Kur'an-ı Kerîm'in orijinal olmadığı, bilakis her vahiy kâtibinin kafasına göre tuttuğu notlardan oluşan tahrif edilmiş ve birbirinden farklı metinlerden meydana geldiği iddiası yine gündemde.
Zannediyorum şöyle bir şematik kâr hesabından hareket ediliyor:
Müslümanlar, kutsalları konusunda hassastır, hemen tepki verirler (Netekim veriyoruz!) ortalık karışır!
-En az bir ay bu iddialar hakkında reddiyeler
kaleme alınır, içlerinden hakarete varan sözler sarf eden de çıkar. (İnşallah çıkmaz!)
-Böylece sıradan Müslümanların zihninde bir soru işareti oluşur, imanı gevşek olanlar "Bak gördün mü, ben zaten şüphe ediyordum; Kur'an toparlama bir metinmiş, yoksa ben ne güzel iman ve amel ederdim!" diye dinden soğurlar!
-İddiaların sahibi ise muhtemel yeni kitabı için
tanıtım yapmış, popüler tarihçiler panteonundaki iskemlesini garantilemiş olur!
Yılı konusunda zihnim beni yanıltabilir, şöyle onbeş sene kadar önce
Aydınlık dergisi çevresindeki
ekip bu gibi konulara pek meraklıydı. Saf Müslüman okuyucu kısmı, işin bu tarafını pek bilmez; bu gibi dergiler ne zaman İslam'a dahleden bir
dosya yayınlasa
tirajları artar ve tiraj artışını "Vay zındıklar, bakalım dinimize nasıl dahletmişler?" diye hamiyyet-i dîniyyesi kabaran Müslümanlar sağlar!
Meselenin ilmî kısmında kalem oynatacak derecede Kur'an ilimlerine vâkıf değilim (Keşke olsaydım; her mânâda hâdim-i Kur'an olmak, dünya rütbelerinin en tatlısı ve eşrefidir), Nitekim refîkim Ali
Ünal, edeb dairesinde ilmen söylenmesi gerekenleri bir güzel icmâl edip, "Hangi Kur'an mı?" başlığı altında yayınladı bu sütunlarda. Gerekirse (ki bence gerekmez!) daha etraflı cevaplar da verilir; göl yerinden su eksik olmaz elhamdülillah! Bu çerçevede ben, Dine, Kur'an'a, Resulullah'a dil uzatanların zihnî ve
psikolojik arkaplanları hakkında hariçten gazel atmak istiyorum müsaade buyrulursa...
Diyelim ki Kur'an-ı Kerim iddia ettiğiniz ve "bilimselll" açıdan gösterdiğiniz üzere muharreftir sayın yazar; dininizi terk mi edeceksiniz?
-Ne dini ayol, yoktur o taraklarda bezim; ben Agnostikim, Deistim, Laikim, Evrimciyim filan diyorsanız, ikinci soru hazır...
-Kur'an muharref değilse, iman etmeye hazır mısınız?
Efendim? Duyamıyorum!
Yoo, kırk kurnada kırk tas ile kırklanıp güzeelcene boy abdesti aldıktan sonra saçlarını İndira
Gandi modeli yarımbaş örterekten,
müftü efendi huzurunda törenle kelime-i şahâdet getirmenizi beklemiyoruz, hatta "Yanılmışım" diyebilmek erdeminden de bahsetmiyoruz, sadece şu:
Kur'an muharref değilse, Allah'ın kelâmı ise, bizim âlimlerin göğüslerini gere gere, "On dört asırdan beri tek harfi bile değişmemiş tek kitab, işbu Furkan'dır; varsa misli-menendi, getirin de görelim" diyerek kitabın "İsmet"i hakkında söyledikleri "kaim" sözler (Bkz: Kütübin kayyıme!) hakikatin ta kendisi ise "Eyvah şimdi yandık işte" şeklinde bir
zihin zelzelesi geçirecek misiniz?
Sahi efendim, siz bu meseleleri "Hiçbir hakikat kalmasın Allah'ım dünyada nihân" diye nârâ atarak, bilim ve gerçek uğruna mı değnekliyorsunuz, yoksa "Ne yapalım abi, herkes gibi biz de ekmek derdindeyiz; medya dedikleri şu apaçiler âleminde tutunmak kolay mı?"cılardan mısınız? İlk zümreden iseniz eyvallah, samimiyetin medeni dünyada özür götüren bir kısmı vardır fakat ikinci zümreden olup da samimiyetten ziyade işin esnaflık faslı ile alâkadar iseniz vâ esefâ!
Değmez yârenler, değmez ihvanlar, değmez bacılar, inanın ki değmez!
Yine de siz bilirsiniz; ben şahsen sizler hakkında sebb ü şetm etmek için dilimi yorup günaha girmem ama şu samimi olduğunu varsaydığım bilim aşkınıza
kapak olsun diye bir daha sorayım:
-Kur'an sahih ise imân edecek misin Hemşîre?