PKK üzerinden Türkiye'yi kuşatmak


Dış ilişkilerimizde en iyi günlerimizi yaşadığımızı söyleyemeyiz. İsrail ile biz savaşmasak da onlar bizimle ‘fiili bir savaş’ın içindeler. İşin kötü tarafı buna bir de Suriye eklendi. Yaklaşık 20 yıl PKK’nın ana destekçisi olan Suriye’de Beşar Esed her sabah Türkiye’nin NATO ülkeleriyle birlikte sarayını başına yıkması korkusuyla uyanıyor... Suriye’nin bölgedeki tek dostu kalan İran da Türkiye hakkındaki görüşünü netleştirdi. Mollalar Türkiye’yi ‘Batı’nın bölgedeki ajanı’ olarak görüyor ve Türkiye’yi ‘Arap Baharı’nın taşeronu’ sayıyor. İsrail, Suriye ve İran’a ek olarak Güney Kıbrıs ve Yunanistan’la da savaş olasılıklarından bahsediliyor... Kısacası cephe biraz da Türkiye’den bağımsız olarak çok genişledi... En kötüsü ise yukarıda saydığımız ülkelerin Türkiye ile meşru araçlarla mücadele edebilmeleri mümkün değil. Bundan dolayı hepsi kaçak güreşmeye başladı. Eğer Türkiye istikrarsızlaştırılabilirse, yani içe döndürülebilirse saydığımız ülkelerin tamamı rahat edecek. Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak için ise PKK’dan daha iyi bir araç yok. İsrail, Rumlar ve PKK İsrail-PKK flörtü Davos’tan hemen sonra bir aşk haline geldi ve işbirliği İsrail Kabinesi’nde tartışılacak kadar derinleşti. Çünkü Türkiye’nin İsrail’e meydan okuması İsrail’e vurulabilecek en büyük darbeydi. Türkiye, İsrail’in meşruiyetinin altını oydu ve bu anlamda İsrail’e Hamas’tan bile daha ağır bir zarar verdi. ABD de dâhil tüm dünya biliyor ki Türkiye Mavi Marmara meselesinde haklı. Obama gerçekten ‘hür bir adam’ olsaydı Furkan’a da sahip çıkardı, Türkiye’nin haklılığını da avazı çıktığı kadar haykırabilirdi. Başka bir deyişle İsrail zaten yapay desteklerle ayakta duran bir ülkeyken, Türkiye’nin desteğini çekmesi meseleyi tam anlamıyla ölüm-kalım sorunu haline getirdi. Bu durumda İsrail Türkiye’ye karşı hiç kimse için sır olmayan, tek bildiği mücadele yöntemini seçti. Rumlar ve Yunanistan da aynı duygular içerisinde. Yunanistan iflas etmek üzere... Belki de tarihlerindeki en zayıf dönemlerini yaşıyorlar. Bu halde Türkiye ile başa çıkmaları mümkün değil. Rum donanması ile Türk donanmasının karşılaşması halinde neler olabileceğini 1974 Kıbrıs Çıkarması’ndan gayet iyi biliyorlar. Kendilerini Türklerden ABD’nin veya AB’nin kurtaramayacağı konusunda da hiçbir şüpheleri yok. Bu durumda geriye bir tek seçenek kalıyor, o da bel altı vurmak. Suriye, İran ve PKK Suriye ise her dönemde göz ucuyla Türkiye’yi kollamış bir devlet. Hatay’da hak iddia eden Suriye, İsrail’le savaşırken bile “acaba Türkler de arkadan saldırır mı” korkusunu yaşamışlardır. Buna karşın Türklerle savaşacak gücü kendisinde bulamayan Suriye ASALA’dan PKK’ya kadar Türkiye’de ne kadar terör örgütü varsa hepsini desteklemiştir. Bu alışkanlık 1998-2010 arasında küllenir gibi olmuşsa da, Arap Baharı PKK’yı Suriye’ye yeniden hatırlattı. İran ise nükleer krizlerde Türkiye’nin verdiği desteğe müteşekkir. Fakat rejim Türkiye’yi hiçbir zaman ‘güvenilmezler listesi’nden çıkarmamıştı. Mısır, Libya ve Suriye’de Batı ile aynı çizgiyi izleyen Türkiye, füze kalkanı anlaşmasıyla İran için bardağı taşırmış oldu. Gerçekten Türkiye bu oyunda tavrını Batı’dan yana koydu. Bu noktadan sonra Türkiye, Tahran’a göre ABD’den de, İsrail’den de daha tehlikelidir. İran, PKK’nın İran kolu olan PJAK’ı bitirmek üzere olduğunu açıkladı. Belli ki İran-PKK anlaşması da sağlanmış durumda ve PKK bundan sonra sadece Türkiye’ye saldırabilecek. Sonuç olarak karşımızda PKK üzerinden kuşatılmaya çalışılan bir Türkiye var. Bu kuşatmayı yarabilecek ortaklara ihtiyacımız olduğu açık. Obama-Erdoğan görüşmesi bu nedenle çok önemliydi. Türkiye bölgedeki kuşatmayı ABD ile yakınlaşarak kırmaya çalışıyor. Eğer bu başarılabilirse PKK konusunda 2003’ten bu yana büyük hayal kırıklıkları yaratan Amerikalılar belki de kendilerini affettirebilirler. Aksi halde Türkiye-İsrail ilişkileri de, Türkiye-ABD ilişkileri de sonsuza dek düzeltilemez bir hal alır.
<< Önceki Haber PKK üzerinden Türkiye'yi kuşatmak Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER