PKK terörü ve
Kürt sorunu özelinde önemli gelişmeler yaşanırken BDP farklı -aynı zamanda eski- bir tartışmanın fitilini ateşledi:
Öcalan ev hapsine çıkarılsın!
Hatta BDP cephesi bu öneriyi '
silahların susması için olmazsa olmaz' şeklinde sundu.
Öcalan'ın ev hapsi tartışmasını detayıyla inceleyeceğiz ama bir noktayı kayda geçmek lazım. Yaklaşık 30 yıldır
terörle mücadele eden bir
ülkeyiz. 100 yıllık bir
Kürt sorunumuz var. Fakat bu iki konuyla ilgili tüm tartışmalar, süreç
örgütün inisiyatifinde gelişiyor.
Şöyle geriye dönüp bakalım. Örgütün bir
yol haritası var ve adım adım uyguluyor. Kendi
gündemini tartıştırıyor, mesafe alıyor. İlerleyemediği yerlerde bile en azından meselenin kanıksanmasını sağlıyor.
Maalesef bunca zaman sonra bile terörle mücadelede bir koordinasyon ve strateji sorunumuz var. Koordinasyon deyince... Büyük umutlarla kurulan bir müsteşarlık vardı! Ne yaptığını bizim gibi kamuoyu da bilmiyor.
Öcalan'ın ev hapsi meselesine gelirsek.
Diğer konularda olduğu gibi burada da gündemi belirleyen örgüt. Sistematik bir şekilde Öcalan'ın ev hapsini gündem yaptı. Hatta sızan MİT-PKK görüşmelerinden anlıyoruz ki bu konu resmen masaya geldi.
Terör sürerken, toplumda bu kadar tepki varken BDP bu talebi neden yaptı? Üstelik görüşme masasına
tekme atıp deviren de PKK iken...
Bunun birkaç gerekçesi var. Öncelikle BDP'nin Öcalan'a ihtiyacı var. Çünkü varlığı Öcalan'a bağlı. Vekil listesini yapan da seçtiren de o.
Ayrıca Öcalan da biliyor ki silahlı güçleri olmazsa İmralı'dan çıkma şansı yok. Bir yandan örgüte hakim olduğu izlenimini verip devlete de "benimle pazarlık yap, istediğini al" diyor.
Diğer taraftan da "benimle anlaşmazsan örgüte hakim olamam, o zaman da ortalık kan gölüne
döner" tehdidinde bulunuyor. Bu denklemi sürekli gündemde tutuyor. Yani bir nevi devleti rehin almaya çalışıyor.
Üstelik de bunu yıllar boyu yaptı. Hatta ülke ne zaman
demokratikleşme yolunda ciddi adımlar atsa PKK şiddeti artırdı. Arşivler kritik anlardaki PKK saldırıları ile dolu.
Kaldı ki bugün itibariyle silahlar sussa bile Öcalan'ın ev hapsine çıkması kolay değil. Çünkü Türkiye'nin tüm şehirlerinde binlerce şehit mezarı varken Öcalan'ın serbest kalması travmatik etki yapar. Kaldı ki böyle bir şeyin konuşulması bile binlerce insanın
vücut kimyasını bozmaya yetti. O yüzden terör varken,
sivil katliamlar olurken,
şehit cenazeleri gelirken böyle bir şey hayalden öteye gitmez.
Tabii ki bu durumu Öcalan da, BDP de biliyor. Fakat bildikleri bir şey daha var. Silah olmadan Öcalan'ın İmralı'dan çıkması mümkün değil. O yüzden şiddeti artırıyorlar. Bu noktada '
akıl tutulması' yaşayan bazı çevreler de 'Şehitler artıyor. Öcalan'la anlaşalım ve bu işi bitirelim' tezini pompalıyorlar.
Oysa unuttukları bir şey var. Öcalan'la görüşme bugüne kadar bir şey kazandırmadı. Şimdi görüşülmüyor. Bu durum en azından bir şey kaybettirmiyor.
Üstelik silahın gücünü kullanarak cezaevinden çıkan, şehirde, kırsalda eli silahlı binlerce militanı, geride milyonlarca dolarlık bir networku olan Öcalan kenara çekilmeyecektir.
Yani pijamalarını giyip çekirdek çıtlatarak dizi seyretmez.
Öcalan'a bugüne kadar muhtelif usullerle terör biterse uzun vadede ev hapsine alınabileceği ima edildi. Hatta 'bu süreç ne kadar çabuk olursa o kadar çabuk çıkarsın' mesajı verildi. Ancak Öcalan ve PKK'nın kafasında başka bir '
Kürdistan' projesi olduğu için bu teklifler silahları susturmaya yetmedi.
Bundan sonra da yetmez.
Kaldı ki BDP yönetimi de Öcalan ev hapsine çıksın, PKK sınır dışına çekilsin önerisini aynı anda yapamıyor. Sadece Öcalan'ın çıkmasını istiyorlar.
PKK'nın elinde silah, şehirlerde stoklanmış bombalar varken Öcalan'ın ev hapsine alınması örgütün iştahını artırmaktan başka bir işe yaramaz.