Bilgiye hükmeden dünyaya hükmeder, çünkü bilgi üreterek insanların beyinlerini işgal edersiniz. Bugün dünya kültür hayatına büyük ölçüde ABD hâkim:
Hollywood sinema pazarlarının %50’den fazlasına sahip. Tüm dünya Hollywood filmleriyle gülüyor, o filmlerle ağlıyor. Aynı şekilde internet alanında da ABD rakipsiz. Görsel medyada ise Fox ve CNN gibi televizyon istasyonları sadece
Amerikan kamuoyunu değil, tüm dünyayı şekillendiriyor. Yazılı alanda ise tüm dünyanın ürettiği bilginin yarıdan fazlası
İngilizce’de, ABD ve akrabası ülkelerde üretiliyor.
New York Times,
Newsweek gibi yazılı medya kuruluşlarının ürettiği bilgiler bizim
gazeteler de dâhil olmak üzere, tüm dünya tarafından çevrilerek yerel bilgi haline getiriliyor.
Kısacası bildiğimiz, ya bildiğimizi sandığımız dünya biraz da bize ABD ve akrabalarının sunduğu dünya. Hayata bu gözlüklerden bakıyoruz. Peki, dünya aklını şekillendiren Amerikan kuruluşlarına kim hâkim? Rakamları alt alta dizdiğimizde Amerikan medyasının % 80’den fazlasının tek bir etnik/dini gruptan gelenlere ait olduğunu görüyoruz:
Museviler.
Nüfusları ABD nüfusunun % 2’sini bile bulmayan
Yahudiler medya ve eğlence dünyasını adeta ellerinde tutuyorlar. Aklınıza gelebilecek hemen hemen tüm medya kuruluşları bu insanların elinde. Dilerseniz hangi şirketler Musevi işadamlarına ait kısa bir listesini verelim:
New York
Times, en yakın rakibi Washinton Post, New York Post,
Wall Street Journal, New York Daily,
Boston Post; Newsweek, Time, US News &
World;
Google+' class='textetiket' title='Google haberleri'>Google, AOL, MTV, CBS, ABC ve NBC; Paramount & DreamWorks film stüdyoları, Blockbuster Videos, Time Warner, Twentieth Century, Walt Disney...
***
İngiltere’de de durum pek farklı değil. Nüfusun sadece % 0.5’ini oluşturmalarına rağmen Yahudilerin İngiliz medyasına ilgisi olağanüstü. ITV, BBC, Carlton, ITN,
Granada,
Channel 4 gibi belli başlı televizyon istasyonlarında Yahudiler nüfuslarının çok ötesinde temsil ediliyorlar. SKY TV’nin ve pek çok gazetenin sahibi olan
Rupert Murdoch ise İngiliz medyasının en çok tanınan Musevi
işadamı. Daily Express, Daily
Star,
News International, the Sun, the Times,
Sunday Times vd. Yahudi işadamlarına ait. Başka bir deyişle İngiltere’de de tablo ABD’den pek farklı değil. Nüfus olarak çok
küçük bir etnik/dini grup medyanın neredeyse tamamını elinde tutuyor.
***
Elbette ırkçı değiliz.
Allah daha çok versin. Ancak tablonun ne kadar sağlıksız olduğu da ortada. Burada kuyumculuktan veya otomobil üretmekten söz etmiyoruz. İnsanların algılarını şekillendirmekten bahsediyoruz.
Medyanın tek bir etnik/dini grubun tekelinde olmasının önemli olmadığı, her bir gazetenin ve gazetecinin ayrı tercihleri olabileceği iddia edilebilir. Doğrudur. Nitekim adı geçen yayınlarda zaman zaman İsrail’e dönük bazı eleştiriler de göze çarpıyor. Fakat nihai noktada Anglo-Sakson ülkelerinde medya İsrail’e karşı tarafsız olamıyor. Zaten bu yayın organlarının sahipleri ve yöneticileri de bu gerçeği
itiraf ediyorlar, bazıları Siyonizm’e olan bağlılıklarını açıkça ifade ediyorlar. Örneğin Murdoch bir keresinde kendisinin ve sahibi olduğu medya kuruluşunun kaderinin Siyonist kazanımlarını korumakta olduğunu ifade etmişti. Aynı şekilde
Telegraph grubu da açıkça İsrail’i her olayda
desteklemektedir, bu grubun sahipleri Siyonizm’e olan bağlılığını gizlememektedir. Hatırlayacaksınız AK Parti’nin İran’dan para aldığı yalan haberini yayımlayan gazete de bu gruba aitti.
Türkiye tabiri caizse arı kovanına çomak soktu... İsrail’in bu gerilimdeki en büyük kozu Batı medyasındaki olağanüstü bağlantıları olacaktır. Elbette her Yahudi İsrail’in haksızlıklarına destek vermeyecektir. Fakat bundan sonra uluslararası basında Türkiye aleyhinde haberler artarsa veya bir Amerikan filminde ilgisiz bir yerde Türkiye’yi karalayan bir sahne görürseniz şaşırmayın. Zaten dikkatli gözler Mavi Marmara’dan sonra bu tür haber ve sahnelerdeki artışı çoktan fark etti bile.