Bir önceki yazımda bir iftarda tanıştığımız
Afganistanlı akademisyenin sözlerini aktarmaya devam edelim:
"
Tarih boyunca bütün imparatorlukların ve başlarında bulunan cihangirlerin yolu bir şekilde Afganistan'a düşmüştür. Çünkü coğrafik olarak dünyanın en stratejik bir bölgesinde bulunmaktadır. Sadece Osmanlılar gelmemiştir. Çünkü bir
İslam ülkesidir, diyerek, Afganistan'a girmemiş ve işgal etmemişlerdir. Üstelik dost yaşamışlardır.
"Evet 50 MİLYARLIK UYUŞTURUCU pastası yanında,
Türkmen gazı da oradan geçiyor. Üç (milyar değil) milyon değerinde
altın rezervi var...
Bakır dağları mevcut... Yer altında petrolleri ve doğalgazları bekliyor. Yeni teknolojide önemi büyük hırsları celbediyor...
"Biliyorsunuz daha önce Afgan mücahitlerden Şah Mesud
elmas,
zümrüt ve yakut çıkarıp Fransa'ya gönderiyordu... Onu, kendisiyle röportaja giden bir gazetecinin hiç farkına varmadan kamerasının içine yerleştirilen bir
bomba ile, gazeteciyle beraber berhava edip öldürdüler...
"
Pakistan istihbaratının içine hulûl edip Afgan mücahitlerini yedi parçaya bölenler onları nasıl bir duruma düşürdüler bir düşünelim... Hepsi birden Kâbil'e girip birer tepeyi tuttu... Hikmetyar '
İmam Kureyş'tendir' prensibine dayanarak, 'Nasıl Araplar içinde Kureyş, halife, lider olmaya layık ise biz de Afganistan'da Kureyşliler gibiyiz...' dedi. Herkesi tefrika derdine düşürdüler. Başladılar tepelerden birbirlerine top mermisi, roket atmaya, Kâbil'i tahrip ettiler. Halbuki Ruslar, kalıcı olmayı düşündükleri için şehri tahrip etmemişlerdi... Arkadan plan işledi... Sıra Taliban'a geldi... Onlar da aşırılıkları ile halkı bezdirdiler. İnsanlar onlardan kurtulmak için artık kim gelirse gelsin noktasına geldiler. Yani sizin 1980 ihtilalcileri gibi, işgal için şartların olgunlaşmasını beklediler sadece...
"İşte şimdi bu tefrika derdi bizleri ne hale düşürdü görmek için, Paris'te ve diğer Batı ülkelerinde doktorasını yapmış beş-altı dil bilen insanlarımızın sokaklarda hamallık yapmaktan başka yapacak işlerinin kalmadığına bakmak yeterli olacaktır.
"Şu anda bütün dünyanın hırsları Afganistan'da çarpışıyor. Büyük devletlerin hepsi de nüfuz peşinde... Afganistan meselesi bitmez. Bitmesi için bütün büyük devletlerin bir masaya oturup anlaşarak meseleyi bitirmesi lâzımdır... Ülke insanlarının hatta
Müslüman dünyanın kontrolünden çıkmış bir meseledir bu..."
Bu Afgan akademisyenin tesbitlerinden sonra bir Müslüman olarak kendimize dönerek, bir muhasebe ve durum muhakemesi yapacak olursak; acaba biz "takva" ve "ittika"dan tam olarak anlıyor muyuz? Evet günahlardan, kötülüklerden korunmayı bir alışkanlık ve tabiatımızın bir yanı hâline getirmek ve böylece cehennemden korunmak bizim için ne kadar önemliyse, çağını yakalamak, çağın
teknik ve teknolojisini elde etmek ve böylece cehalet cehennemine düşmemek de o kadar önemli... Eğer böyle bir cehenneme düşersen, seni senden ilmen, fennen güçlü olanlar ezer geçerler. Sen sadece onlar için bir sömürge olursun... Hadiste işaret edildiği gibi, sofralarınıza oturur, elinizden her şeyi alır, hatta ağzınızdan lokmalarınızı bile çıkarıp alırlar...