PKK’nın şiddet eylemlerine hayır!
Bugün sözü uzatmak istemiyorum. Vurguladığım üç noktayı yineliyorum:
1- PKK’nın şiddet eylemlerine hayır
2- PKK’dan
ateşkes
3- BDP 1 Ekim’de
Meclis’e
Bazen yazıya oturursun laf uzar. Söylemek istediğin geciktikçe gecikirken, kafanı toparlayamazsın.
Bazen de istediğin lafı hiç uzatmadan söylersin.
Bugün böyle bir günüm.
Söz uzasın istemiyorum.
Ama şimdi bile dört paragraf yazdım, hâlâ sadede gelmiş değilim.
Bugün sözüm PKK’ya...
Kandil’e, İmralı’ya...
Son olarak da BDP’ye...
Terör dalgası yeniden kabarıyor.
PKK, anlaşılan, şiddeti büyük şehirlere taşıyor.
Masum insanlar ölmeye başladı.
Yazıktır, günahtır.
PKK’yı şiddetle kınıyorum.
Terör eylemlerine hayır diyorum.
Bu bir çıkmaz yoldur.
Kesin olarak öyledir.
Kürtler için de, Türkler içinde çıkmaz yoldur.
PKK bu yolla kendi kendini güçten düşürür, tecrit eder. Kendi eliyle barışa açılabilecek kanalları dinamitler, tıkar.
PKK, öyle anlaşılıyor ki,
Başbakan Erdoğan’a, “Senin canını fena halde yakacak gücüm var” demek istiyor.
Belirtiler öyle ki, Başbakan Erdoğan da devletin elinin ne kadar ağır olabileceğini,
Kuzey Irak operasyonu ve yeni KCK tutuklamaları dahil, PKK’ya göstermenin hazırlıklarını yapıyor.
Oysa şiddetin, silahın kullanım süresi doldu. Ne yapılırsa yine aynı noktaya gelinecek. Yani
Oslo süreci şöyle ya da böyle işlemeye başlayacak.
Şimdi önemli olan bu yolu kısaltmak.
PKK da bu gerçeğin farkında...
Şimdi sözüm İmralı’ya, Kandil’e.
Apo’ya,
Karayılan’a.
Doğru olan, hiç gecikmeden ateşkes ilan etmektir.
Eylemsizlik kararı almaktır.
Bir başka deyişle:
Parmakları tetikten çekip askerle çatışma ihtimalini en aza indirecek yerlere çekilmektir. Ve büyük şehirlerde kör
terör eylemlerine son vermektir.
Bu şiddet eylemleri, bazı provokasyonlarla da birleşince, barış yolunu iyice tıkar. Türk kamuoyunu Kürtlere karşı kışkırtır. Türklerle Kürtler arasında düşmanlık duvarı
diker.
Apo da, Karayılan da bu gerçeği, yılların içinden gelen acı deneyimlerle gayet iyi biliyorlar.
Kan ve
gözyaşı gölünü daha fazla büyütmeden, tek taraflı da olsa, ‘ama’sız bir ateşkesi, eylemsizlik kararını derhal ilan etmelidir.
Barışın kapısını yeniden aralayabilecek bir adım daha var:
BDP’nin Meclis’e girmesi!
BDP’nin de daha fazla gecikmeden, boykotu sona erdirip 1 Ekim’de TBMM’ye girmesi ve
siyaseti parlamento çatısı altına taşıması Türkiye’de barış açısından büyük önem taşıyor.
Bu son derece isabetli bir
tercih olacak.
Evet, BDP’nin haklı yakınmaları var.
Çözülmesini istediği sorunları var.
Ama bunların hal yoluna girmesi için, Diyarbakır’da laf üretmek yerine Meclis’te siyaset yapmak, Meclis kürsüsünü kullanmak gerekir diye düşünüyorum.
Bugün sözü uzatmak istemiyorum.
Vurguladığım üç noktayı yineliyorum:
- PKK’nın şiddet eylemlerine hayır.
- PKK’dan ateşkes.
- BDP 1 Ekim’de Meclis’e.