Sevgili İş Bankası


Berke'ye mektup yazmış, hep yanında olacağını belirtmişsin. Berke dört yaşındaymış. Umarım tam sayfa mektubunu okumuştur. "Bu aralar Berke'nin işi başından aşkınmış... Düşünüyor, üretiyor, düşündüğü tam olmayınca, hadi sil baştan tekrar işe koyuluyormuş..." Dört yaşındaki Berke acaba ne üzerinde düşünüyor ve ne üretiyor, bunun ayrıntılarını da lütfen bize bildir (ikinci bir ilan ver, ama öyle arka sayfaya değil, üçüncü sayfaya ver ki ben de yirmi dörde kayayım.) Berke doğru yoldaymış. Biz yanlış yoldayız. Bilirsin, anamızı bile satarız da haberini yaparız. Paşa öyle demiş. Paşa öyle dediyse öyledir. Paşa daima haklıdır, paşanın haksız olduğu durumlarda bu cümlenin birinci bölümü uygulanır. (Sevgili İş Bankası, paşanın bu saptamasına bazı meslek kuruluşlarının acaba ne soylu, ne onurlu bir tepki göstereceklerini sen de benim gibi merak etmiyor musun? Sanırım sessiz kalacaklar. Postalcı postalı ısırır mı?) Ama anamızı da satsak, bazı reklamcıların müthiş yaratıcılığı gözümüzden kaçmaz, hakettikleri alkışı patlatmamızı engellemez. Sevgili İş Bankası, Berke 4 yaşındaymış, sen de 87... Belki yeni kuşaklar bilmezler (düşünceli ve üretici genç Berke'nin bundan haberi olmayabilir), hani sonradan Pakistan'ı oluşturacak Hintli Müslümanlar'ın Ankara hükümetine gönderdikleri "Türk kurtuluş savaşına yardım paralarıyla" kuruldun. Hintli Müslümanlar o paraları aralarında toplayıp "Hıristiyan ve emperyalist Batı'ya karşı" kullanmamızı istemişlerdi ama sonradan Batı'yla "sulh olacağımızı", hatta şapka da giyeceğimizi bilemezlerdi tabii... Paralar kurtuluş savaşını "finanse" etmek için gönderilmiş ama bir kısmı kullanılmamış. Ankara yönetimi Sovyet altınlarıyla satın aldığı Fransız toplarını yeterli görmüş olmalı... (Berke'ye sor, "yedi düvele karşı savaştığımızı" söyleyecektir. Yoksa artık Berke bile gerçekleri öğrendi mi?) Bu artan paralar, sana kuruluş sermayesi olmuş. Ortaklarından biri de, Gazi Mustafa Kemal Paşa! Sor bakalım, "banka ortağı yüce önder" fikri Berke'ye tuhaf geliyor mu, genç kuşağın düşünen ve üreten beyinlerinden biri olarak? Sonra kurucu hisselerini partiye devretmiş öldüğünde, ortaklarından biri bu sefer olmuş mu sana Cumhuriyet Halk Partisi? Olmuş, olmuş. Berke bile biliyor. Sözkonusu parti, o günden beri, diğer işlerinin arasında "bankacılık da yapmanın" onuruyla yaşıyor. Hani benzetmek gibi olmasın, AKP tutup da Al Baraka'dan hisse alsa paşa kıyameti koparır. Hangi paşa? Gazeteci seven paşa. Şimdi Sayın Kılıçdaroğlu'nun toptan ve perakende bakliyat işine de girmesini hasretle bekliyoruz. Bankacı niçin zahire ticaretiyle de iştigal etmeyecekmiş? Elinin altında "iktisat uzmanı" Gürsel Tekin gibi bir şahsiyet yok mu? Sattığını satar, satamadığını Somali'ye götürür. Sevgili İş Bankası... Daha nice seksen yedi yıllara... Bizim naçiz vücudumuz bir gün elbet toprak olacak, fakat İş Bankası ilelebet payidar kalacaktır. Son yıllarda giderek artan rekabet ve finans- kapitalin başdöndürücü gelişmesiyle yıldızın biraz sönmüş de olsa, Ebedi Şef ve Milli Şef dönemlerindeki eski fiyakana yeniden kavuşmanı dileriz. Berke'ye selam.
<< Önceki Haber Sevgili İş Bankası Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER