Bugün 11 Eylül 2001 Fâciâsı’nın 10. yıldönümü. Bundan tam on yıl önce, o zamanlar Usâme bin Lâdin yönetiminde bulunan El Qâide örgütünden 19 kişi dört uçağı kaçırarak Washington’daki World Trade Center (Dünyâ Ticâret Merkezi), Pentagon (Savunma Bakanlığı) ve Beyaz Saray’a kamikaze (intihar) taarruzları düzenlemişlerdi. Son derece ağır maddî hasâra mâlolan bu saldırılarda 2.970 insan da hayâtını kaybetmişdi. World Trade Center’in aşağı yukarı tamâmen tahrîb olduğu ve Pentagon’un da nisbeten bundan payını aldığı sûikasdde, Beyaz Saray’a çarpacak olan uçak içindeki rehine yolcuların kahramanlığı sâyesinde daha önce düşdü. Bu, olayın “resmî” tasvîri! Fakat ölenlerin yakınları, daha sonra 1.500 kadar tanınmış sîmânın da katılmasıyla yeni bir araştırma komisyonu kurulmasını taleb etdi. Amerikan Hükûmeti, büyük direnişlerden sonra nihâyet yeni bir komisyon kurulmasına rızâ gösterdi ama başına da Henry Kissinger’i getirdi. Yâni Şili’de seçilmiş cumhurbaşkanı Salvador Allende’yi öldürten şahsı! Ağır eleştiriler karşısında Kissinger istîfâ etdi. Ama bu Komisyon’un raporu da ağır eleştirilere uğradı.Yerimin darlığı sebebiyle bunlardan sâdece birkaçını sayacağım: Sûikasdın Amerikan Hükûmeti ve CIA’nın bâzı birimleri tarafından tasarlanıp uygulanmış olması imkân dâhilindedir. 11 Eylül’den önce World Trade Center’e “nanothermit” adlı çok şiddetli bir patlayıcıdan bol mikdarda yerleştirilmiş olduğuna dâir izler vardı. WTC’nin müstecîri, yâni onu ticârî amaçla kirâlayan Larry Silverstein adlı şahıs, 11 Eylül’den kısa süre önce binâyı çok yüksek bir fiyata sigorta etdirmişdi. Netîcede 4,6 milyar dolar tazmînât aldı. WTC aynı anda iki uçak çarpsa dahî bunu çok hafif hasarla atlatacak şekilde inşâ edilmişdi. En üst katının çökerek yere çarpması 9,4 sâniye sürdü. Oysa aynı yükseklikden aşağı bırakılan bir golf topunun serbest düşüşle yere değmesi 9,6 sâniye alıyordu. 11 Eylül Olayı’ndan sonra Başkan Bush, içinde “Haçlı Seferi” geçen meşhur konuşmasını yapdı ve kısa süre içinde Afganistan Savaşı başladı. Bunları anlatmakdan maksadım birtakım komplo teorilerine prim vermek değil. Zâten kendim uydurmadım, iddialardan bir bölümünü tekrarladım. Şahsî kanaatim ise bu iddiaların ciddîye alınması gerektiği yönünde. Washington’un bütün bu devâsâ coğrafyaya yeni bir düzen (Büyük Ortadoğu Projesi) getirmek istediği mâlûm. Bu ise bir hükûmet değil bir “devlet” planı. Bir Türk olarak burada beni ziyâdesiyle ilgilendiren husus bu büyük oyunda Türkiye’nin oynayacağı rol. Eğer “eski” Türkiye devâm ediyor olsaydı Atlantik ötesinde Türkiye’ye bir rol “biçilir” ve Türkiye’de o rolü oynardı. Ancak artık ortada değişik bir Türkiye var. Bundan böyle Türkiye artık kendisine rol “biçilen” değil bizzat rol “biçen” bir aktör konumunda. Buradan “yönetmenliğe” giden yol da çok kısadır. Bu bakımdan bu sâdece bir yıldönümü değil bir çağ dönümü de! Bunu, çok yakın ve yakın komşularımızın da nihâyet idrâk etmesi herkes için iyi olurdu.