Gazetelerde sağlıkla ilgili skandal haberler hiç eksik olmaz ve büyük bir merakla da okunur. İşte son günlerde sizin de gözünüze çarpmış olduğunu tahmin ettiğim birkaç örnek:
"77 yaşındaki bir kadına
kürtaj yapılmış gibi sahte
belge düzenlendiğinin tespit edilmesinden sonra şubat ayında yapılan "Neşter'' adlı operasyonun ardından hazırlanan
iddianame tamamlandı. Bacağı kesilecek hastanın karaciğeri alındı. Karaciğeri alınacak hastanın da bacağı kesildi. Hastaya verilecek
oksijen gazı ile azot gazının karıştırıldığı, hastanın öldüğü anlaşıldı. Kütahya'nın
Simav ilçesinde, hastaneden
taburcu edildikten 8 saat sonra ölen 28 yaşındaki sara hastası kadının eşi, olayda doktorların ihmali bulunduğunu ileri sürdü.
Balıkesir İdare Mahkemesi, Balıkesir Doğum ve
Çocuk Bakımevi'nde 2007 yılının Temmuz ayında dünyaya gelen, göbek bağıyla birlikte
serçe parmağı da kesilen çocuk ile ailesine 41 bin lira tazminat ödenmesine karar verdi."
Sağlık skandallarının sadece ülkemize mahsus olduğunu sanmayın. İşte, geçen hafta
İngiltere'den gelen
bomba gibi bir skandal haber: "İngiltere
Sağlık Bakanlığı yetkilileri, Nurofen adlı
soğuk algınlığı ilacındaki hapların içerisine yanlışlıkla şizofreni hastalarının kullandığı antidepresif "Seroquel XL" adlı ilacın yerleştirildiğinin ortaya çıkması üzerine
soruşturma başlattı. Nurofen'in üç ayrı ilacının piyasadan çekildiği belirtildi."
Bu da aynı günlerde Tayvan'dan gelen başka bir skandal: "37 yaşında
kalp krizinden ölen bir hastanın karaciğeri, böbrekleri ve akciğerleri beş ayrı hastaya başarıyla nakledildi. Birkaç gün sonra vericinin
HIV virüsü taşıdığı, bunun önceden bilindiği fakat yanlış
rapor edildiği ortaya çıktı.
Organ nakli yapılan hastalar şimdi
AIDS tedavisi görüyor."
Amerika'dan skandal sağlık haberleri
Sağlık hizmetlerinin mükemmel olduğunu sandığımız Amerika'da durum nasıldır acaba? Orada da böyle skandallar oluyor mudur? Olan biteni öğrenmek için sağlık konusunda çıkan haberlere şöyle bir göz atayım dedim ve bakın nelerle karşılaştım:
1 Cincinnati'de yaşayan ve
sağlık güvencesi olmayan 24 yaşındaki Kyle Willis adındaki
genç, diş iltihabının beynine yayılması sonucu öldü. 2 hafta önce
diş ağrısı başlayan ve ünlü basçı Bootsy Coliins'in de yeğeni olan gence dişini çektirmesi gerektiği söylendi ama parası olmadığı için çekim yapılamadı. Kısa süre sonra yüzü şişmeye ve başı ağrımaya başlayınca acile gitti. Diş iltihabı için antibiyotik ve ağrı kesici yazıldıysa da parasızlıktan antibiyotiği alamayan genç, geride 6 yaşında bir
kız çocuğu bırakarak
beyin iltihabından hayatını kaybetti.
2 Rhode Island Hospital'a,
beyin ameliyatı olan bir hastanın kafatasında matkap ucu unutulduğu için 300 bin dolar ceza kesilmiş. Aynı hastanede birkaç gün önce de başka bir hastanın karnında forseps seti bulunmuş.
3 St.Joseph Medical Center, birçok hastaya gerekmediği halde stent takılmasıyla ilgili suçlamalar dolayısıyla 22 milyon dolar ödemeyi kabul etti.
4
Hayat süreleri sınırlı olan ilerlemiş akciğer, kolon, pankreas,
mide-bağırsak ve meme
kanserli hastalara kanser tarama testleri yapıldığı ortaya çıktı.
Endoskopi, biyopsi gibi tetkiklerin bu hastalara hiçbir faydası olmadığı gibi, son günlerini yaşayan kişiler bu girişimlerle ilgili risklere ve strese de maruz kalmış oldular. Hastalar ve sağlık sigortalarının ödedikleri yüklü faturalar da cabası!
5 Tıbbî malzeme endüstrisini inceleyen Senato raporunda, Abbott laboratuvarlarının geçen sene bir hastanede yüzlerce hastaya ihtiyaçları olmadığı halde stent takmakla suçlanan ve bu sebeple doktorluk yapması yasaklanan bir kardiyologa
satış danışmanı olarak iş verdiği bildirildi. Rapora göre Dr. Midei'nin taktığı bu gerekliliği
şüpheli stentler devlet sağlık sigortasına 2007 ve 2009 senelerinde 3,8 milyon dolara mal oldu.
6
Florida eyaletinde yaşayan 17 yaşındaki Matthew Scheidt, uzun süre unutulmayacak bir dolandırıcılığa
imza attı. Hazırladığı sahte kimlikle işe başlayan genç, yaz tatilinin iki haftasını bir hastanede doktor kılığına girerek geçirdi. Florida eyaletindeki hastanenin acil servisinde asistan doktor olarak çalışan Scheidt, yetkilileri 23 yaşında bir tıp öğrencisi olduğuna ve annesinin de hastanenin sahibi olduğuna inandırdı. Scheidt, hiçbir tıbbi eğitimi olmamasına rağmen hastalarla ilgilendi, hatta kalp krizi geçiren bir hastaya kalp masajı bile uyguladı. Genç adam, kendine orijinaline benzer sahte bir kimlik de hazırladı. İki haftanın sonunda yalanları ortaya çıkan genç, polis tarafından tutuklandı.
İşte çoğumuzun imrendiği Amerika'nın sağlık sisteminin hâli böyle ve dahası da var: Senede 1 milyon kişinin tıbbi yanlışlar yüzünden zarar gördüğü ve bunların 98 bininin de bu sebeple hayatlarını kaybettikleri bir ülkenin sağlık sistemine güvenir misiniz? Rastgele seçilen 10 hastanede tedavi gören 2 bin 300 hastadan 588'inin başına tıbbi girişimler, ameliyatlar, ilaçlar ve benzeri sebeplerden iş açılan bir ülkenin hastanelerine hiçbir korku duymadan başvurabilir misiniz? Tıbbi hataların yüzde 63'ünün önlenebileceği belirlenen bir ülkenin doktorlarına sağlığınızı emanet eder misiniz? Hastaların yüzde 3'ünde cerrahi bir girişimden sonra önlenmesi mümkün olan
felç geçirmek, ciddi kanama veya
organ yetersizliği gibi kalıcı
hasar bırakan bir olayın geliştiği hastaneye gönül rahatlığıyla yatabilir misiniz? Yoksa sağlığınızı Türk hekimlerine mi emanet etmek istersiniz?