Fenerbahçe Yönetimi en sempatik ve inanılan
yöneticisi,
Ali Koç'u sözcü ilan etti.
UEFA'nın "
Şampiyonlar Ligi'ne giremezsiniz" kararıyla birlikte küçülme politikası camiaya açıklandı. Futbol
takımından talip çıkan
oyuncuların satılacağını söylüyorlar. Mevcut oyuncular ödemelerdeki gecikmeyi sorun etmeyeceklerini belirtiyor. Taraftardan Fenerbahçe
kart olarak kulübe
destek olması isteniyor. Fenerbahçe Koleji'ni başka bir kuruma devir ediyorlar ya da etmek üzereler. Emenike'yi daha işin başında nakite çevirdiler, Guiza'ya kolaylık sağladılar,
taraftarın sahadaki kalbi olan Lugano'yu "teşekkürlerle" gönderdiler. Evet, ortada bir
kriz var. Bu zorlu süreci yönetmek de kalan yöneticilerin görevi. Böylesine bir panik ve bir an önce ellerindeki değerleri nakite çevirme telaşının esas nedeni nedir? Bu kulüp geçen sene de Şampiyonlar Ligi'ne katılamadı. Oyuncu mu sattı? Transfer mi yapmadı?
20 MİLYON ŞART MIDIR?
O zaman bugün değişen şartlar nedir ki, apar-topar yangından mal kaçırırcasına, UEFA'nın aldığı kararı, panik sürecine sokup, taraftarı ve camiayı bu hamlelere hazırlıyorlar? Fenerbahçe'nin yaşaması için UEFA'dan gelecek 20 milyon euro, olmazsa, olmaz mıdır? Kulübü batıran, oyuncuları
satış listesine koyan bu mudur? O zaman bu yöneticilerin, kulübü idare etsin diye geride kalanların, o koltuğun raconunu nasıl kesileceğini bilmediklerini mi varsayacağız ?
ORTADA BİR YÖNETİM VAR MI?
Fenerbahçe'nin yaşadığı kriz çok büyük. Hamasetle yönetilemeyecek kadar da ciddi. Bunun farkına varanlar ve konuşanlar, hemen
hedef tahtasına konuluyor. "Bizi
Bank Asya'ya düşürün" demek bile vazgeçmektir aslında. Futbolcuları medyanın karşısına koyup, samimi duygularını açıklatırken, "Taraftar kart alın" dedirtmek de, bu
yönetimin "racon kesme" konusundaki kararıdır. Kulübün Başkanı ve iki Asbaşkanı şu anda
tutuklu... İki Yönetici ceza
Kurulu'nda. İkinci Başkanı "İstifa ettim" dedi ve gitti. Ve Yönetim Genel Kurul'u ancak gelen baskılarla toplayıp, "Gelişmeleri anlatıp, bilgelendireceğiz" diyor. Ortada bir yönetim var mı? Esasında tartışılması gereken bu. 1,5 ay önce, Divan Kurulu toplantısında kürsüye çıkanlar yapmışlardı bu çağrıyı. "Hemen Genel Kurulu'u toplayın, kulüp olarak birlikte hareket edelim" demişlerdi. Temmuz'da yapıldı
teklif,
Eylül sonunda ancak toplanacak Genel Kurul.
ALİ ŞEN ÖNCEDEN UYARMIŞTI AMA
Efsane Başkan
Ali Şen daha
soruşturmanın birinci haftasında UEFA için bir
heyet oluşturmaları için uyarmıştı yöneticileri. Futbol
Federasyonu Başkanı Mehmet Ali
Aydınlar'ın açıklamasından sonra anlıyoruz ki, karar öncesinde görüşmek için bile gitmeye niyetlenmemişler. Hem de durumun ne kadar önemli olduklarını bildikleri halde. Ali Koç'un yürekten gelen, samimi ifadeleri tüm Fenerbahçeliler'i heyecanladırıyor, birlikte olmaları gerektiğine inandırıyor. Ama bu hitaplar arasında hep suçlu, hep eksik yapan, başa gelen her şeyin sorumlusu hep başkaları. Ali Koç yönetim kurulunu toplayıp bu süreci bir özeleştiri ile yeniden değerlendirmeli. Yoksa hissettiklerimiz, Yönetim Kurulu'nun önceliğinin Fenerbahçe olmadığıdır.
BİLİNEN SENARYO TEKRARLANIYOR
Yine UEFA'nın kararı sonrasına dönelim. Direktifi değerlendiren
Futbol Federasyonu, Fenerbahçe'yi Şampiyonlar Ligi'nden çekti. Dakikalar sonra Acıbadem'in Voleybol
Kadın Takımı'na sponsorluğu iptal edildi. Yönetime y
akınlığı ile bilinen Gönüller Derneği de
Mehmet Ali Aydınlar'ı Haysiyet Divanı'na şikayet etmeye niyetlendi veya etti. Demek ki, kaldıkları yerden, devam ediyorlar. Hatırlayacaksınız, Sadettin Saran,
Hamdi Akın,
Hakan Bilal Kutlualp gibi ciddi alternatifler gibi, bu kez de mevcut başkanın en önemli alternatifi şimdi yok edilmeye çalışılıyor. Bu kulübe takım sporlarında en büyük başarıyı getiren;
Dünya Şampiyonu olup, Şampiyonlar Ligi finalinde oynayan ekibi yaratan kişi, şimdi hedef haline getiriliyor. Taraftar fedakarlığa çağrılırken, en önemli sponsorlarından, sırf Mehmet Ali Aydınlar Federasyon başkanı diye vazgeçiyorlar. Bu mudur Fenerbahçe'yi düşünmek, kulübün çıkarları için karar vermek. UEFA'nın müfettişi uçaktan iniyor, ilk sorusu, "Federasyon Başkanı Aziz Yıldırım'ı hapiste ziyaret etmiş. Doğru mu?" oluyor. Aydınlar, Futbolun başına geldiği halde Fenerbahçeliliğini saklamıyor ve bir çok dedikoduyu ve baskıyı beraberinde getireceğini bildiği halde, Voleybol Bayan takımını desteklemekten vazgeçmiyor. Soruşturma sürecinde Fenerbahçe Yöneticileri ile sık temas kuruyor, onlara ne yapacaklarını anlatıyor, durumun aciliyeti hakkında uyarıyor. Sürece baktığınızda hiçbir şey yapılmadığı gibi, bir şeyler yapmaya çalışanların da (Ali Şen, Mehmet Ali Aydınlar, Hulusi Belgü, Hakan Bilal Kutlualp) hedef gösterildiği bir ortam oluşturuluyor. 18 Eylül'de toplanacak olan Genel Kurul'un maddelerinden bir tanesi "
seçim" olmalıdır. Çünkü bu gidişat, iyiye doğru değil.