ ayakta olduğunu öne sürerek yayın dünyasına güç vermeye uğraşıyordu...
***
Amazon’un kurucusu
Jeff Bezos, 2008 yılında yayıncılığa girmeyeceklerini söylüyordu...
Fakat aradan geçen zamanda Amazon tamamen kendi buluşu olan elektronik kitap okuyucusu
Kindle’ı üretti... Bir Kindle’ınız var ise parasını vermek kaydıyla dünyadaki tüm basılı malzemeyi anında okuyabiliyorsunuz...
Üstelik bu teknoloji hızla gelişiyor... Nitekim Amazon geçenlerde de elektronik kitap okuyucusu Kindle’ın bir üst modeli olan ‘
Kindle Fire’ adlı cihazını dünyaya tanıttı.
Kindle’ın başarısı Amazon’un kurucusu Jeff Bezos’un fikrini değiştirmesine ve yayıncılığa girme kararı almasına neden oldu...
Amazon, böylece elektronik
okuma cihazının içeriğinden de pay almaya karar vermiş oldu...
***
Şimdi...
Yazarların kitaplarını yayınevlerine vermeden, kendi kendilerine basmalarını
teşvik ederek Amazon yayıncılıkta da çok radikal bir adım atmakta...
Amazon, üs olarak seçtiği
Seattle kentinde bu yeni yayıncılık için gerekli hazırlıkların hepsini yapmış bulunuyor... Hem konsepti şekillendirmiş, hem de bu konsepti hayata geçirecek olan yöneticileri çoktan istihdam etmiş bile...
Hiç kuşkusuz tüm aracıları devreden çıkararak, yazar ile okuru doğrudan karşı karşıya getirmek yayıncılıkta bir devrim...
1995 yılında sanal kitapçı olarak kurulan Amazon aradan geçen zaman içinde dünyada internetten
satış yapan dünyanın en büyük dağıtımcısı oldu, şimdi de beş, on yıl içinde dünyanın en büyük yayımcısı olabilecek...
Amazon nasıl klasik kitapçılığı bitirdiyse, bu yeni adım da yayıncılığın eski anlayışını çatırdatacak...
Klasik kitapçılık bitti...
Galiba şimdi klasik yayıncılık da bitiyor...
Sanal dağıtım ağı...
Elektronik okuma aygıtı ve şimdi de yazarların eserlerini aracısız bir şekilde okura sunmalarını sağlayan sanal yayıncılık...
Yeni çağ kendi yeni mecralarını yaratmaya devam ediyor...
***
Türkiye’nin en büyük tarım kenti ve
buğday üreticisi Ankara ise 12 Eylül rejiminin siyaset kurumuna dokunmadan,12 Eylül rejiminin Anayasası’nı köklü bir şekilde değiştireceğini sanarak avunuyor...
Düşünmeden edemedim, Jeff Bezos Ankara’ya, Ankara’dakiler Amazon’a gitse acaba durum nice olurdu?
***
Aslında bu sorunun cevabı maalesef bir
doğal afetle bir kez daha dün verilmiş gözüküyor.
Yukarıdaki yazıyı Van’da meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki depremden önce, dün sabah yazmıştım...
Aynı şiddetteki bir deprem, örneğin Kaliforniya’da
burun bile kanatmazken, birinci derece deprem kuşağında olmasına ve sürekli depremler yaşamasına rağmen Van’da insanlarımızı kırıp geçirebiliyor...
Yaşamakta olduğumuz felaket, bir fay tarlasındaki anonslu
cinayetten farklı değil...