12 Dev Adam’ın Litvanya’da yine tarih yazacak ve bir
patlamayla o geçen yılki muhteşem havayı yakalayacak gücü var. “Biz bu maçı alırız!” desinler yeter. Kimse merak etmesin,
Almanya da geçilir,
Sırbistan da.
Basketbolda çıtamız yüksek. Çünkü geçen yılın dünya ikincisiyiz.
Bunun için de 12 Dev Adam’dan beklentimiz büyük.
Sürekli
zafer haberleri gelsin istiyoruz Litvanya’daki
Avrupa Basketbol Şampiyonası’ndan.
Bu da 12 Dev Adam’ın üstünde ciddi bir
baskı yaratıyor.
İstanbul’da yapılan 2010 Dünya Kupası’nda finallere 8’de 8 yaparak, yani bütün maçları kazanarak gelmişti 12 Dev Adam.
Şimdi durum inişli çıkışlı.
Polonya’ya yenilirken,
İspanya’yı deviriyoruz, turnuvanın tek namağlup
takımı
Fransa’yı elimizden kıl payı kaçırıyoruz.
Geçen yıl Sırbistan’a attığı son saniye basketiyle 12 Dev Adamı bir anda finale taşıyan
Kerem Tunceri’nin, yine son saniyelerde bu kez Fransa karşısında çemberden dönen üçlüğü, n’apalım, bu sporun cilvesi...
Her zaman girmiyor meret!
İspanya karşısında Ömer Onan’ın maçın sonlarına doğru hedefi şık şık vuran üçlükleri Fransa karşısında maalesef isabetli değildi. Savunmamız yine iyiydi ama top kayıplarımız çoktu.
Lafı uzatmak yersiz.
Evet, geçen yılki muhteşem hava yok.
Ama 12 Dev Adam canını sıkmasın. Çünkü, bu turnuvada yenemeyecekleri takım da yok. İspanya galibiyeti bunun en açık göstergesi.
Bu maçtan sonra
Amerikan basınında çıkan bir değerlendirmede, Türkiye’yle İspanya’dan Amerika’nın olimpiyatlardaki iki rakibi olarak söz ediliyordu.
12 Dev Adam, 2012
Londra Olimpiyatları için vizeyi alabilecek güçte. Bir iki maçta potaya sokulamayan şutlar ya da fazladan yapılan top kayıpları moralleri bozmasın.
Bu sefer işler biraz inişli çıkışlı.
Ne yapacağımız belli olmuyor.
Ama çeyrek finale kalabiliriz.
Bugün Almanya...
Pazar günü Sırbistan...
Bir tek Sırbistan galibiyeti bile Türkiye’yi son 8 takımın içine sokabilecek.
Ama şunu yazın bir kenara:
12 Dev Adam, bu iki engeli de rahatça aşabilecek güce sahip. Bir patlamayla geçen yıl finale kadar koşan muhteşem havayı yakalayabilecek gücü var 12 Dev Adam’ın.
İyi gidiyor bu takım. Kimse moralini bozmasın.
Ender
Arslan canını sıkmasın, geçen yılki gibi takımının neşe ve moral kaynağı olmaya, o enfes taklitlerini yapmaya devam etsin.
12 Dev Adam, geçen yılki Dünya Şampiyonası boyunca bize öylesine heyecan dolu, duygu dolu, keyifli fırtınalar yaşattı ki, biz o günleri hiç unutmadık.
Takım ruhu nedir, takım oyunu nedir, mücadele ruhu nedir, azim ve iştahla oynamak nedir, oyun disiplini nedir bütün bu konularda verdikleri harika örnekler hafızalarımızda bugün de tazeliğini koruyor.
Geçen yıl 12 Dev Adam’la gurur duymuştuk.
Bu yıl da gurur duyuyor ve duyacağız.
12 Dev Adam kolay yaratılmadı.
Herkes zamanla tıkır tıkır işleyen muhteşem bir çarkın bir dişlisi olduğunu kabullendi, belledi. Takım ruhu ve
dayanışma içinde, hiçbir şeye küsmeden, yüksünmeden maç boyunca koşturmayı öğrendi herkes.
12 Dev Adam başardı bunu.
Tam bir ‘konsantrasyon’la yapmayı öğrendi bunu. Yapabildiği için de başarıya koştu ve çıtayı, Avrupa ikinciliğinden dokuz yılda dünya ikinciliğine yükseltti.
Bu bir tarihi yürüyüştür.
Bu tarihi yürüyüşün gerisinde, bir basketbol vizyonu, değişim azmi ve istikrar yatar.
1992’den beri basketbolun başında Turgay
Demirel var. 2001’de Avrupa ikincisi olduğumuzda
teknik direktör Aydın Örs’tü. 2004’te direksiyonu
efsane hoca Bogdan Tanjeviç aldı ve takıma yerleştirdiği yeni oyun felsefesiyle çıtayı getirdi dünya ikinciliğine koydu.
Bugün de Tanjeviç’in yardımcısı Orhan Ene, Türkiye’yi Avrupa ikincisi yapan ‘2001 ruhu’nun takım kaptanı, 12 Dev Adam’ın başında.
Evet, bu bir tarihi yürüyüştür.
Türkiye’yi dünyada bir basketbol ülkesi yapan yirmi yıllık bir başarı çizgisidir.
Klasik deyiştir ama doğrudur:
Sporda yenmek de var, yenilmek de...
Ama Hido’nun kaptanlığındaki 12 Dev Adam’ın Litvanya’da yine tarih yazacak ve yeni bir patlamayla o muhteşem havayı yakalayacak gücü var.
“Biz bu maçı alırız!” desinler yeter.
Ben bunu görüyorum, buna inanıyorum.