İngilizce'de
İslam dinini esas alan süreli yayınların tarihi yeni değil. Bununla alakalı birçok
dergi var piyasada. Bazıları oryantalist dünyaya ait neredeyse asırlık yayınlar, bazıları ise
Müslüman Arapların öncülük ettiği dergiler. Bilebildiğim kadarıyla bizim akademik dünyanın bu alanda ciddi bir gayreti olmadı.
1980'li yıllardan beri ilahiyat alanında
Türkçe,
Arapça ve şimdilerde de İngilizce okumalar yapmaya ve kitap,
makale, tez ve süreli yayınları takip etmeye çalışan bir insanım. İletişim vasıtalarında baş döndürücü ilerlemelerin yaşandığı ve bilgi transferinin alabildiğine kolay olduğu günümüzde bunlar ciddi beceri ve marifet isteyen şeyler değil. Hemen her ilim dalında vakti, imkânı ve ilgisi olan hemen herkesin yapabileceği şeyler. Dolayısıyla bu cümleleri malumatfuruşluk olarak algılamayın lütfen. Neden yazıya böyle başlangıç yaptığımı anlayacaksınız.
Amerika'nın North Caroline eyaletinde bir arkadaşı ziyaretimde gördüm dergiyi. Kütüphanenin tozsuz rafları arasında "
İlahiyat Studies" yazan dergi ilgimi çekti. Editörün notu, içindekiler, bazı makalelerin sonuç bölümlerini hemen okudum. O anki memnuniyetimi ifade edemem. Memnuniyetim yeni bir dergi ile yeni bilgilerle tanışmaktan ziyade derginin sahibinin
Türkiye ve Türk ilim adamları olmasından dolayı idi.
Bursa İlahiyat Vakfı adında bir kuruluş çıkartmış dergiyi. İlk sayısı 2010 tarihini taşıyor. Demek en az bir yıl olmuş. Kış ve ilkbahar sayısı diyor üzerinde. Buradan anlaşılıyor ki yılda 2 defa çıkacak. Sordum arkadaşıma "2. sayısı" dedim. "Ben de bir yazı hazırlıyorum. 2 sayısına yetiştiremedim. 3 sayısına yetiştirmek için çalışıyorum." dedi. Web sayfasına baktım; 2. sayısı yayımlanmış.
Çok önemli bir adım bu dergi. Neden? Dili İngilizce. İngilizce diliyle İslam dinini esas alan süreli yayınların tarihi yeni değil. Bununla alakalı birçok dergi var piyasada. Bazıları oryantalist dünyaya ait neredeyse asırlık yayınlar, bazıları ise Müslüman Arapların öncülük ettiği dergiler. Bilebildiğim kadarıyla bizim akademik dünyanın bu alanda ciddi bir gayreti olmadı. Hâlbuki gerek ilahiyat fakültelerinde, gerekse özel kurumlarda yapılan akademik çalışmalarımız, gerek oryantalistlerin gerekse Arap veya Uzakdoğu İslam dünyasının yaptığı çalışmalara eklemlenmek zorunda.
Söz bu noktada iken, mukayeselere girmek, "bizimki Araplarınkinden daha iyi" tarzı değerlendirmelere girmek istemiyorum. Onlar dar alanlı yapılacak ilmî
müzakereler. Burada bahse medar olan şey; akademik değeri olan çalışmaların varlığı.
Kaldığım yerden devam edeyim; eklemlenmek zorunda; çünkü şahsen ben "Türkler de asırlardır Müslüman ama özellikle İslam ilahiyat sahasına herhangi bir katkıları olduğu söylenemez" türünden içi boş iddiaların fiilen tekzip edilmesi gerektiğine inanıyorum ve bunu yapabileceğimiz kanaatindeyim. Mesela; bizim ilahiyat fakülteleri ve Marife, İslam Hukuku Araştırmaları vb. dergilerde son 10 yılda yayımlanan makalelerle başka fakültelerde yayımlanan makaleleri karşılaştırsak; kemmiyet planında önde olduğumuz şüphe götürmeyeceği gibi keyfiyet planında da birçok makalenin ses getireceğine inanıyorum. Alanlarında alabildiğine özgün ve orijinal olan bu çalışmaların Arap, Uzakdoğu hatta Batı dünyasındaki birçok çalışma ile boy ölçüşeceğine inanıyorum. Fakat bizim problemimiz ürettiğimiz bu değerleri piyasaya arz edememek. Türkçe yayımlanan bu makale ve dergilerin Arapça ve İngilizce ile yayımlanması şart. İşte İlahiyat Studies bu açıdan çok ama çok önemli geldi bana. Küçük ama bu önemli adımın hem bizim ilim adamlarının ilim dünyası içinde hak ettikleri yeri alması hem de oryantalist etkinin kırılmasında büyük
hizmet edeceğine inanıyorum. Doğu'ya Batılı olarak değil de Doğu'ya Doğulu olarak bakışın her şeyden önce konu ile ilgili Batılıya çok şeyler katacağına inanıyorum. Bizi bizden öğrenmeleri, bizi kendilerinden öğrenmelerinden daha sağlıklı olur çünkü.
Derginin muhtevası adına bir şey demek istemiyorum bu yazıda. Çünkü yazıyı kaleme alış gayem, böyle bir derginin varlığından sizleri haberdar etme ve sevincimi paylaşma. Kaldı ki çok zengin bir yayın kurulu var. Hepsi de sahasında uzman olan insanlar. Batı dünyasından isimlerin olması ayrı bir avantaj. Umarım sadece dergiye ev sahipliği yapan Bursa ilinin ilahiyatı değil, Türkiye'nin dört bir yanında eğitim ve
öğretim faaliyetleri sürdüren tüm ilahiyat fakültelerindeki her seviyedeki akademisyenimiz dergiye ilmî çalışmalar sonucu ürettiği makaleleri
Niyazi Mısri diliyle,
"Sevdim seni hep varım yağmadır alan alsın,
Gördüm seni efkarım yağmadır alan alsın" der ve katkıda bulunur. Bu sözü söylemek bana düşer mi bilemem ama affedeceklerini düşünerek ifade edeyim; bu katkı ilmî sorumluluğun ötesinde aynı zamanda dinî bir vecibedir.
Madem dergi İngilizce; teşekkürümü de müsaadenizle İngilizce yapayım: I would like to thank those who put their efforts into publishing this journal.