Şar Dağları


Yahya Kemal'in "Üsküp ki, Şar Dağları'nın devamıydı Bursa'nın" dediği Üsküp'teki gazetemiz Zaman'ın merkez bürosuna uğradık. Onların güzel gayretlerini yakından gördük. Tito döneminin tahribatına rağmen "çil çil kubbeler" veya Yahya Kemal ifadesiyle "Firûze kubbeler"den hâlâ güzellikler kalmış ve zarif gülümsemelerini devam ettiriyorlar... Vardar Nehri'nin üzerindeki Fatih Sultan Mehmed'in Taş Köprü'sü... Osmanlı Çarşısı içindeki Murat Paşa Camii... Kurşunlu Hanı... Kapan Hanı... İsa Bey Camii, Sultan Murad Camii... Yahya Paşa Camii... Alaca İshak Bey Camii... Köse Kadı Camii.... Mustafa Paşa Camii... Dükkancık Camii... Çifte Hamam... Davut Paşa Hamamı... Sulu Han... Öğle namazından sonra Ohri taraflarına doğru yola çıkıyoruz... Hep Şar Dağları boyunca... Yol üstünde büyük bir okul inşaatı ile karşılaşıyoruz... Bayram Bey ve yetmişini aşmış muhterem babası, kendi imkânları ile bu dev eserin yapımını üstlenmişler; "dev gibi" cehaletler işte böyle eğitim hizmetleriyle yenilenecek... Bayram Bey'in pederi o yaşında "çocuklar gibi şen" tavırları ile inşaatın her tarafına koşturuyor. Günlerden de Ramazan olması, sıcaklar ve oruç, hiç tesir etmiyor mâşâallah... Oradan ayrılıp Şar Dağları'nın eteklerinden yolumuza devam ediyoruz ama sanki Anadolu'da seyahat ediyor gibiyiz... Bizim eller, bizim köyler, bizim beldelerde olduğu gibi yeni yapılmış biblo gibi camiler ve nârin minareler görüyoruz... Buralara ülkemizin idarecilerinin ilgileri ve destek çıkmaları, bunlar lehine alınacak kararlarda ağırlıklarını koymaları takdire şayan... Ama buralarda hâlâ nüfuz peşinde koşan bazı ülkeler Türkiye'nin bu yakınlığından rahatsızlar. Giriş-çıkışlarda yabancıların dayattığı bazı problemler insanımızı fevkalade sıkıntıya sokuyor. Bizimkiler de bunların gerçek kaynağını bilmedikleri için bu dost ülkelerin meselesi zannedip küskünlüğe girebiliyorlar. Diyelim ki, Makedonya ile aramızda vize kaldırıldı. Ama hâlâ davetiye istiyorlar. Davetiyeniz var, bu sefer "Acaba buradan Avrupa ülkelerine kaçak giriş yapar mısınız?" endişesiyle bir bakış devam ediyor. Almanya oturumumuz olmasına rağmen tam çıkarken yeniden geri çağrılıp tekrar davetiyemiz ve pasaportumuz kontrolden geçiriliyor. Artık bunlara bir son verilmesi lâzım... Türk kolejlerinin Makedonya içinde ve dışında başarıları ve getirdikleri altın madalyalar, hem cumhurbaşkanının hem de başbakanın dikkatini çekmiş. Makedonya'yı diğer ülkelerde tanıttıkları için öğrencileri ve öğretmenleri kabul ederek, tebrik ve takdir etmişler. Bilhassa başbakan, eğitim adına üzerlerine düşenleri yapmak için gerekli bakanları ile görüşerek, yardım ve destek mevzuunda talimatlarını vermiş. Bu güzel tavır ve takdir, eğitime adanmış gönüllülerimizi âdeta kanatlandırmış... Makedonya'dan sonra Şar Dağları'nın kenarından Kosova'ya doğru yola çıkıyoruz... Makedonya'da okullarımızın ismi, Yahya Kemal Kolejleri... Kosova'da ise Mehmet Akif Kolejleri... Makedonya-Kosova arasında öğretmenlerimizin yanında misafir olarak geçişlerde, gerçekten görevlilerin onlara olan sevgilerini yakından görmek, bir tanıdıklarını görmüş gibi tebessümlerini fark etmek bizleri sevindiriyor...

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER